Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Poroy, Tekinalp, Çamoğlu 2019, Ortaklıklar Hukuku Cilt I, S. 458) Öte yandan, A Seri, 1 Sıra No.lu Tahsilat Genel Tebliği'nin "Limited Şirketlerin Amme Borçları" başlıklı bölümünde, 6762 sayılı Kanun'un 520. maddesi hükmüne göre ortaklık payının devrinin; tescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, ortakların devir işlemine muvafakatı ve devrin pay defterine işlenmesi ile hükmün ifade edeceği belirtildikten sonra ortaklık payının devredildiği tarih olarak, şirket sözleşmesinde ortaklık payının devri için ortaklar genel kurulu onayının aranmadığı durumlarda noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınması gerektiği düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davacının sorumlu olduğu döneme göre sermaye miktarı veya sermaye hissesi gözönünde bulundurularak takip edilip edilmediği, amme alacağının asıl borçlu şirketin malvarlığından tahsili yoluna gidilip gidilmediği ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususları da değerlendirilerek yeniden karar verilmesi gerekmektedir....

    Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye numaralı hisse devri senedi ile …'a devrettiği, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda da şirket müdürünün …, işleri yürütenin … olduğu şirketin muhasebecisi tarafından ifade edilmekle şirket ortaklarının … ve … olduğunun davalı idarenin bilgisine girdiği, uyuşmazlık konusu dönemde ortaklık sıfatı bulunmadığı anlaşılan davacının söz konusu vergi borcundan sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin davaya konu edilen kısmını iptal eden ...Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; bahse konu hisse devri sözleşmesinin tescil ve ilan edilmediği ve hisse devri sözleşmesinin idareye bildirildiğine dair herhangi bir bilgi ya da belge sunulmadığı olayda, ortaklık sıfatı sona erdirilmeyen davacının şirket tüzel kişiliğine ait kamu borçlarından ortak sıfatıyla payı oranında sorumlu tutulabileceği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 05/02/2019 tarih...

      İş Mahkemesi ise; "...davanın tacirler arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflar arasında 4857 sayılı Kanun uyarınca geçerli iş sözleşmesinin bulunmadığı, davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosya kapsamından ... San. Tic. Ltd. Şti'nin sahibi ... ile ... arasında 22 katlı binanın yapımı yönünde 05.12.2013 tarihli adi yazılı ortaklık sözleşmesinin yapıldığı, anılan sözleşmenin 4-c numaralı bendinde yapılacak işlerin takibinin ... tarafından yürütüleceği, bu işin bedeli içinde ortaklık haricinde net 2.500.-TL sigortalı olarak ücret alacağının belirtildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemlerine ilişkindir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı tacir olmayıp, taraflar arasında iş akdi de bulunmamaktadır....

        payı(çıkma akçesi) tespitiyle bu bedelin davacıya ödenmesini, dava süresince davacının ortaklık sıfatı devam edeceğinden gerek kendisi gerekse şirketin menfaatlerinin olumsuz etkilenmemesi için tedbiren şirket yönetimine kayyım tayin edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/488 KARAR NO: 2021/395 DAVA : TİCARİ ŞİRKET (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 05/06/2020 KARAR TARİHİ: 03/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkillerinin kurucu ortağı olduğu -----yılında beş kişi tarafından kurulmuş olup, bir hissedar davalının ---- diğer dört hissedar ise ----oranında pay sahibi olduğunu, şirket ------temsil ve yönetim yetkisinin tamamının bir kişiye devrinin de mümkün olabileceği yönünde düzenleme yapıldığını, şirket kurucularının aslında dört kişi olduğunu, ----kişi olan ----- zamanki kuruluştaki yasal zorunluluk -------- yapıldığını, ortaklardan-----olduğunu, o zaman başka bir işyerinde çalıştığını, şirketle bir ilgisinin olmadığını, zaman içerisinde müvekkillerinin büyük hissedar olan ------ şirkette kendisini her konuda yetkili...

            Maliki aleyhine, alacağının tahsili amacıyla İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/25648 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun ortaklık payı üzerine 4.10.2010 tarihinde haciz konulduğunu, haczin ortaklık pay defterine işlendiğini, ticaret sicil dosyasına da kayıt ettirildiğini, takip sonucunda borçlu adına başkaca mal bulunamadığını ileri sürerek, TTK'nın 522. maddesine göre şirketin tasfiyesini ve ortağın tasfiye payının müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, borçlu ortak hakkında ortaklıktan çıkarma davası açıldığını, sonucunun beklenmesi gerektiğini, icra dosyasında tüm tebligatların usulsüz yapıldığını ve dava şartının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, dava dışı ... Maliki'den İstanbul 2....

              HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, adi ortaklık iddiasından kaynaklı ortaklık payı, ortaklık için harcanan masraflar, yıllık ortaklık kar payı ve yıllık kira bedelinden oluşan alacaklarının davalıdan tahsili talebine ilişkindir.Davacı, dava dilekçesi ile dava konusu para alacaklarının ileride tahsilinin güvence altına alınabilmesi için 660.000 TL yi karşılayacak miktarda davalıya ait malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.Mahkeme 15/02/2022 tarihli gerekçeli ara kararıyla HMK 389 vd maddeleri gereğince koşulları bulunmadığından söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş davacı vekili iş bu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş ara kararında yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde;Derdest davanın adi ortaklık iddiasından kaynaklı...

                Mahkemece; hükme esas alınan 15/04/2017 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında 15/07/2005 tarihli kar paylaşımına dayalı istisnai iş – ortaklık sözleşmesi uyarınca ortaklık ilişkisinin bulunduğu, ortaklığın 04/06/2008 tarihli fesih ihtarı ile sona erdiği, davacı/ karşı davalının sözleşmeden kaynaklı ücret alacağının davalı/karşı davacı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği, davacı/ karşı davalının ıslah dilekçesi ile kar payı alacağına ilişkin talebini 142.672 TL olarak artırdığı, ıslah ederken fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmadığı, bu nedenle kar payı alacağına yönelik 142.672 TL üzerinde fazladan talepte bulunamayacağı gibi ek dava da açamayacağı; her iki tarafın cezai şart talebinin yerinde olmadığı, davalı/ karşı davacı tarafından karşı davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 17.040 TL ücret alacağı ile 142.672,79 TL kar payı alacağı toplamı olan 159.712,79 TL’nin temerrüt tarihi olan 17/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek...

                  DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 05/05/2015 KARAR TARİHİ : 14/07/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 16/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; İSTEM: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacının .... Petrol Ltd. Şti.'nin %30 oranında ortağı olduğunu, diğer ortağının ise %70 oranında davalı ... olduğu, ... ile 08/04/2011 tarihli protokol yapıldığı, bu protokolün 2. maddesinde “şirket ortağı eski müdürü ... tarafından şirket gelirlerinden yaptığı her türlü harcama, ödeme, borç verme, satış işlemleri ve parasal geçmişte yapılan tüm işlemlerden dolayı hatta bu işlemler şirket zararına olan işlemlerden dahi olsa bunlardan dolayı ...'ı ...'ı cezai yönden şikayet etmeyecektir.” şeklinde düzenleme yapıldığını, yine aynı protokolün 3. maddesinde ...'ın şirketteki hisselerini ...'...

                    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece 07/10/2015 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve ıslah ile artırılan miktarın zamanaşımına tabi tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, adi ortaklık ilişkisi fesih ve tasfiye edilmediğinden zamanaşımı süresinin işlemeyeceğini, mahkemece adi ortaklığın tasfiye prosedürünün işletilmediğini, hükme esas alınan rapora yönelik itirazlarının ve bu rapora üstünlük tanınma sebebinin değerlendirilmediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan ortaklık gideri (masraf) ve kar payı alacağının tahsili istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf yoluna başvurmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu