Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böylelikle, gerek 6831 sayılı Kanun hükümlerine gerekse 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosuna itirazda hak düşürücü süreler yönünden uyum sağlanmıştır. 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmü uyarınca yapılan orman kadastrosuna 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca 30 gün içinde kadastro mahkemesine, 30 günlük sürenin dolmasından itibaren de 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıl içinde asliye hukuk mahkemesine orman tahdidinin ve kadastro tespitinin iptali istemiyle dava açılabileceğinin kabulü gerekir....

    Taşınmazın kadastrosunun 3402 sayılı Kanuna göre yapılması, Kadastro Kanununda, bu Kanuna göre yapılan kadastro tespitlerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunundaki usûl ve esasların uygulanacağının belirtilmesi, zilyetliğe ve/veya vergi kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlerle açılan davalarda 30 günlük hak düşürücü sürenin uygulanıp, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde ki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmamasının kanuna, Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerine ve hukukun genel ilkelerine aykırı olması yanında; ilgili kanunun bir maddesinin uygulanıp, diğer bir maddesinin uygulanmaması şeklinde yapılan bir uygulama ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinin yok sayılması mümkün değildir....

      DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında 412 parsel sayılı taşınmazın kök miras bırakan ... ... adına, 413 parsel sayılı taşınmazın ise ... ... adına tespit edildiğini, ancak ilgili kayıtlar tapuya tescil edilirken karıştırılıp ters şekilde kaydedildiğini, davacının Kahramanmaraş ili Afşin ilçesi Altunelma mahallesi 413 parselin maliki olduğunu, ancak fiili olarak 412 parseli kullandığını ileri sürerek, 412 parselin davalılar adına, 413 parselin ise davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. III....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacılar tarafından iptali istenen 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltmeye ilişkin işlem dosyasının işlemin davalılara tebliğ edildiğine dair tebligat parçaları ile birlikte kadastro müdürlüğünden getirtilerek evrak arasına konulduktan sonra Dairemize gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Ancak, çekişmeli parsel davalı adına tesbit edildiği halde, davalı bu tesbite itiraz etmediği gibi, endisi aleyhine dava açıldığında da, davanın reddini isterak davaya karşı koyduğu, hal böyle olunca, davalının aleyhine haksız olarak dava açıldığı söylenemeyeceği, 3402 Sayılı Yasanın 36/1 maddesi ve H.Y.U.Y'nın 413 ve devamı maddeleri gereğince davada haksız çıkan tarafın yargılama giderlerini ödeme yükümlülüğü bulunduğu gözetilerek, yargılama harç ve giderlerinin davalıdan alınmasına ve kendini vekille temsil ettiren Hazine yararına 3402 Sayılı Yasanın 31/3 maddesi gereğince avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve Hazine yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi doğru değil se de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

              Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

                Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

                  Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraza ilişkin davanın reddine ve eski 2149 sayılı parselin uygulama tutanağı gibi 28074 ada 56 parsel sayısı ve 4504,56 m² yüzölçümüyle tapu siciline aktarılmasına, orman vasfıyla tapuya tescil isteği yönünden ise, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ile kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir....

                    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 14/08/1991 tarihinde ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1962 yılında yapılan arazi kadastrosu, 15/06/2012 - 16/07/2012 tarihleri arasında ilân edilen 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde çalışması vardır....

                      UYAP Entegrasyonu