Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

murisleri ile hiç bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı usulsüz tebligata ilişkin beyan ve itirazlarının değerlendirilerek usulsüz tebligata ilişkin itirazlarının kabulü ile ile tebliğ tarihinin 03/05/2021 olarak düzeltilmesine, takibinin geçici olarak durdurulmasına, yapılan yargılama sonrasında takibin iptali ile davalıların alacağın % 20' sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiği, Davalı alacaklılar cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından icra takibine haksız ve hukuksuz şekilde itiraz edildiği gibi söz konusu itiraz süresinden sonra yapıldığını, davacı yanın ödeme emrine süresinde itiraz etmediğini, davacı yana ödeme emrinin, 29/04/2021 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine karşılık, davacı yanın, beş günlük yasal itiraz süresini kaçırdığını, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmişse de; tebligat parçasında, davacının tebligat adresinin kapısına, ihbarname yapıştırıldığı belirtildiği için söz...

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat halinde muhatabın tebliğ tarihine ilişkin beyanının esas olduğunu, kendilerinin de beyan ettikleri tarihe göre süresinde dava açtıklarını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin davacıya 01/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 06/08/2018 tarihinde takip dosyasına vekaletname sunulduğu ve 09/10/2019 tarihli dilekçe ile de haciz kaldırma talebinde bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi 06/08/2018 tarihinde başlamış durumdadır....

çalışması nedeniyle iş yerlerinde olduklarını, tebligatın dairesinin kapısına yapıştırılmadığını, apartmanın kapısında da tebligata dair bilgi notu görmediğini, tebligatın kime hangi komşuya kaç numaralı dairede bulunan kişiye haber verildiğinin belli olmadığını, işyerinde olmasına rağmen çarşıda olduğunun belirtildiğini, tebligata ilişkin hiçbir komşunun bilgi vermediğini belirterek, tebliği öğrenme tarihinin 24/02/2022 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....

Hukuk Genel Kurulunun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere "...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir". Buna göre, borçlu usulsüz tebligattan 30.07.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiş olup, şikayet dilekçesinde 16.07.2013 tarihinin bulunması şikayete konu tebligattan bu tarihte haberdar olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince yasal 7 günlük süre içinde de (01.08.2013 tarihinde) icra mahkemesine başvurduğundan şikayetin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin yöntemince araştırılıp incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; adı geçen borçlunun isteminin gecikmiş itiraz olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emrinin şikayet eden borçluya “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:4/2 Merkez ...” adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 06.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet edenin adres kayıt sistemindeki adresinin 03.04.2009 tarihinden beri “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:6/2 Merkez ...” adresi olduğu görülmekle ödeme emri tebliğ edilen adresin, borçlunun adres kayıt sistemindeki adresi olmayıp tebliğ işleminin usulsüz olduğu, şikayet eden borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi yeterli olup ödeme emri tebliğ edilen adresin borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adres olmadığının ayrıca ileri sürülmesi gerekmediği, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin aksi karşı tarafça yazılı belge ile ispatlanamadığından şikayetin süresinde olduğu anlaşılmakla, şikayet eden borçlu takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ise de, takip...

      İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilenler alacaklı ve ihale alıcısı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. B. İstinaf Sebepleri Şikayet edilen alacaklı istinaf dilekçesinde; borçlu tarafından şikayet dilekçesinde 103 davetiyesine ilişkin tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin bir iddianın ileri sürülmediğini, ödeme emri tebligatının bila tebliğ iadesi üzerine ödeme emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanının TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebliğinin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. Şikayet edilen ihale alıcısı istinaf dilekçesinde; alacaklı tarafından ileri sürülen istinaf nedenlerini tekrar etmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C....

        İcra Müdürlüğünün 2016/22859 E. sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibine girişildiğini, her ne kadar dosyada müvekkiline 30.11.2016 tarihinde tebliğ yapılmış görünüyor ise de, işbu tebligatın usulsüz olduğunu, ödeme emrinin içeriğine müvekkilince 29.12.2020 tarihinde muttali olunduğunu, usulsüz tebligata ilişkin olarak taraflarınca açılan davanın İstanbul Anadolu 19.İcra Mahkemesinin 2020/864 E. sayılı dosyası üzerinden görüldüğünü, takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, senette tanzim yeri bulunmadığı gibi, tanzim edenin ad-soyad bölümünün altında yer alan adreste de idari birimin yazılı olmadığını belirterek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Birleşen 2015/993 Esas sayılı şikayet dosyasında şikayetçi ..., sıra cetvelinde, 6102 sayılı Kanun'un 1320/1-A bendinde belirtilen şekilde gemi adamı sayılması nedeniyle alacağının gemi alacağı olduğunu, bu nedenle öncelik tanınması gerekirken yasalara aykırı olarak düzenlenen sıra cetvelinde bu hususa riayet edilmediğini ileri sürerek sıra cetvelinde birinci sırada olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan ..., şikayet olunan Sgk vekili, şikayet olunan ...ve ... Şirketi vekili ile bir kısım (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16) şikayet olunanlar vekili şikayetin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçi ... şikayet esnasında feragat ettiğinden asıl dosyanın feragat nedeniyle reddine, şikayetçi ... ... İnş. San....

          ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatında yazılı olan, muhatabın tanınmadığına yönelik tespitin, borçlunun yaklaşık 20 yıldır bu adreste ikamet etmesi nedeniyle gerçeğe uygun olmadığını, bu suretle geçersiz olan tebligata dayalı olarak TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, takipten 25.11.2020 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebligat zarfında ödeme emri değil sayman mutemet alındısı bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 25.11.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

            İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile ödeme emrinin 18/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına; borca itirazın reddine; usulsüz tebligata ilişkin şikayette alacaklı tarafın kusuru bulunmadığı kanaatiyle yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvurusunda; aynı alacağın tahsilinin İzmir 6. İcra Müdürlüğü 2018/865 esas sayılı dosyasında yapılmış olduğunu ve ayrıca davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davalı aleyhine yargılama masraflarına ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kısmen redde ilişkin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. AÇIKLAMA: Aynı alacağın tahsilinin İzmir 6....

            UYAP Entegrasyonu