Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/541 ESAS - 2020/814 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 26.İcra Müdürlüğü'nün 2020/4652 Esas sayılı dosyasındaki takipten haricen haberdar olduklarını, müvekkilinin takibe konu senede imza atmadığını, borca, imzaya ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini, yetkili icra müdürlükleri ve mahkemelerinin İzmir olduğunu belirterek, yetkiye, imzaya, borca itirazlarının kabulüne ve %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra 24.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu hususların gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tesbiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre itiraz sürede ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Somut olayda; davacı borçlunun 26/03/2019 tarih, 9795 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde belirtilen adresine gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine, bu adrese yeniden gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 35/4. maddesi uyarınca 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ yapılan adresin davacı borçlunun tebliğ tarihindeki ticaret sicil adresi olduğu ve tebliğin usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygundur. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmek isteyen, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunmak isteyen borçlunun itiraz ve şikayetlerini ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz ve şikayetler süre aşımından reddedilir....

    İcra mahkemeleri, önüne gelen uyuşmazlıkları, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen takip hukuku kurallarına göre inceleyerek sonuçlandıran özel mahkemeler olup, verdikleri kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 169/a, 170. maddelerine dayalı yetkiye, borca ve imzaya itiraz olup, teknik anlamda bir dava değildir. Bu nedenle HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağı yoktur. Bu nedenle terekenin hükmen borca batık olduğunu ileri sürerek davanın ıslah edildiği, TMK'nun 605/2. maddesine dayanan olguların bir menfi tespit davasının konusu olabileceği, bu olguların dar yetkili icra mahkemesinde tartışılamayacağı, menfi tespit davası açıldığına ve mirasın hükmen reddedildiğine dair bilgi ve belge getirilmediği gerekçesi ile itirazın reddi kararı yerinde değildir....

    B.İstinaf Sebepleri Alacaklı, borçlunun 18.09.2019 tarihinde imzaya, yetkiye ve borca itiraz ettiğini, ipotekli takipten haberdar olduğu halde itiraz dilekçesinde mükerrerlik itirazında bulunmadığını, bir yıl sonra yapılan bu şikayetin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve mükerrer olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI C.1.Gerekçe ve Sonuç İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçeye yer verilerek mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı gerekçesi ile alacaklının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin takibin durdurulması, yetkiye, imzaya ve borca itiraz taleplerini ihtiva etmesine karşılık, itirazın sadece "yetki" yönünden incelenerek karara bağlanmasının, takibin durdurulması yönünde bir karar oluşturulmamasının; haksız ve kötüniyetli takip alacaklısı aleyhine, müvekkil lehine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve takip alacaklısı aleyhine %10 aranında para cezasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılmasına, ek gerekçe ile takibin durdurulmasına, lehlerine %20 tazminata ve takip alacaklısı aleyhine %10 para cezasına hükmedilerek yetki itirazımızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2020/8197 takip sayılı dosyasında yetkiye, imzaya, borca itiraza ilişkindir....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle şikayetin kabulüne karar verilmesi ve müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....

      ve öğrenme tarihine göre İİK'nun 168/5 fıkrasında yazılı 5 günlük itiraz süresi içinde borca ve imzaya itirazda bulunulmuş ise bu itirazların incelenmesi ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu kanısına varılması durumunda anılan maddede yazılı 5 günlük itiraz süresi dolduğundan istemin süreden reddine karar verilmesi gerekirken ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna yönelik şikayet incelenmeksizin işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, çeke dayalı kambiyo takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanısıra, yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

        Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu