WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının işe giriş tarihinin yurt dışında 18 yaşını doldurduğu tarihten sonraki ilk işe giriş tarihi (13.03.1990) olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 01.10.1990 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmiştir....

    Hükümlü hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada sanık olan ... ve ....'a ilişkin ilk hükmün, adı geçen sanıklar tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması için bozması ve bozmadan hükümlü ...'ın da yararlandırılmasına dair kararı üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan ...'ın uyarlama yargılamasının ayrı olarak ele alınması gerekirken, tekrar yargılama sürecine dahil edilerek, sonraki hükümlerin kurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak ilk hükmü temyiz etmeyen hükümlü ...'ın sonraki hükmü de temyiz etme hakkı bulunmadığından, kurulan bu hüküm, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir....

      İstem yazısında; “ 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, “Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz” şeklindeki 73/4. maddesi karşısında, adı geçen sanığın üzerine atılı kovuşturması şikayete bağlı olan hakaret suçu ile ilgili müştekinin 05/04/2013 tarihli oturumda şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, sanık hakkında şikayet yokluğundan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yerine mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Mahalli mahkemece 13.03.2007 tarih 2006/92 (E) ve 2007/100 (K) sayılı ilamında 1,500 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün 03.02.2010 tarihinde kesinleşmesinden sonra uyarlama yargılaması yapılarak 03.05.2010 tarihli ek karar ile sanık hakkında 2 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilerek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, uyarlama yargılamasından önceki hükümde sanık hakkında hükmolunan 1,500 TL adli para cezasına karar verildiği halde, uyarlama yargılamasından sonraki açıklanan hükümde sanık hakkında 2 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilerek CGK'nun 09.02.2016 tarih 2014/71 Esas ve 2016/42 sayılı kararına ve 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesine aykırı davranılması, , 2) Mağdurun...

          Alınan karar ekonomik gerekçelerle Şerefiye paylarının bir sonraki genel kurulda kararlaştırılması yönündedir. Bu kararın kooperatif genel kurulunun yetkisi dahilinde alabileceği bir karar olduğu kabul edilmelidir. Kooperatif henüz tam tasfiye aşamasına geçmemiştir. Kooperatifin bir kısım vergi borçları bulunduğu ve genel kurulda bu vergi borçlarına ilişkin karar alındığına dikkat edilirse şerefiye ödemelerinin bir defaya mahsus olarak ertelenmesi makul karşılanmalıdır. Genel kurul kararıyla Şerefiye ödemeleri belirsiz bir vadeye ötelenmemiştir. Bir sonraki yıl genel kurul toplantısında görüşülmesi karara bağlanmıştır. Kooperatif genel kurulu bir sonraki yıl gündemine bu hususu almazsa veya genel kurulda çoğunluk tarafından alınan karara göre şerefiye paylarının bir kez daha ertelenmesi söz konusu olursa bu kez kooperatifin bir hakkı kötüye kullandığından söz edilebilir....

            Sayılı dosyası ile yapılan takip, bonoya dayalı olup, davacı vekili takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği nedeni ile mahkememize başvurmuştur. Başvuru bu hali ile İİK.'nun 170/b maddesinin göndermesi ile aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşması nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesi yollaması ile uygulanması gereken aynı Yasa'nın 661/1.maddesi gereğince, bonoda keşideci ve onun gibi sorumlu olan aval verene karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır. Somut olayda, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işlemler yapıldığı dolayısıyla borçlunun zamanaşımı nedeniyle icra mahkemesine başvuru tarihine kadar 6762 sayılı TTK'nun 661/1.maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı ...ndan bahisle -Davacının zaman aşımı şikayetinin reddine.." karar verildiği görülmüştür....

            Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, a- Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 tarihli ve 2015/349 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, b- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 01/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi halinde kamulaştırma ./.. bedelinin faizi alınmaz. Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer. Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması halinde uygulanmaz.” hükmü yer almakta olup, söz konusu maddede kamulaştırılan taşınmaza ihtiyacı kalmayan idarenin, kamulaştırmadan sonraki davranışları düzenlenmiştir. Bilindiği üzere, hak düşürücü süreler yasalar ve sözleşme ile belirlenen bir sürenin geçmesiyle sadece dava hakkını değil bizzat hakkın kendisini ortadan kaldıran ve hakim tarafından resen nazara alınması gereken süreler olup, bu süreler, hukuki güvenliğin ve istikrarın sağlanması amacına hizmet eder....

                Dava İİK'nun 71/2 maddesi delaletiyle aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca açılmış takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, takibe konu bononun 3 yılık zamanaşımına tabi olmasına, İİK'nun 71/2 maddesiyle uyarınca açılan iş bu davanın süreye tabi olmamasına, takip dosyasındaki son işlem tarihi 11/01/2008 günlü haciz işlemi ile yenileme tarihi olan 10/09/2013 tarihi arasında 3 yıllık bono zaman aşımı süresinin fazlasıyla dolmuş olmasına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

                İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi halinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz. Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer. Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması halinde uygulanmaz.” hükmü yer almakta olup, söz konusu maddede kamulaştırılan taşınmaza ihtiyacı kalmayan idarenin, kamulaştırmadan sonraki davranışları düzenlenmiştir. Bilindiği üzere, hak düşürücü süreler yasalar ve sözleşme ile belirlenen bir sürenin geçmesiyle sadece dava hakkını değil bizzat hakkın kendisini ortadan kaldıran ve hakim tarafından resen nazara alınması gereken süreler olup, bu süreler, hukuki güvenliğin ve istikrarın sağlanması amacına hizmet eder....

                  UYAP Entegrasyonu