ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/10/2019 NUMARASI : 2019/393 ESAS 2019/828 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 31/10/2019 tarih ve 2019/393 Esas 2019/828 Karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil banka tarafından davalı borçlu Haşim Kılıç hakkında Uşak 2. İcra Müdürlüğünün 2019/369, 2019/348,2019/375 sayılı takiplerin başlatıldığını, davalının mal kaçırmak amacıyla diğer davalıyla danışıklı olarak yapmış oldukları Uşak 2. İcra Müdürlüğü'nün 2018/4787 sayılı takip dosyasında davalı Haşim Pakır'ın maaşı üzerine haciz konulduğunu ileri sürerek, muvazaalı takip (Uşak 2. İcra Müdürlüğünün 2028/4787E) ile bu takipten borçlu davalı Haşim Pakır'ın maaşı üzerine konulan 1....
İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan iptal davası, dava konusu malın aynına ilişkin bir aynî dava olmayıp, şahsi bir davadır. Yani bu dava ile malın mülkiyetinin davalıdan (üçüncü kişiden) alınarak, borçluya ait olduğuna karar verilmemekte, sadece alacaklı malın bedelinden alacağını (kişisel hakkını) almak yetkisini elde etmektedir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı 2. B. Ankara 2013 s.1397). İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan davalarda tapu kaydının iptali ile borçlu adına tapuya tesciline karar verilemez. İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için davacının davalı borçluda gerçek bir alacağının bulunması, borçlu hakkında yapılan icra takibinin kesinleşmiş olması, iptal konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış bir aciz belgesinin bulunması gerekli olup bu şartların varlığı mahkemece resen değerlendirilir....
DAVASI BAĞIŞLAMAİSPAT YÜKÜTASARRUFUN İPTALİ2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 105 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 277 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 278 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar Tahsin ve Yakup tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında Özetle; borçlunun haczi kabil malının bulunmadığını gösteren haciz tutanağının İİK'nın 105. maddesi uyarınca geçici aciz vesikası niteliğinde olup, karar kesinleşmeden önce ibraz edildiği ve bu suretle dava ön koşulu yerine getirilmiş olduğundan işin esası incelenip bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir....
A.Ş. açısından davanın reddine, davacı yerine geçen iflas idaresi yönünden; Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/418 Esas ve 2008/250 Karar sayılı ve 11/07/2008 tarihli kararın 1 nolu bendi ile verilen "Mersin 1. İcra Müdürlüğünün 2002/3970 Esas sayılı dosyası yönünden davanın reddine" ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2002/21195 Esas, 2002/21196 Esas, 2002/21197 Esas ve 2002/21198 Esas sayılı dosyaları yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Müflis ... Petrol Ürünleri Nakliye Danışmanlık Hizmetleri İnş.Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti. iflas idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Açılan davanın kabulüne, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 13083 ada, 10 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından ...'a 10/07/2014 tarihinde yapılan satış işlemine ilişkin tasarrufun İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptaline,Davacıya bu taşınmaz üzerinde cebri icra yoluyla alacağını alma yetkisinin tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile, borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK'nun 245. maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir. Yargılama sırasında borçlunun iflası halinde de yine aynı madde gereğince iflas idaresinin yargılamaya devam edip etmeyeceği veya davacıya yetki verip vermeyeceğinin netleşmesi gerekmektedir....
Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davacının alacağının 19.02.2010 tarihinde doğduğu, iptali istenilen takibe ilişkin bonolar ise 02.01.2009 tarihinde tanzim edilmiş olduğu,davalı ...'nin alacağının önceden doğduğundan bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı İflas Dairesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı İflas İdaresi, müflis ... ... 1155 ada 65 nolu parseldeki meskenini boşandığı eşi davalı ...'e iflas tarihinden önce bağışladığını, iflasın açılmasından geriye doğru bir yıl içinde para veya mutad ödeme vasıtalarından başka bir surette yapılan ödemelerin batıl olduğunu, davalı ...'ın sözkonusu taşınmazı daha sonra diğer davalı ... ...'a sattığını, ...'in taşınmazı alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla gerçek değerinin çok altında bir fiyatla satın aldığını ve adı geçenin müflisin üçüncü dereceye kadar hısımı olabileceğini belirterek; öncelikle anılan tasarrufların iptalini, davalı ...'...
Somut olayda; hükmün Dairemizce bozulmasından sonra borçlular hakkında haciz işlemi sürdürülmüş ve 25.01.2010 tarihinde yapılan iki ayrı hacizde haciz tutanağına icra müdürü tarafından “borçlunun haczi kabil ve yeterli malı bulunmadığına” dair tespit yazılmıştır. Bu saptama yukarıda sözü edildiği üzere İcra ve İflas Kanununun 105. maddesinde zikredilen “geçici aciz belgesi” yerine geçer. Dolayısıyla, dava şartı olan aciz belgesinin varlığı gerçekleşmiştir. Ne var ki; yukarıda belirtildiği gibi dava genel muvazaa iddiasına değil, niteliği itibariyle İcra ve İflas Kanununun 277. ve devamındaki maddeleri hükümleri kapsamına giren tasarrufun iptali davasıdır. Davanın nitelendirilmesinde yanılgılı değerlendirme ile hatalı sonuca ulaşılmıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; orta yerde İcra ve İflas Kanununun 277. ve devamı maddelerinde sıralanan tasarrufun iptali sebeplerinin bulunup bulunmadığını incelemek ve değerlendirmek, bunun sonucuna uygun bir hüküm kurmak olmalıdır....
Ayrıca dava konusu olayda muvazaalı işlem, taşınmaz satışına ilişkin olduğundan değerlendirme, taşınmaz satışlarında muvazaa ile sınırlı yapılmıştır.Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taşınmaz satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla TBK’nın 19. maddesine dayanılarak açılan bir davada, muvazaa iddiasının kabulü hâlinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip tapu iptali ve tescil yerine kıyasen davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olarak davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi şeklinde hüküm kurulup kurulamayacağı noktasındadır.TBK’nın, “Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler” başlıklı 19. maddesi aşağıdaki şekildedir:Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.”Hemen belirtilmelidir ki...
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir....