DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir....
ve borca itirazlarının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
nin 05.09.2022 tarih ve 2022/466 esas 2022/603 karar sayılı gerekçeli karardaki “şikayetin aktif husumetten reddine" ve de gerekçeli karar ve bu karara bağlı ek karardaki "istinaf talebinin reddine" kararlarının kaldırılarak istinaf dilekçelerimdeki taleplerim doğrultusunda kabulüne karar verilmesini talep ederim." şeklinde ek kararı ve asıl kararı istinaf etmiştir. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Uyuşmazlık; icra hukuk mahkemesinde görülen borca ve imzaya itiraz davasına asli müdahil olunup olunamayacağı noktasında toplanmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, hukukumuzda davaya müdahale (katılma) iki türlü olup; bunlar fer‘i müdahale ve asli müdahale olarak adlandırılmaktadır. Asli müdahale 6100 sayılı HMK'nin 65. maddesinde düzenlenmiş, olup, buna göre yargılamanın konusu üzerinde hak iddia eden üçüncü kişinin, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabileceği belirtilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine bir adet bonodan dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın takibe konu bono örneğinin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediği ve bononun teminat amacıyla verildiğini söyleyerek takibin ve ödeme emrinin iptalini talep ettikleri, davacılara çıkartılan ödeme emri tebligat parçaları üzerinde ödeme emri ve eklentilerinin bulunduğunun yazılı olduğu, aksinin davacılar tarafından ispat edilemediği, ayrıca takip dayanağı senedin teminat amaçlı verildiği ileri sürülmüş ise de ; senedin teminat senedi olduğunun, anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğu iddialarının ve sair borca itiraz nedenlerinin İİK'nın169/a maddesi uyarınca ispat edilmesi gerektiği, borçlunun İİK'nın 169/a maddesinde sayılı belgelerden biri ile iddiasını ispat edemediği, borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz nedenlerinin menfi tespit davasının konusu olup dar yetkili icra mahkemesince dikkate alınamayacağından...
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemenin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, muris 18/01/2017 tarihinde öldükten sonra müvekkili hakkında 08/05/2017 tarihinde takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine itiraz süresi içerisinde müvekkilinin elinde mirasın reddi kararının bulunmadığını, müvekkilinin yasal sürede mirasın reddi davası açtığını ve mirasın reddine karar verildiğini ancak kararın 13/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mirasın reddi kararını beklerken mirası reddettiğinden bahisle takibe itiraz etmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin mirasın reddi kararı kesinleştikten sonra müracaata bulunabildiğini, İİK'nun 53. ve 16. maddeleri ile sundukları Yargıtay kararı uyarınca borçlunun talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmemesinin gerektiğini ve borçlunun her zaman takibin iptalini sağlayabileceğinin kabul olunması gerektiğini, müvekkilinin itirazının borca itiraz değil süresiz şikayet olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi...
veya sözlü olarak yapabileceğini ancak davacı tarafın bu süreç içerisinde hiçbir itiraz beyanında bulunmadığını, mirası red kararını dosyaya bildirmediğini, bu sebeple müvekkili bankanın davacı bakımından mirası reddettiği bilgisi bulunmadığını ve takibe devam etmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafından açılan davanın konusu borca itiraz olduğunu ancak ilamsız takiplerde öngörülen yasal süre geçtikten sonra yapılan borca itiraz taleplerinin reddi gerektiğini, davacının yasal süre içinde ödeme emrine ve takibe itiraz sunmadığından kendisine yöneltilen borcu zımnen kabul ettiği sonucuna varılması gerektiğini, usûl esasa mukaddem olduğunu, yasal süreler geçildikten sonra yapılan itirazların yok hükmünde kabul edilmesi gerektiğini, mirası reddettiği resmi bir belgeye dayanan borçlunun, icra takibine itiraz süresi geçtikten sonra bu belgeye dayanarak süresiz olarak şikayette bulunmasında hukuki yararı mevcut olmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece...
Dava ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen borca ve yetkiye itirazın takibin türüne göre icra dairesine yapılması gerektiği halde, mahkemeye bu hususların ileri sürülmesi sonuç doğurmaz, bu nedenle ilk derece mahkemesinin bu konudaki değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra dairesine bildirmelidir. Ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde ise, hesap işlemi sırasında uygulanan faiz oranının takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı İİK'nın 16. maddesi kapsamında olduğundan şikayete konu edilebilir ve mahkemece bu husus denetlenebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ''Davacının borca itiraz niteliğindeki taleplerinin incelenmesinde; Borçlu, alacaklının takibe konu ettiği senedin çalındığını, çalıntı senet nedeni ile davalıya borcu ve sorumluluğu olmadığını ileri sürmüştür. Bu itiraz, borca itiraz niteliğinde olduğundan, itiraz İİK'nun 169/a maddesi dikkate alınarak incelenip değerlendirilmesi gerekir. İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanamadığı takdirde mahkemece itiraz reddedilir. İncelenen icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı Van 2....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Takibe konu bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı, bononun tahrifat öncesi hali ile bono niteliğinde bulunmadığı şeklindeki iddiası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir. Takip dayanağı bononun vade tarihinde tahrifat yapılması kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez....
Sokak No:2 İç Kapı No:11 Bodrum/MUĞLA" adresine gönderildiğini ancak bila tebliğ iade edildiğini, daha sonra tebligatın TK'nın 21/2 madesine göre tebliğ edildiğini ancak bu tebligatın usule uygun olmadığını, davacının 28/07/2022 tarihinde tesadüfen icra dosyasından haberdar olduğunu, tebligatın yasanın aradığı şartları taşımadığını, tebligat zarfının da açık mavi renkte olmadığını, takibe konu borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek tebliğ tarihinin 28/07/2022 olarak düzeltilmesine, borca itirazlarının kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....