Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2 maddesi). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur....

    Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2 maddesi). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur....

      Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2 maddesi). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava 4721 sayılı TMK'nın 32. maddesine dayalı olarak açılan gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verildiği kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Bir kimsenin gaipliğine karar verilebilmesi için ölüm tehlikesi içerisinde kaybolması veya gerçekte kaybolan kişinin ölümü hakkında kuvvetli olasılık olması şarttır. Bu durumlarda ölüm tehlikesi içerisinde kaybolma halinde 1 yıl, uzun süre haber alınamama halinde 5 yıl geçmiş olması gereklidir. TMK'nın gaipliğe ilişkin hükümleri incelendiğinde, gaipliğine karar verilmesi istenen kişinin ölümünde menfaati bulunanlar gaipliğe karar verilmesini talep edebilirler. Gaiplik sebepleri bakımından olmazsa olmaz şart ölüm tehlikesidir. Bu anlamda kişi ya ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmalı ya da uzun süreden beri haber alınamayan kişinin ölümü ihtimali "kuvvetle muhtemel" olmalıdır....

        Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için ya Medeni Kanunda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi, yahut tapu sicil tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekir. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu sicilinin beyanlar hanesine şerh verilmesi gereklidir. Somut olayda; hükümle kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3. maddesi uyarınca Tapu Sicilinin beyanlar hanesine şerh verilmemesi doğru değil ise de; bu yön hükmün bozulmasını ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

          Davada davacı vekilinin, küçük ... için maddi ve manevi tazminat istemi; Türk Medeni Kanununun 24 ve Borçlar Kanununun 41-49.(TBK 41-58.) maddesine dayanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda babalık davalarında maddi ve manevi tazminata ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Davacı vekilinin küçük ... için 5.000 TL maddi ve 70.000 TL manevi tazminat talebi, aile mahkemelerinin değil genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilindedir....

            FİİL EHLİYETİÜÇÜNCÜ KİŞİNİN SORUMLULUĞU4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 9 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 10 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 14 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 16 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 407 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 448 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 471 ] 1479 S. ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANL... [ Madde 63 ] "İçtihat Metni" Davacı Kurum vekili, davalının suç sayılır davranışı sonucu yaşamını yitiren sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan zararın, 1479 sayılı Kanunun 63'üncü madde hükmü gereğince rücuan tazminine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Hükmün, davalı vasisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi T.....

              TAPU SİCİL KAYDININ DÜZELTİLMESİ4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 1007 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 1025 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 101 ada 240 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyonunca dava dışı S... K... ve A... K... adına tespit ve tescil edildiğini, davalı A... tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasında kesinleşen karar gereğince taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesine rağmen tapu sicil müdürlüğünce taşınmazın hatalı olarak davalı adına tescilinin yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın S... K...ve A... K... adına tescili isteminde bulunmuştur. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Selda Özer'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

                Öte yandan, 4721 sayılı TMK'nın 33. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yer alan; "mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır. Bu süre, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır" hükmü uyarınca gaiplik talebine ilişkin davalarda esas hakkında karar verilebilmesi için mahkemece, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimselerin, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağrılması gerekmektedir. Bu süre ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Somut olayda, her ne kadar hakkında gaipliğine karar verilmesi istenilen T2'un, 07/06/2015 tarihinde yapılan 25....

                Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağı Anayasa Mahkemesince de kabul edilmiştir (Anayasa Mahkemesinin 02.07.2009 gün ve 2005/114-2009/105 sayılı kararı). Buna karşılık Türk Medeni Kanununun sözü edilen bu maddesindeki “evli değilse ananın” ibaresi Anayasanın 10 ve 41. maddelerine aykırı bulunarak baba lehine iptal edilmiştir. Bu maddenin iptalinden önce anne ve babanın sonradan evlenmesi (Türk Medeni Kanununun 292. maddesi) veya aynı Kanunun 27. maddesine bağlı haklı nedenlerden dolayı soyadının değiştirilmesi halleri dışında çocuğun babanın soyadını alma imkanı bulunmamaktaydı....

                  UYAP Entegrasyonu