Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, ancak 3.3.2005 günlü, 25744 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5304 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescilinin yapılacağını hükme bağlamakla, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmaz mallar bakımından yeniden kadastro yapılması imkanının hukuken kaldırıldığı, buna karşın dolu pafta sisteminin kabul edildiği 3402 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan tapulama ve kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan yerler bakımından, bu Kanun hükümleri uyarınca kadastro çalışması yapılabilmesine olanak tanıyan Geçici 4 üncü maddenin 3402 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan tapulama ve kadastro çalışmaları bakımından şartlarının doğması halinde uygulanabilmesine engel bir durumun olmadığı, başka bir ifadeyle 3.3.2005 günlü, 25744 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5304 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin sadece 3402 sayılı Kanuna göre...

    Sözkonusu istisnalar, 2859 sayılı Kanun uyarınca yapılan yenileme kadastrosu ile 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu gibi doğrudan arazi kadastrosu ile ilgili çalışmalardan ibaret bulunmayıp, imar mevzuatı kapsamında 2981 sayılı Kanun uyarınca yapılacak çalışmalar da istisnalar arasında sayılmıştır. 3402 sayılı Kanundan başka yasalar uyarınca yapılacak kadastro çalışmaları da istisnalar arasında sayıldığına ve bunlar arasında 6831 sayılı Kanun yer almadığına göre; 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılacak kadastro çalışmaları da ikinci kadastro yasağı kapsamındadır. 6831 sayılı Kanunda, orman kadastrosunun ikinci kadastro yasağı kapsamının dışında kaldığına dair açık bir düzenleme de bulunmamaktadır. 6831 sayılı Kanunun 7. maddesinde yer alan "her türlü taşınmaz" tabirini, daha önce yapılan kadastro çalışmaları sonucu oluşan mülkiyet haklarını idari bir işlemle ortadan kaldıracak şekilde geniş yorumlamak, isabetli değildir....

      SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : 3402 SY'nın 41.md.si Uyarınca Yapılan Düzeltme İşleminin Kaldırılması KARAR : Uşak 2....

      Dava, 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıl içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosu vardır. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; Yörede 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi gereğince orman kadastrosu yapılmış olup, çekişmeli taşınmaz 101 ada 1 parsel numarası ile orman niteliği ile Hazine adına tespit edilerek 30 gün süre ile askı ilanı yapılmıştır. Davacı kişi 30 günlük askı süresini geçirerek , kadastro mahkemesinde dava açtığı için 101 ada 1 parselin kadastro tespit tutanağı kesinleşmiştir....

        Mahkemece, Kadastro Müdürlüğünün düzeltme kararının davacı Hazineye 11.7.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 4.1.2012 tarihinde açıldığından bahisle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde öngörülen 30 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca 10.12.2011 tarih ve 157 sayılı re'sen yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile 4.1.2012 tarihinde açılmış olup; davaya konu düzeltme işlemi, davacı Hazineye 12.12.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başka bir deyişle, işlemin tebliğinden itibaren 30 günlük yasal süre geçmediği gibi; düzeltme işleminin yapıldığı 10.12.2011 tarihinden itibaren dahi bu yasal süre dolmamıştır....

          Kabule göre de, 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosuna itiraz davalarında Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği yasal hasım oldukları halde mahkemece Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi de doğru değildir....

            Çekişmeli 101 ada 7 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca 2007 yılında yapılan kadastro tespit çalışması sırasında; tapu kaydı, harici pay devri ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi; "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içermektedir....

            Ancak, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi amacıyla aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca, yeniden çalışma yapılabilir ve bu çalışma ikinci kadastro sayılmaz. Mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklar ile parselasyon, arazi toplulaştırması, ıslah, imar, sulama alanlarında arsa ve arazi düzenlemesi ve köy yerleşim haritaları yenileme çalışması kapsamı dışındadır. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro çalışmaları 3402 sayılı Kanuna 5304 sayılı Kanun ile eklenen Ek- 1/1. maddesi  uyarınca, aynı Kanunun 11'inci maddesine göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır. Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi; 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise; 26. maddesinde düzenlenmiştir....

              Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan keşif sırasında dinlenilen yerel ve tanık beyanları, keşif sonucu alınan teknik bilirkişi raporları ile mahkeme gözlemine göre taşınmaz üzerinde muhdesat bulunmamasına , somut olayda çekişmeli taşınmaz hakkında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu söz konusu olmayıp, yapılan işlemin 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca tescil harici taşınmazların mülkiyetinin belirlenmesine ilişkin kadastro çalışması (tesis kadastrosu) olup, bu tür kadastro çalışmalarında ancak 3402 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca taşınmaz üzerindeki muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesinin mümkün olmasına , tesis kadastrosu çalışmalarında tutanağın beyanlar hanesinde kullanıma yönelik şerh verilmesinin hukuken mümkün bulunmaması ile Hazine tarafından açılan bir davada olmamasına göre yazılı şekilde karar...

              Bu sebeple, hükmün “1 rakamlı bendinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “ ham toprak vasfı ile yapılan tespitin iptali ile... adına... vasfı ile tespit ve tesciline,” ifadelerinin çıkarılarak bunun yerine "tespit gibi ham toprak niteliği ile... adına tapuya kayıt ve tesciline, Davalı... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık olmak üzere 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3. maddesi uyarınca takdir edilen 400,00.-TL'nin davacıdan alınarak davalı...ye verilmesine," ifadelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA 12/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu