Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takip dayanağı senedin ödeme emri tebligatlarına eklenmemesi İİK 16 anlamında şikayet olup, İİK'nun 170/a maddesi kapsamında bir şikayet olmadığından mahkemece kendiliğinden dikkate alınamaz. Mahkemece duruşma açılacak borçlunun şikayet ve itirazlarının usulünce incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken talep olmadığı halde ödeme emrinin yazılı gerekçe ile iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, idareye yazılı başvuru yapılmadan takip yapılamayacağı ve faize faiz yürütülemeyeceği gerekçesiyle takibin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu md. 28/2., 3....

      Davacı vekili tarafından 22.03.2019 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunulduğu ve bu tarihte davacı tarafından takipten haberdar olunduğundan şikayet süresinde olmadığı gibi ,ayrıca icra müdürlüğünün imzası sonradan tamamlatılması mümkün bir eksiklik olmakla ve tebliğ işlemine yönelik usulsüzlük ileri sürülmediği için usulsüz tebligat şikayetinin kabulü yerinde değildir. Bu nedenle istinaf talebi yerinde olmakla istinaf talebinin kabulü ile usulsüz tebligata yönelik şikayetin reddine ,borca ve faize itiraza ilişkin dava süresinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile İstanbul 8....

      Diğer taraftan borçlunun ilamsız takipte borca, faiz ve ferilere, faiz nevi ve oranına yönelik itirazları ise İİK'nın 62. maddesi uyarınca takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal süresi içerisinde icra dairesine sunulması gerekmekte olup icra mahkemesinde itiraza konu edilemez. Mahkemenin bu gerekçeye dayalı ret kararı isabetlidir. Yine, takip talebi ve ödeme emri incelendiğinde, alacaklının takip sonrası asıl alacağa hem yasal faiz, hem de avans faizi talebinde çelişki bulunmakta olup, bu husus takip kesinleşmiş olsa dahi şikayet konusu yapılabilecek ise de, infazın ödeme emrine, usul ve yasaya aykırı yapıldığı iddiasına ilişkin bu şikayet, ancak icra dosyasında bir kapak hesabı yapılması halinde şikayet konusu yapılabileceğinden ve dosyada bir kapak hesabı olmadığından ilk derece mahkemesinin buna ilişkin gerekçesi de yerindedir....

      Yine İİK.nun 17. maddesinde; şikayetin İcra Mahkemesi'nce kabulü halinde, şikayet olunan muamelenin bozulacağı yahut düzeltileceği belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve usul ekonomisi gözetilerek ilama aykırı olarak talep edilen faizin icra emrinden çıkartılarak, ilamda belirtilen faize göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, icra emrinin tümden iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ....İcra Hukuk Mahkemesi'nin 10.10.2013 tarih ve 2013/1478 esas 1229 karar sayılı ilamının hüküm bölümü 2. bendinin tümden silinmesine, yerine; ''Bakırköy 10....

        Hukuk Dairesi Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçluların borca, faize itirazı ile birlikte kambiyo şikayeti üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borca itirazın ve kambiyo şikayetinin reddine, faize itirazın kısmen kabulüne, 1.974,01-EURO faizin iptali ile faiz miktarının 6.759,32-EURO olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların istinaf başvurusunun yerinde olmadığından reddine, davalı alacaklının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına borçlular vekilinin sair şikayet ve borca itirazının reddine, işlemiş faize yönelik borca itirazının kısmen kabulü ile işlemiş faize ilişkin olarak 786,51 EURO'luk kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

          İcra takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emrinin 04.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 12.08.2015 tarihinde İİK'nun 62. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile tebligatın 06.08.2015'te yapıldığını belirterek imzaya, borca, faize ve tüm ferilerine itirazda bulunduğu görülmüştür. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....

            karar verilmesini talep ettiklerini, takibe konu evrakların icra kasası içinde olmadığını, yine takibe konu senetlerde lehtar takip alacaklısı şirket isminin ve ünvanının eksik yazıldığının görüldüğünü, kambiyo vasfi bulunmadığını, senetlerdeki imzaların davacıya ait bulunmadığını, imzaya açıkça itiraz ettiklerini, takip talebinde uygulanacak faizin şekli ile oranın bildirilmediğini, bu nedenle takipten önce işletilen faize ve takip sonrasında işletilecek faize ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline ve alacaklının asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Dosyadaki bilgi ve belgelere; takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.815,70 TL talep edilmiş olmasına, davacı borçluya gönderilen bakiye borç muhtırasında bu miktarın tamamına faiz işletilmiş olmasına, bu haliyle faize faiz işletildiğinin anlaşılmasına, somut olayda ticari iş söz konusu olmadığından faize faiz işletilmesinin mümkün olmamasına, takibin dayanağının kamulaştırma bedel tespit ilamı olmasına, bu ilamların icrasında maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmesine göre ilk derece mahkemesince delillerin takdirinde ve varılan sonuçta usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla, davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

            nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 04/11/2015 tarihinde icra müdürlüğüne yaptığı borca, faize ve ödeme emri tebliği usulsüzlüğüne ilişkin başvurusunun, müdürlükçe 06/11/2015 tarihinde süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle reddine karar verildiği, yine borçlu vekilinin aynı gerekçelerle 20/11/2015 tarihinde icra müdürlüğüne itirazda bulunduğu ve icra mahkemesine de şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu