Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2073-2158 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı karşısında davacı alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine İİK.nun 33/a-2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, davacı tarafından dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşmiş olması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere aciz vesikası ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru bulunmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Aile Mahkemesinin kararını dayanak yaparak kendisine Örnek 4- 5 icra emri göndermesi ile ilgili işlemi şikayet ettiğini, zamanaşımı itirazı nedeniyle takibin tümü ile iptalinin gerektiğini ancak mahkemenin kısmen icranın geri bırakılmasına karar vermiş olmasının doğru olmadığını, davacının kendisinden boşandıktan 3 sene sonra Erdinç Akgül ile evlendiğini ve İdil Duru isimli bir başka çocuğunun dünyaya geldiğini, bu evlenme ile davacının nafaka alacağının düştüğünü, bu nedenle de takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin işlemiş faiz yönünden de takibin devamına karar vermiş olmasının yasal olmadığını beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava İİK 33/a maddesine göre açılmış, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararın itiraz davası olup, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinde takip dayanağı çekleri davacı şirket 3. şahıstan ciro ile devraldığından, taraflar tacir olup temel ilişki bakımından ihtilaf bulunmadığından ve de uyuşmazlığa Ticaret Kanununun kambiyo senetlerinde zamanaşımına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğinden kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay kanunun 14.maddesi uyarınca 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Hukuk Mahkemesi’nin 13.02.2014 tarihli, 2013/96 E.- 2014/100 K. sayılı icranın geri bırakılmasına ilişkin kararının, Dairemizin 02.10.2014 tarihli, 2014/20369 E.-23244 K. sayılı kararı ile onandığı, karar düzeltme başvurusunun da yine Dairemizin 09.03.2015 tarihli, 2014/34023 E.- 2015/5105 K. sayılı kararı ile reddedilerek mahkeme kararının kesinleştiği görülmektedir.Bu durumda, Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi ... Adalet Komisyonu Başkanlığı'nın kararı uyarınca, ... 22. İcra Müdürlüğü’nün 2002/533 Esas (yeni 2009/4094 Esas) sayılı dosyası ile ilgili karar verilmek üzere dosya kendisine gönderilen mahkemece yapılacak iş, kök dosya ile ilgili olarak kesinleşen ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 13.02.2014 tarihli, 2013/96 E.-2014/100 K. sayılı icranın geri bırakılmasına ilişkin kararı dikkate alınarak, şikayet konusu devam eden dosyada da icranın geri bırakılmasına karar vermekten ibarettir....

        gerçekleştikten çok sonra yapıldığını belirterek, İ.İ.K. m.33, 33/a hükmü gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılması davası açıldığı, Mahkemece icra dosyasında yapılan en son işlem ile dosyanın yenilendiği tarih arasında üç yıl geçtiğinden zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına dair hükmün, davalı vekili olan sanığın yokluğunda verilen hükmün tebliğ edilmesine rağmen taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 28.10.2011 tarihinde kesinleştiği, Sanık tarafından icra takibinin alacaklısı olan katılanın vekili sıfatıyla 19.07.2012 tarihinde borçlu aleyhine Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2012/9612 esas sayılı dosyasında “İcranın geri bırakılması sebebiyle temel ilişkiye dayalı alacak talebi” açıklaması ile söz konusu bonoya dayanarak ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçlunun borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu somut olayda, sanığın Aydın 2....

          İcra Dairesi'nin 2010/2295 sayılı dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminde bulunulduğu, Mahkemece zamanaşımının takibin kesinleşmesinden önce gerçekleştiği 5 günlük itiraz süresinin geçirildikten sonra dava açılması nedeniyle İİK'nun 33/a maddesi gereğince davanın reddine karar verildiği kararın taraflar adına vekillerinin istinaf başvurusundan feragati sonrası 24/11/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince aynı konuda derdest şikayet ve verilmiş bir karar bulunduğu gerekçesine dayanılmış ise de, derdest olduğu kabul edilen yine aynı Mahkemenin 2021/1428 E ve 2021/1287 K sayılı dosyasında; takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazı nedeniyle icranın geri bırakılmasının talep edildiği anlaşılmıştır. Buna göre; her iki şikayetin konularının farklı olması sebebiyle derdestlik söz konusu değildir....

          nun 170/b maddesinin göndermesi ile aynı Kanunun 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle icranın geri bırakılması talebi, Medeni Usul Hukuku anlamında dava olmayıp İİK'nun 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğindedir. Bu nedenle inceleme yapılırken aynı Kanunun 18. maddesi hükümlerinin gözönüne alınması gerekir. Hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayet reddedilmeyip doğru hasma şikayet dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekir. Buna göre şikayetinde yasal hasım alacaklı olduğundan karşı taraf olarak alacaklının gösterilmesi zorunludur. Somut olayda, takip alacaklısı ...'ün, Kahramanmaraş 3.Noterliği'nin 21/08/2015 tarih 15599 yevmiye nolu alacağın devri sözleşmesi ile takip dosyasındaki alacağını tüm ferileri ile birlikte ... isimli kişiye temlik ettiği görülmektedir....

            Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında itirazın iptali davası görüldüğünü, davanın kesinleştiği, takibin ilam vasfına kavuştuğunu, ilamlı alacak haline gelen takip alacaklarında genel zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, zamanaşımı süresinin dolmadığını, icra takibinden sonra zamanaşımı sebebiyle takibin geri bırakılması talebi dinlenemez olduğunu, bono yönünden verilen kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından senede dayalı olarak genel haciz yoluyla ile başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra, borçlunun, zamanaşımı nedeniyle İİK.'nun 71. ve 33-a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibin genel haciz yolu ile takip olduğu, zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra takibine konu alacak, hangi zamanaşımı süresine tâbi ise, icra takibinde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır....

              UYAP Entegrasyonu