Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin 638/2 maddesine dayalı haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Davacının dava dilekçesinde şirketten çıkmak için ileri sürdüğü iddialar özellikle şirketin sui idaresine ve bundan kaynaklanan olgulara bağlanmıştır. Her ne kadar, limited şirket ortakları bakımından varlığı ileri sürülen bu olgular gerek şirket bünyesinde ve gerekse de ...'nin 626/1.maddesinin "Müdürler ve yönetimle ilgili kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler." hükmü uyarınca gerektiğinde mahkemeye başvurmak suretiyle giderilebilir nitelikte görülse de, hiç kimsenin lehine olan bir davayı açmakla yükümlü tutulamayacak olmasına dair usul ilkesi de gözetildiğinde, tüm bu sebeplerin davacı ile davalı arasındaki ortaklık ilişkisini zayıflatması ve bu suretle de çıkma isteğinin haklı nedenleri olarak ortaya gelmesi mümkün ve muhtemeldir....

    Davalılar vekili, husumet itirazında bulunmuş, davacının iddialarının yerinde olmadığını, haklı sebeplerin oluşmadığını, davacının kendi kusurlu davranışlarına dayanarak çıkma talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın, şirket ortaklığından çıkma davası olup, şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesinin yeterli olduğu, davalı gerçek kişilere dava yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın davalı gerçek kişiler yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket aleyhindeki çıkma davasının kabulüne, davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, ayrılma payı talebinin kısmen kabulü ile, 873.024,25 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur....

      DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 09/06/2022 KARAR TARİHİ : 28/09/2023 GEREKÇE TARİHİ : 19/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: 28/01/2016 tarihinde bu yana ....i.'nin ortağı olduğunu, daha önce şirketin işçisi iken, şirketin diğer ortaklarının şirket işlerini yürütmesi için tarafına şirket ortaklığı ve şirketin müdürlük yetkisini verdiklerini, ortaklığın başladığı günden bu yana şirketin diğer ortaklarına ulaşamadığını, şirket ortaklarından ....'...

        deki ortaklığından haklı sebeple çıkma talep edilmiş olup; söz konusu davanın Türk Ticaret Kanunu'nun 636/3 maddesi uyarınca feshi talep edilen şirket aleyhine açılması gerektiğinden şirket ortağı olan ... aleyhine açılan işbu davanın HMK'nın 114/1-(d) ve 115/2. maddeleri uyarınca pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

          HUMK'un 440/5. maddesi uyarınca hakemlerin verdiği hükümlerin ve bu Kanunun tahkim hükümlerine göre mahkemece verilecek kararların onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlar hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamayacağından, davacının şirket ortaklığından çıkmasına ilişkin 10.03.2014 tarihli hakem kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/1992 E, 2017/518 K sayılı ilamıyla 19.10.2017 onama tarihi itibari ile kesinleşmiştir. Her ne kadar davacı taraf hakem kararında çıkma payı ödenmesi şartıyla davalı şirketten çıkmaya karar verildiğini, çıkma payının ödenmemesi nedeniyle çıkma kararının kesinleşmediğini ileri sürmekte ise de, anılan hakem kararının 3 nolu bendinde çıkma, 4 nolu bendinde çıkma payının ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan kararın 7 nolu bendinde ise çıkma payının ödenmesine ilişkin ön şart bulunmakta ise de, bu bendin davacının payının diğer ortağa tahsisiyle ilgili olduğu, bu nedenle şartlı bir çıkma kararından söz edilemeyeceği ortadadır....

          HUMK'un 440/5. maddesi uyarınca hakemlerin verdiği hükümlerin ve bu Kanunun tahkim hükümlerine göre mahkemece verilecek kararların onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlar hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamayacağından, davacının şirket ortaklığından çıkmasına ilişkin 10.03.2014 tarihli hakem kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/1992 E, 2017/518 K sayılı ilamıyla 19.10.2017 onama tarihi itibari ile kesinleşmiştir. Her ne kadar davacı taraf hakem kararında çıkma payı ödenmesi şartıyla davalı şirketten çıkmaya karar verildiğini, çıkma payının ödenmemesi nedeniyle çıkma kararının kesinleşmediğini ileri sürmekte ise de, anılan hakem kararının 3 nolu bendinde çıkma, 4 nolu bendinde çıkma payının ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan kararın 7 nolu bendinde ise çıkma payının ödenmesine ilişkin ön şart bulunmakta ise de, bu bendin davacının payının diğer ortağa tahsisiyle ilgili olduğu, bu nedenle şartlı bir çıkma kararından söz edilemeyeceği ortadadır....

          Noterliğinin 15.11. 2016 tarihli, 37020 yevmiye nolu cevabı ihtarnamesinden anlaşılacağı üzere, davalının, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasını amaçladığını, İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK'nın 638/2. maddesi uyarınca, haklı nedenlerle davalı şirket ortaklığından çıkma ve çıkma bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....

          vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı bulunduğu davalı şirkette 8 yıldır kâr payı dağıtılmadığını, şirket ortakları arasında gruplaşma ve bir kısım şirket ortaklarına örtülü kar aktarımı olduğunu, müvekkillerinin bilgi alma ve inceleme haklarının engellendiğini, bu durumların mahkemenin 2012/706 Esas-2013/301 Karar sayılı ilamı ile tespit edildiğini, müvekkilleri ile diğer şirket ortakları ve yönetimi arasında güven ilişkisinin kalmadığını ileri sürerek, TTK'nın 638. maddesi uyarınca müvekkillerinin haklı sebeplerle davalı şirket ortaklığından çıkmalarına, şirketin mal varlığı ve gerçek değerinin tespiti ile çıkma paylarının müvekkillerine ticari faiziyle birlikte ödenmesine...

            Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/04/2014 tarih ve 2013/233-2014/100 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ana sözleşme uyarınca sermaye borcunu ödemesine rağmen şirket müdürü olan diğer ortak İsmail Turan'ın ihtarname göndererek haksız yere yeniden bu miktarı talep ettiğini, aksi takdirde icra takibi yapacağını ifade ettiğini, sözlü olarak aynı beyanlarda bulunması nedeniyle aralarındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, davalı şirket müdürünün davalı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren 3 şirkete ortak ve yönetici olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kar...

              maddesi gereğince ortaklıktan çıkma talebinin haklı sebebe dayandığının kabulü gerektiği gerekçesiyle, benimsenen bilirkişi raporunda belirtilen değer üzerinden davanın kısmen kabulüne, davacının davalı AY-İŞ Petrol Tarım Hayvancılık Ltd. Şti'nin feshi talebinin reddine, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 54.417,... TL ayrılma payının davalı Ay-İş Petrol Tarım Hayvancılık Ltd. Şti'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir. ...- Dava mevcut haliyle limited şirketten çıkmaya izin ve çıkma payının tahsiline ilişkindir. Şirketle ortağı arasında görülen çıkma davası niteliği itibariyle şahsın hukukuna ilişkin olduğundan bu husustaki dava etme hakkının devri söz konusu edilemez. Davacı ancak, davada hükmedilecek olan çıkma payını temlik edebilir. Dava ortaklık sıfatına bağlı olarak açılıp sürdürüleceğinden, davacının dava sonuna kadar bu sıfatının devam etmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu