Davacıların tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, Aydın 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1982 esas sayılı dosyasına dava dilekçeleri dosyamız davacıları T3'a 02/01/2020, T1 ve T2' a ise 31/12/2019 tarihlerinde tebliğ edilmiş olup davacıların usulsüz tebligata ilişkin başvuru süreleri bu tarihte başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 13/01/2020 tarihidir. O halde dava tarihi itibarı ile davacıların usulsüz tebligat şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Bu hal karşısında usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; İstinaf sebepleri yerinde değil ise de, davacı tarafından mahkemeye verilen 19/10/2020 tarihli dilekçede icra dosyasında müvekkiline gönderilen 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, tebligatlardan 09/10/2020 tarihinde haberdar olduklarını, bu tarihte icra müdürlüğüne başvurduklarını bildirmiş olduklarından dava dilekçesi içeriği ile usulsüz tebligattan 09/10/2020 tarihinde haberdar olmaları sebebiyle İİK'nun 16. Maddesi ve TK'na göre usulsüz tebligat şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde açılması gerektiği, davacı vekilinin harç yatırmak suretiyle 19/10/2020 tarihinde açtığı, davanın 7 günlük şikayet süresi içerisinde açılmadığından mahkemece bu husus resen nazara alınarak davanın süreden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığından Kayseri 4....
in şikayetçi ile aynı konutta oturduğu anlaşıldığından kıymet takdirinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu iddiasının yerinde görülmediği, ancak satış ilanı tebliği usulsüz olduğundan bu durumun zaten sonucu da değiştirmeyeceği, her ne kadar şikayet 7 günlük sürede yapılmamış ise de 1 yıllık sürede yapıldığından ve satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ihalenin feshine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2021/1826 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını 27.10.2021 tarihinde öğrendiklerini, ödeme emri tebliğ evrakının müvekkilinin nerede olduğu araştırılmadan alacaklının çalışanı olan ...isimli şahsa usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligat adresinde ikamet etmediğini, haber verilen komşu isminin yazılı olmadığını, sonradan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre çıkartılan ve yasal şartlara uygun tebliğ edilmeyen evrakında usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayetin kabulü ile usulsüz tebligata binaen öğrenme tarihinin 28.10.2021 olarak düzeltilmesini, borca ve yetkiye itirazla takibin durdurulmasını, hacizlerin iptalini talep etmiştir. II....
Öte yandan gerek süreli gerek süresiz şikayet ancak icra takibi sonuçlanıncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı şikayet yoluna başvurulamaz. Somut olayda tahliyenin 22.08.2022 tarihinde gerçekleştirildiği görülmektedir. Tahliye bakımından icra dosyasının infaz edildiği anlaşılmakla tahliyeye yönelik şikayetlerin bu noktadan sonra ileri sürelemeyecek olması nedeniyle tahliye işleminin iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, İstanbul 3....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesince; "Mahkemenin 26/09/2019 tarihli duruşmasında dava dilekçesinde usulsüz tebligat, imza ve borca itiraz talebi olduğundan usulsüz tebligata ilişkin 2019/174 E sayılı dosyası üzerinden karar verilmesine, imza itirazı ve borca itiraz hususunda yeni bir esasa kayıt yapılmasına karar verildiği, iş yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: davacının tensip tutanağı uyarınca duruşmada imza örneklerinin alınması için hazır bulunması yönünde karar verildiği, buna rağmen davacı asilin duruşmada hazır bulunmadığı, buna ilişkin mazeret bildirmediği görülmekle davanın usulden reddine" dair karar verildiği görülmektedir....
Usulsüz olarak yapılan tebligat adresinde yaşamamıştır ve tebligatın üzerindeki imza da müvekkilinin annesine ait olmadığını, müvekkilinin annesi halen hayatta olup, yukarıda belirttiği adreste yaşadığını, gerekli araştırmalar yapıldığında beyanların doğruluğu anlaşılacağını, borçlunun hiçbir hukuki bağının bulunmadığı adrese yapılan tebligat usulsüz olduğunu, müvekkilinin banka hesaplarına konulan blokeden dolayı usulsüz tebligata ve usulsüz haciz işlemlerine 05.04.2021 tarihinde ıttıla olmuştur. yasal süresi içerisinde usulsüz tebligata işbu itirazda/şikayette bulunmak zorunluluğu doğduğunu , borçlu müvekkile ait bulunmayan adrese, yasaya aykırı biçimde çıkarılan ve yine usulsüz biçimde müvekkilimin annesine ait olmayan bir imza karşılığında, müvekkilinin annesinin hiç yaşamadığı bir adrese, müvekkilinin annesine ve annesinin imzasıymış gibi gösterilmek suretiyle yapılan tebligatın tümüyle usulsüz bulunması sebebiyle, bu nedenlerle ; 2018/1500 E. (2015/10302 E....
a teslim edilmiş olduğu, şikayetçinin usulsüz tebligatı 15.01.2015 tarihinde öğrendiğini beyan ettiği, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince yedi günlük süre içinde 19.01.2015 tarihinde şikayet dilekçesini ibraz ettiği anlaşılmıştır....
Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, takip dosyasında 7 örnek ödeme emrinin davacıya 28/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı şirket yetkilisi tarafından 15/11/2017 tarihli dilekçe ile hacizlerin kaldırılması isteminde bulunulduğu, icra müdürlüğünce bu talebin 20/11/2017 tarihli işlem ile reddedildiği görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi 15/11/2017 tarihinde başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 09/11/2020 tarihidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat işleminin iptali ile tebligatın öğrenme tarihi olan 21/09/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, Ankara İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan yetki itirazının kabulüne, takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesin talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin reddine, borca ve yetkiye itirazın süreden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul...