İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....
Açıklanan bu olgular karşısında, mahkemece davacıların tüm itiraz ve şikayetinin reddi gerekirken, yazılı nedenlere takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların şikayet, yetkiye ve borca itirazlarının reddine, davacıların senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiaları borca itiraz niteliğinde olup, esasa ilişkin nedenlerle reddedildiğinden ve mahkemece takibin tensiple birlikte teminatsız olarak durdurulmasına karar verildiğinden, alacaklının da talebi olduğu gözetilerek İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca asıl alacak 2.000.000- TL'nin %20'si oranında tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir....
KARAR Davacı noterde yapılan sözleşme ile adına kayıtlı aracının devir ve teslimini gerçekleştirdiğini, bedeli olan 6.500,00TL için kendisine senet verildiğini ancak bedeli ödenmediğinden icra takibi başlattığını, davalı tarafından icra takibine haksız yere itiraz edilmesi üzerine itirazın iptalini ve %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep eder. Davalı yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece borçlu davalı tarafından sadece yetki itirazında bulunulduğu, davalının borca ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, borçlunun yalnız yetkiye itiraz ettiği durumlarda alacaklının genel mahkemeden itirazın iptalini isteyemeyeceği, İİK. m. 50/2 uyarınca İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebileceği, bu nedenle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından borçlu davalının, yetki itirazının yanısıra borca da itiraz ettiği nedeni ile temyiz edilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2020 NUMARASI : 2020/647 ESAS 2020/614 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye, İmzaya ve Borca İtiraz - Şikayet KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili 16/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Bursa 8....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/971 KARAR NO : 2023/120 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2022 NUMARASI : 2017/376 ESAS, 2022/48 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET-YETKİ VE BORCA İTİRAZ KARAR : Aydın 1....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, müvekkilinin muhtardan tebligatı aldığı tarihin, icra dosyasından haberdar olduğu tarih olduğunu, dosyanın usulsüz tebligat ile kesinleştiğini öğrendikleri tarihin 14/02/2020 olduğunu, icra müdürlüğüne borca itirazlarını sunduklarını, daha önceden Antalya 10. İcra Müdürlüğüne aynı borç için süresinde itiraz edildiğini, davalının itirazın kaldırılması talebinde bulunmadan, dosyanın yetki yönünden Ortaca İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istediğini, takibin Tebligat Kanununa ve hukuka aykırı şekilde devam ettiğini belirterek, kararın bozulmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir....
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; mahkemece öncelikle, borçlu aleyhine takip tarihi itibariyle, takip yapabilme hukuki koşulunun bulunup bulunmadığı tespit edilerek, bu koşulun varlığı halinde, takibe konu borca ilişkin olarak ileri sürülen itiraz ve şikayetlerin incelenmesi gerektiğinden, mahkemece öncelikle davacı aleyhine takip yapma yasağı getiren Ticaret Mahkemesinin geçici mühlet kararı verilmesine dair kararı gereğince inceleme yapılarak geçici mühlet içinde davacı hakkında takip başlatılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Zira, konkordato sürecinin sonucuna göre daha sonra yeniden takip başlatılması halinde, borçluya gönderilecek ödeme emri ile borçlunun borca itiraz ve şikayet hakkı doğacağından, davacı borçlunun, takibe konu senedin protesto edilmediğine yönelik iddiasının bu aşamada incelenmesine gerekte bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/40608 Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı, davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda yetki itirazı ile birlikte diğer borca itiraz nedenlerini ve şikayet sebeplerini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dairemizin : 2019/882 Esas, 2019/2178 Karar sayılı ilamı ile, senette keşide yeri İstanbul olduğunudan, yetki itirazı yerinde olmadığı için ilk derece mahkemesince davacının borca itiraz, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayet ve diğer şikayet nedenleri yönünden taraf delilleri toplanılarak hüküm kurulması için dosyanın HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince mahkemesine geri gönderilmesine karar verildiği, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile fazla talep edilen işlemiş faiz yönünden takibin durdurulmasına...
Borçlunun bu beyanının borca itiraz niteliğinde açık bir irade beyanı olmadığı gibi, bu beyanın borca kısmi itiraz olarak değerlendirilmesi halinde ise, itiraz edilen borç miktarı açıkça gösterilmediğinden, borca kısmi itiraz olarak kabulü de mümkün değildir. O halde, mahkemece, usulünce yapılmış bir borca itiraz bulunmadığı halde borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına dair müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi ve ayrıca alacaklının yetki itirazının kaldırılması istemi konusunda da inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesince çıkarılan ödeme emrine karşı borçlu tarafça bu kez borcun tamamına itiraz edildiği, alacaklı tarafça yetkisiz icra dairesinde borcun kısmen kabul edilmesi nedeni ile haciz talebinde bulunulduğu ancak; icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu gerekçesi ile talebin reddedildiği, alacaklı vekilinin icra müdürünün haciz talebinin reddi kararını şikayet ettiği mahkemece şikayetin kabul edilerek memurluk işleminin kaldırıldığı görülmektedir. Somut olayda alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlu tarafından, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrine ilişkin borcun tamamına itiraz edildiğinden yetkili icra dairesince takibin durudurulması usule uygundur. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....