Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Merkez, ...mahallesi 3270 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan yenileme kadastrosuna itiraz davasının reddine; 3270 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 22/2-a uygulama tutanağının tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline; 3270 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan orman kadastrosuna itiraz ve 2/B çalışmalarına itiraz davasının kısmen kabulü ile; 3270 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden fen bilirkişisi ile orman bilirkişileri tarafından hazırlanan 18/07/2013 havale tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 1041,29 m² miktarındaki kısım ile (B) Harfi ile gösterilen 1656,84 m² miktarındaki kısımların orman olduğunun tespitine ve 73 nolu...kadastro Komisyon Başkanlığının orman sınırları dışına çıkarılma işleminin iptaline ve orman sınırları içersine alınmasına, (C) harfi ile gösterilen 4892,71 m² miktarındaki kısmın orman olmadığının tespitine ve 73 nolu -2- 2016/7541 - 2016/11722 ......

    ASKI İLANIGÖREVKADASTRO TESPİTİNE İTİRAZKAZANILMIŞ HAK3402 S. KADASTRO KANUNU [ Geçici Madde 5 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 9 ] 3402 S....

      Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde; Antalya İli Korkuteli İlçesi Akyar Mahallesi sınırları içerisinde yer alan taşınmazlarda 3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 8.maddesi ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 2009/7 numaralı Genelgesinin 2. maddesi uyarınca kadastro çalışması yapıldığını, çalışmalarının 29/12/2020- 28/01/2021 tarihleri arasında 30 günlük askı ilanına çıkarıldığını, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesine göre yoğun emek ve para sarf ederek, kayalık, taşlık ve demir girmez vs. nitelikli bir yerin tarım arazisi haline getirilmesi gerektiğini, imar ve ihyanın tamamlanmasından itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin aralıksız ve nizasız geçmesi gerektiğini, kullanımda bulunmadığını belirterek davanın usul ve esastan reddinin gerektiğini savunmuştur....

      Dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp, dava konusu parseller yönünden kesinleşmemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4/3 maddesinde “Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re'sen devam ettirilir” ve 27/5. maddesinde yer alan "Hakim usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları kadastro müdürlüğüne iade edemez" yasal düzenlemeleri karşısında, muhtar ve bilirkişilerin düzenlenen kadastro çalışmalarına katılmamaları ve kadastro tutanağını imzalamamaları şeklindeki usul ve şekle ilişkin eksikiliğe dayanılarak dosyanın kadastro müdürlüğüne iadesi şeklinde karar verilmesi kanuna aykırı olup, mahkemece işin esasına girilerek ve deliller toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....

        Mahkemece, 5841 sayılı kanunun 2.maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına yapılan ekleme ve yine aynı kanunun 3.maddesi ile 3402 sayılı kanuna eklenen geçici 10. maddesi gereğince kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun değişik 12.maddesinde sözü edilen on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır....

          Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 766 sayılı Kanuna göre yapılan 17.10.1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun ek 5. maddesine göre yapılan ve 05.05.2015 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 23.10.2015-24.11.2015 tarihinde ilan edilen 3402 sayılı Kanunun geçici 8. madde kadastro çalışması bulunmaktadır....

            Davalı Orman İdaresi vekili 17/10/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle:Zonguldak ili Kozlu ilçesinde 1973 yılında 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastro çalışmalarının yapıldığını, 16/09/1974 tarihinde de kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın 2011 yılında vasfı orman olarak tapusunun alındığını, 3402 Sayılı Yasanın 22/A maddesi gereğince yenileme çalışmalarına 08/10/2015 tarihinde başlanıldığını, 07/11/2015 tarihinde bu çalışmaların kesinleşerek taşınmazın orman olarak tespitinin yapıldığını, en son olarak da 2016 yılında 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapıldığını, bir yerin 6831 Sayılı Orman Kanununun 2/B maddesine göre orman sınırları dışına çıkartılmasına orman kadastro komisyonlarının karar verebildiklerini, Orman Kadastro Komisyonlarının 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesine göre; 31/12/1981 tarihinden önce ilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş yerlerin tespitinde 1980'li yıllara ait hava fotoğraflarını ve 1/25000 ölçekli memleket haritalarını baz aldıklarını...

            Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir....

              Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir....

                Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu