KTK 109/4. maddesi hükmü uyarınca işbu rücu davası bakımından 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalının zaman aşımı definin yerinde olduğu sonucuna varılmakla, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı yasal süre içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile birlikte zaman aşımı defi ileri sürünce, davacı vekili 26/09/2024 tarihli beyan dilekçesinde, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca ölüm ve yaralanmalı trafik kazasında uzamış ceza zaman aşımının söz konusu olacağını, bu nedenle 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçerli olmadığını savunmuştur. Ancak, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca uzamış ceza zaman aşımı süresinin, zarar görenin cismani zarara dayalı yahut destekten yoksun kalma istemlerine dayalı maddi tazminat talepleri açısından geçerli olduğu bunun dışında 2918 s....
e isnat edilen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 7 yıl 6 aylık eklemeli zaman aşımı süresine tabi olduğu, suç tarihinin 20.11.2002 tarihi olduğu, bu tarih itibariyle karar gününde zaman aşımı sürelerinin dolduğunun anlaşıldığı, Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşmesine dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan Maliye Hazinesi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 08.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 30/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, sanığın eylemlerine uyan suçlar için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zaman aşımının aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olacağı, zaman aşımını kesen son işlem olan sanığın mahkeme huzurundaki savunmasının alındığı 16.02.2010 tarihinden, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 14.04.2021 tarihine kadar geçen süreden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 24.02.2010 tarihi ile denetim süresi içerisindeki kasıtlı suçun işlendiği 03.08.2010 tarihi arasında geçen durma süresi mahsup edildiğinde, geriye kalan 10 yıl 8 ay 18 günlük süre boyunca zaman aşımı süresi işlemek suretiyle 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından, zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun...
Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, mahkemece , ıslah ile artırılan miktarlara ilişkin süresi içerisinde ileri sürülen zaman aşımı itirazı değerlendirilmeden karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir . SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.11.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın zaman aşımı nedeni ile reddine, zaman aşımı itirazı kabul görmediği takdirde kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmaması ve davacı şirketin de hiç bir zararının bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı şirket tarafından temyizi üzerine, trafik konusunda da uzmanlığı olan trafik-... güvenliği uzmanından, davalının itirazlarının da değerlendirildiği rapor alınarak tüm delillerin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına, karar verilmiştir. Bozmaya uyan Mahkemece tarafların kusur durumlarının belirlenmesine dair alınan raporlar ile belirlenen kusur oranı üzerinden kazalı davalı şirket aracında oluşan zarar miktarı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı şirket vekili temyiz etmiştir....
A.Ş. vekili, iş bölümü itirazı ile zaman aşımı definde bulunup kusur oranı ve tazminat miktarını kabul etmediklerini bildirek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ...... ... A.Ş. vekili zaman aşımı definde bulunup, sorumluluklarının sigortalılarının kusuru, gerçek zarar ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... cevap vermemiştir. .. Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıların davacıya karşı birlikte ve müteselsil sorumlu olarak ....325,00 TL hasar bedeli ödemelerine, davalı ........ A.Ş. yönünden dava tarihinden, diğer diğer davalılar yönünden 08.....2007 kaza tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılar .........
Davanın reddine dair verilen karar Dairece;"...yolsuz tescil nedenine dayalı olarak açılan taşınmazın aynına yönelik uyuşmazlıklarda, tazminat isteği yönünden zaman aşımı, taşınmazın aynına yönelik isteğin ortadan kalktığı, diğer bir anlatımla tapu iptali ve tescil isteme olanağının kalmadığı tarihten itibaren başlamaktadır. Somut olayda, davacının 17.04.2007 tarihli celsede isteğini tazminata hasrettiği gözetildiğinde, tazminat isteği yönünden zaman aşımı süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı..."gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın sabit olduğu gerekçesiyle tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir....
1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, suça sürüklenen çocuk hakkında görülen kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince zaman aşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN; Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Kamu malına zarar verme Hüküm : Suça sürüklenen çocukların CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine Temyiz edenler : Katılanlar vekilleri ve o yer Cumhuriyet savcısı Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’e atılı suç için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, zaman aşımını düzenleyen Türk Ceza Kanununun 66/1-e ve 66/2 maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık olağan dava zaman aşımı süresi ile suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında aynı maddeler kapsamında belirtilen 10 yıllık asli dava zaman aşımı süresinin, zaman aşımı süresini kesen son işlem olan suça sürüklenen çocukların sorgusunun yapıldığı 12.09.2012 tarihiyle inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un...