Organize Sanayi Bölgesi'ne ait nazım imar planı ve uygulama imar planlarının kesinleşme tarihi belirlenip davacının talep ettiği katılım payı aidatlarının imar planlarının kesinleşmesinden önceki dönem için mi, imar planlarının kesinleşmesinden sonraki dönem için mi talep edildiği tespit edilerek, şayet kesinleşmeden sonraki bir tarihe ait ise davalının katılım payı aidatından sorumlu olacağı, önceki döneme ait ise sorumlu olmayacağı gözetilerek, dosya kapsamına uygun olarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın katılım payı alacağı yönünden de kabulü ile takibin katılım payı alacağı için de devamına karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş ve bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir....
Bu durumda borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiği, bu nedenle dosya borcunun kapatılması istemine ilişkin olup uyuşmazlığın yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesidir. Anılan maddede tazminat öngörülmediğinden mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamakta olup mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, Dairemizce bozulduğu anlaşılmakla, alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 17.02.2016 tarih ve 2015/27766 Esas, 2016/4222 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 09/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanığa verilen cezadan TCK.nun 62. maddesi gereğince indirim yapılırken indirim oranının 1/6 yerine 1/2 olarak yazılması sonuç ceza miktarı doğru olduğundan mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17.04.2007 tarih ve 2007/10-71 esas 2007/98 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 01.06.2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin mükerrirlik açısından önemi bulunmadığı, sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunduğu, 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinde öngörülen süreler henüz tamamlanmadan sonraki suçu işlediği ve önceki mahkumiyetinin tekerrüre esas olduğu ve TCK.nun 58/3 maddesi gereğince hapis cezasının seçilmesi gerektiği anlaşılmış ise de aleyhe...
TCK.nun 58. maddesinde öngörülen süre henüz tamamlanmadan sonraki suçu işlediği ve önceki mahkumiyetinin tekerrüre esas olduğu anlaşılmış ise de aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni sayılmamıştır....
Aile Mahkemesi TARİHİ :13.03.2014 NUMARASI :Esas no:2013/192 Karar no:2014/299 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının cevap dilekçesinde; daha önce kendisi tarafından açılıp reddedilen davadan sonra ve ret kararının kesinleşmesinden sonraki fiili ayrılık süresi içinde davacıya bir kusur isnat etmemiş bulunmasına, boşanma davasının reddine ilişkin hükmün, o davanın "davalısı" (kadın)'ın kusurunun bulunmadığı konusunda "kesin hüküm" oluşturduğuna, bu kesin hüküm karşısında, önceki olaylara ilişkin gösterilen tanıkların dinlenmemiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin...
Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 71. maddesine dayalı, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı olup, anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca süreye tabi değildir. O halde, mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Somut olayda icra memuru işlemine ilişkin şikayet söz konusu olup değerlendirmenin bu kapsamda yapılmasının tabii olmasına, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede vukuu bulan itfa iddiasının İİK'nun 71/1. maddesi kapsamında sunulacak belgelerle süresiz olarak doğrudan icra mahkemesine her zaman getirilebilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 10.01.2007 tarihli mahkûmiyet hükmünde yapılan kanun yolu açıklamalarının yeterli ve doğru olması ile bu karara karşı kanun yolu isteğinde bulunulmaması nedeniyle, tebliğnamede belirtilen, anılan kararın kesinleşmediğine ve bu nedenle sonraki kararların hukuki değerden yoksun olduğuna ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir. 02.03.2007 tarihinde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine, 10.01.2007 tarihli mahkûmiyet hükmündeki cezanın infazına ilişkin olarak verilen 25.07.2007 tarihli kararın kesinleşmesinden sonra, Cumhuriyet savcısının CMK'nın 231. maddesi yönünden değerlendirme yapılması isteği üzerine 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98. maddesi uyarınca infaza yönelik olarak verilen 18.09.2008 tarihli kararın aynı Kanun’un 101. maddesinin 3. fıkrası uyarınca itiraz yasa yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili olarak gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; birleştirilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle retle sonuçlanan ilk boşanma davasının açılmasından sonra 26.01.2006 tarihinde meydana gelen ve kadının mahkumiyetiyle sonuçlanan hakaret olayının, koca tarafından boşanma sebebi yapılmayıp, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonraki üç yıllık fiili ayrılık sebebine (TMK md. 166/4) dayanılmış olması karşısında, sözü edilen olay sebebiyle kadına artık kusur atfedilmesinin mümkün bulunmamasına göre, davacı-davalı (koca)'nın bu yöne ilişkin...
Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 71. maddesine dayalı, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı olup, anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca süreye tabi değildir. O halde, mahkemece, istemin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....