Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafın davayı yasal süre olan 7 günlük süre geçtikten sonra açmış olduğunu, itiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğunu. 6183 sayılı kanunun 58. Maddesi uyarınca açılacak itiraz davasının bir menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümlerinin cevaz vermediğini, zira tahsil edilmesi istenen alacağın kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olması nedeniyle sürüncemede kalması önlenerek hızla tahsili sağlanmak istendiğini, 6183 sayılı kanunda İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun aynı konuda menfi tespit istirdat davası açamayacağını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 6183 Sayılı Yasanın 58....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 28/06/2019 tarih ve 92515 sayılı haciz ihbarnamesinin davacı şirkete 03/07/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 6183 sayılı kanunun 79. Maddesi üzerine 1 yıl içerisinde menfi tespit davasının açılması gerektiğini ancak davacı şirketin iş bu davayı 25/09/2019 tarihinde açtığını, bu sebeple 6183 sayılı AATUHK'nın 79. Maddesi uyarınca davanın hak düşürücü sürede açılmaması sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının T3 Yüreğir Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen 28/06/2019 tarih, 45887390- 250.04- E.92515 sayılı ödeme emri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görüldü....
Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonunda ödenmesi gerekmektedir. 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de; 6183 sayılı Kanun, 506 ve 5510 sayılı Kanunlara göre daha genel bir Kanun durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik özel Kanun hükümlerine tanınacağından, özel kanun niteliğinde olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi karşısında, borcun doğduğu dönem yani istifa ettiği tarihten sonra kurum borçlarından sorumlu olmayacağı açıktır....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Çelik Yapı Enerji A.Ş'nin kamu borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca, davacı şirket adına düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Kanunun 79. maddesiyle, yedi günlük sürede alacaklı tahsil dairesine itirazda bulunmayan üçüncü şahıslara, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malı elinde bulundurmadığını ispat etmek imkanı tanındığı, davacı şirket tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:... esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı, davacının ... Çelik Yapı Enerji A.Ş.'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79. Maddesi gereğince menfi tespit istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde özetle; davacının ...nin tek ortağı ve müdürü olduğu, şirketin 28/01/2016 tarihinde ... ... ile birlikte kurulduğu, davacının %40 ... ...'ın %60 hissesinin olduğu, 05/07/2017 tarihinde ... ...'ın da hissesini davacının satın aldığı, Kemeraltı Vergi Dairesi'nin ... vergi kimlik numaralı mükellefi ... Elektronik Ticaret Hizmetleri Limited Şirketi'nin sorumlusunun ... ... olduğu, ... ...'ın vadesi geçmiş ve ödenmeyen vergi borçları nedeniyle ...ne halen ortaklığının bulunuyor olduğu gerekçesi ile hak, alacak, ortaklık ve kar payı üzerine 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi gereğince haciz konulduğu, ... ...'...
Vergi İdaresinin kamu tüzel kişisi olarak eylem ve işlemlerinin kamusal nitelik taşıdığı, idarenini hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı 2477 sayılı İdari Yargı Usul Kanunun 2/1-b maddesine göre tam yargı davalarının idare mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır." şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerdde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır....