Sanığa isnat edilen suçun cezasının Kanunda öngörülen üst haddine göre davanın, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi olduğu, şikayet başvuru tarihinden mahkeme karar tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin yargılama sırasında gerçekleşmiş bulunduğunun ve zamanaşımını kesen ve durduran bir nedenin de olmadığının anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 12/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ın İİK'nun 331, TCK'nun 50/a, 52/1-2 maddeleri gereğince neticeten 3.700,00 TL. adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Sanığın üzerine atılı bulunan suç, suç tarihi itibari ile sanığın lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca 5 yıllık asli ve 7,5 yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi olup, 26.04.2005 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet üzerine kararın verildiği 09.06.2010 tarihine kadar yukarıda belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8.maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 322/1 ve 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA, 15.12.2011...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine, İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazına, icra emrine yönelik şikayete ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu düzenlemeye göre şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas ise de bu tarihin aksi yazılı belge ile ispatlanabilir....
(X)-KARŞI OY : 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116. maddesinde vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış ve bu hatalar, hesap hataları ve vergilendirme hataları başlığı altında 117 ve 118. maddelerde ayrı ayrı düzenlenmiş, 122. maddesinde mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri, 126. maddesinde, 114. maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceği kurala bağlanmış, 114. maddesinde ise, zamanaşımı süresinin, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlamak üzere beş yıl olduğu hüküm altına alınmıştır....
Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; düzeltme zamanaşımı süresinin tarhiyat zamanaşımına yapılan atıfla, vergi alacağının doğduğu tarihten itibaren 5 (beş) yıl olduğu, 2017 yılı içerisinde yapılan başvuru tarihinden geriye dönük 5 yıllık vergiler yönünden düzelme şikayet yoluyla talepte bulunulabilmesi karşısında, 2010 yılına ilişkin indirim yoluyla giderilemeyip yüklenilen ve iadeye konu edilen ciro priminden kaynaklanan katma değer vergisinin nakden iadesine yönelik beş yıllık tarh zamanaşımı süresinden sonra 2017 yılında yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine yönelik işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
Bozma ilamından sonra yargılamaya katılan şikayet olunan ... Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Müdürlüğü, ..., ... vekili, vergi dairelerinin tüzel kişiliği bulunmadığını savunarak şikayetin husumet nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayete konu müdürlük işleminde alacaklı tarafın vergi dairesi olduğu, bozma ilamından önce husumet itirazının ileri sürülmediği ve taraf teşkili ile karar verildiğinden husumet itirazı yerinde görülmeyerek şikayetin kabulüne, 07.01.2010 tarihli müdürlük işleminin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Müdürlüğü, ..., ... vekili temyiz etmiştir....
Davacılar fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talepte bulunmuş, ıslah dilekçesi ile taleplerini arttırmış ancak davalı taraf ıslah talebine karşı zamanaşımı süresinin dolduğu itirazında bulunmuş mahkemece ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı itirazı kabul edilmiştir. Dosya içeriğine göre kaza 1.11.2005 tarihinde meydana gelmiş, dava 6.12.2005 tarihinde açılmış, dava dilekçesi 25.11.2008 tarihinde ıslah edilmiştir.Islah edilen miktar yönünden 2918 sayılı yasanın 109/1.maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Ancak trafik kazası sonucu davacıların oğlu ... yaralanmış, Sarıyer C. Başsavcılığı’nın 2005/9807 sayılı hazırlık evrakı ile yapılan hazırlık soruşturmasında davalı ... hakkında şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 1447 sayılı kanuna muhalefet HÜKÜM : Şikayet süresinden sonra yapıldığından düşürülme Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Zamanaşımını kesen en son işlem olan sanıkların savunmalarının alındığı 13.02.2006 ve 17.09.2005 tarihlerinden itibaren temyiz inceleme tarihinde, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4.maddesinde öngörülen zamanaşımı tamamlanmış bulunduğundan hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, anılan madde uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA, 31.01.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece bozma sonrası verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet tarihi ile temyiz inceleme tarihi arasında, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen asli zamanaşımı süresinin gerçekleşmesi nedeniyle, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 18.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....