nun 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; Davacı vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde müvekkiline yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süresiz olduğunu ileri sürmüş ise de; 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Söz konusu icra takip dosyasında usulsüz tebliğe ilişkin, icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önceden muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet tarihi olan 27.04.2015 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve bu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir....
İcra emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve tebligata icra emri eklerinin eklenmediğinden bahisle ihalenin feshi istenmiş ise de; ihalenin feshi, İİK.nun 134 ve BK.nun 226. maddesinde yazılı nedenlere dayanılarak istenebilir. İcra emrinin usulsüz tebliğ edilmesi ve tebligata icra emri eklerinin eklenmemesi söz konusu kanunlarda fesih sebebi olarak sayılmamıştır. İlgililer ve dosya alacaklılarına usulüne uygun tebligat yapılmadığı, satış ilanı ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği, iddia edilmiş ise de, satış ilanı, kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine aittir....
II.TEMYİZ SEBEPLERİ Müşteki vekilinin temyiz istemi, istinaf dairesince yapılan yargılamada, sanığa yapılan tebligatın işçisine yapıldığı, adreste bulunmama sebebinin yazılmadığı ve bu sebeple tebligatın usulsüz olmasının gerekçe olarak gösterildiği, icra dosyasının tetkikinde ve sanığın yerel mahkemede verdiği ifadede usulsüz tebligata ilişkin bir şikayetinin olmadığı, usulsüz tebliğ olduğu düşünülse dahi öğrenme ile sürenin başlayacağı, icra dosyasında o tarihten itibaren yapılan işlemlerin sanığın bilgisi dahilinde olduğu, şikayetin mevcudu eksiltme üzerine olduğu, sanığın takipten haberdar olduğu, fiili haciz yapılarak malların bizzat sanığın babasına bırakıldığı, salt tebligatı yapan memurun işlemi dolayısıyla sanığın icra işlemlerinden haberdar olmadığının değerlendirilmesinin, usulsüz tebligata ilişkin şikayet olmamasına rağmen bu hususun nazara alınmasının genel hukuk kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden bahisle kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir....
Sayılı dosyası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet davasının 11.02.2020 tarihinde karara bağlandığı, şikayetin reddine karar verildiği, kararın istinaf aşamasında olduğu, henüz kesinleşmediği, mahkemece usulsüz tebligata ilişkin şikayetin sonuçlanması ve kesinleşmesi beklenmeden yetki itirazının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine geri gönderildiği, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Yetki itirazına konu İstanbul 1.İcra Müdürlüğü'nün 2019/34357 E. Sayılı dosyasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet İstanbul 16.İcra Mahkemesi'nin 2019/1470 E....
ŞİKAYET Borçlular şikayet dilekçelerinde; borçlu ... adına çıkartılan tebligatların usulsüz olduğunu, 675 sayılı KHK'nın 16/3. maddesi gereğince, asıl kredi borçlusu şirketin 667 sayılı KHK kapsamında kapatılarak malvarlığının kamulaştırılması nedeniyle 670 ve 675 sayılı KHK'lar uyarınca, alacaklının alacağın tahsili için Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat etmesi gerekirken, kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan şikayetçi borçlular hakkında takip başlatmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek, takibin iptalini talep etmişlerdir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı banka cevap dilekçesinde; şikayetin, hangi tebligata ilişkin olduğu açık olmadığından dinlenemeyeceğini, alacaklı tarafından asıl borçlu şirketten olan alacakların ödenmesi için Ankara KHK Komisyonuna başvuru yapıldığını, 670 ve 675 sayılı KHK'lar gereğince borcun kefaletten kaynaklanması halinde KHK'lara tabi olmadığını ileri sürerek, şikayetin reddini istemiştir. III....
murisleri ile hiç bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı usulsüz tebligata ilişkin beyan ve itirazlarının değerlendirilerek usulsüz tebligata ilişkin itirazlarının kabulü ile ile tebliğ tarihinin 03/05/2021 olarak düzeltilmesine, takibinin geçici olarak durdurulmasına, yapılan yargılama sonrasında takibin iptali ile davalıların alacağın % 20' sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiği, Davalı alacaklılar cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından icra takibine haksız ve hukuksuz şekilde itiraz edildiği gibi söz konusu itiraz süresinden sonra yapıldığını, davacı yanın ödeme emrine süresinde itiraz etmediğini, davacı yana ödeme emrinin, 29/04/2021 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine karşılık, davacı yanın, beş günlük yasal itiraz süresini kaçırdığını, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmişse de; tebligat parçasında, davacının tebligat adresinin kapısına, ihbarname yapıştırıldığı belirtildiği için söz...
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. İcra emri tebliğ tarihinin, süreye bağlı işlemlerde önem arz etmesi nedeniyle şikayetçinin icra emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemekte hukuki yararı bulunduğu nazara alınarak, mahkemece şikayetçi adına çıkartılan icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK'nun 32. maddesi uyarınca düzeltilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat halinde muhatabın tebliğ tarihine ilişkin beyanının esas olduğunu, kendilerinin de beyan ettikleri tarihe göre süresinde dava açtıklarını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin davacıya 01/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 06/08/2018 tarihinde takip dosyasına vekaletname sunulduğu ve 09/10/2019 tarihli dilekçe ile de haciz kaldırma talebinde bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi 06/08/2018 tarihinde başlamış durumdadır....
çalışması nedeniyle iş yerlerinde olduklarını, tebligatın dairesinin kapısına yapıştırılmadığını, apartmanın kapısında da tebligata dair bilgi notu görmediğini, tebligatın kime hangi komşuya kaç numaralı dairede bulunan kişiye haber verildiğinin belli olmadığını, işyerinde olmasına rağmen çarşıda olduğunun belirtildiğini, tebligata ilişkin hiçbir komşunun bilgi vermediğini belirterek, tebliği öğrenme tarihinin 24/02/2022 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....