DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığını, takibe konu senette vade tarih ve düzenleme yeri bulunmadığını, keşidecinin adının yanında her hangi bir yer ismi bulunmadığından alacaklı tarafından kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılamayacağını, bononun ödeme yerinin müvekkilin ikamet adresi olan Kızıltepe ilçesi olduğunu, Kızıltepe İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, borca itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2754 KARAR NO : 2022/425 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2020/621 ESAS, 2021/256 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI, TAKİBİN İPTALİ KARAR : VEKİLİ : Av. ATALAY AKSAY [16420- 24771- 15073] UETS DAVA : YETKİ İTİRAZI, TAKİBİN İPTALİ KARAR TARİHİ : 11/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2022 İzmir 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/621 Esas, 2021/256 Karar sayılı dosyasında verilen asıl ve birleşen dosyada şikayetin reddi kararına karşı, asıl ve birleşen dosya davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili asıl dava dosyasına verdiği dava dilekçesinde özetle, İzmir 23....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2021 NUMARASI : 2020/1137 ESAS - 2021/1156 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinde yetkiye, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini, itirazlarının yasal sürede olduğunu, icra müdürlüğününü yetkisizlik ve durdurma kararı vermediğini, cebri icra baskısı ile müvekkilinin ödeme yaptığını, icra müdürlüğünce alacaklıya ödenen paranın iadesinin alacaklıdan istediğini, paranın iade edildiğini, ancak paranın taraflarına ödenmediğini, takip dosyasına iade edilen paranın harç kesintileri ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep...
YETKİ İTİRAZI 6100 S. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 116 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 117 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 164 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 187 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı vekili 28.05.2009 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş, bu itiraz hakkında bir karar verilmemiştir. Yetki itirazı hakkında karar verilmiş olmadığından; yetki itirazının incelenmesinde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar ilk itirazlardan olup (HUMK. md. 187/2; HMK. md. 116) bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorun gibi incelenerek sonuçlandırılır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra memur muamelesi şikayet edildiğinden taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, şikayetin süresinde yapılmadığını, menfi tespit davasında verilen tedbir kararı nedeniyle takip durdurulduğundan dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın icra dairesine verdiği dilekçesinde hiçbir borca itiraz lafzı geçmediği halde tüm borca itiraz olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesi ile borca ve yetkiye itiraz etmiş olduğu görülmüş olup davacı açıkça yetkili icra müdürlüğünü göstermediğinden usulüne uygun bir yetki itirazında bulunmadığından yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı dava dilekçesinde ayrıca borca, işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranına itiraz etmiş olmakla davacı borca itirazını İİK 169/a maddesinde belirtilen bir belge ile ispat edemediğinden borca itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....
Ödeme emriyle birlikte takip dayanağı senet suretinin eklenmediğine ilişkin şikayet İİK'nun 16. Maddesi kapsamında olup, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülebilir. Somut olayda, borçluya ödeme emri 15/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 7 günlük yasal şikayet süresi 22/10/2019 salı günü dolmaktadır. İlk derece mahkemesince söz konusu şikayetin yasal 7 günlük süreden sonra 23/10/2019 tarihinde yapılmış olması sebebiyle istemin süreden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek istemin reddedilmesi isabetli değil ise de, hüküm sonucu itibariyle doğrudur. Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte İİK'nun 168/3. maddesi uyarınca takip dayanağı senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına ilişkin şikayet ve 168/5. Maddesi uyarıca da her türlü borca ve yetkiye itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılabilir....
nın 355. maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, davacı borçlu tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itiraz nedeniyle mahkemeye başvurulduğu, yetki itirazının öncelikle çözümlenmesi gereken itiraz olup yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesinin bu kararında alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedemeyeceği, zira icra mahkemesinin esasa ilişkin bir karar vermediği, borca ve imzaya itirazın yetkili icra müdürlüğünde ödeme emri tebliğinden sonra ileri sürülmesi halinde yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde değerlendirilebileceği, imzaya ve borca itirazın değerlendirilmesi sonucunda yukarda belirtilen koşulları taşıyorsa davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebileceği, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmasız işlerde maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece takdir edilen vekalet ücreti...
Davalı borçlu aleyhindeki icra takibine hem yetki hem de esas yönünden itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.'nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yön gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre öteki nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde İadesine, 5.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yetki itirazının reddine ve taraflar arasında derdest menfi tespit davası bulunduğundan bahisle borca itiraz ve takibin iptali isteminin de reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; 6100 sayılı HMK'nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup bu hükme göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Buna göre, HMK ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirtilmiştir....