başlatıldığı iddiasına dayanan "takibin iptali şikayeti"’den ibaret olduğu, kamu düzenine ilişkin olmakla şikayet, süreye tabi olmadığı, aleyhine takip yapılanın şikayette bulunmakta hukuki yararı mevcut olduğu, aynı icra dosyası ile ilgili daha önce öne sürülen haciz kaldırma talepli şikayet (2021/425E.), taleplerin mahiyeti farklı olduğundan, takibin iptali şikayeti yönünden derdestliğe sebebiyet vermediği, davalının vekili aracılığı ile davacı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, K.Maraş 1....
Yine İİK.nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Yasa'nın 33/2. maddesi gereğince, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, takip sonrası ödeme iddiası süreye tabi değildir. ...... Bu durumda Mahkemece, süreye tabi bulunmayan limit aşımı şikayeti ile takip sonrası ödeme iddiasının esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........
Dairemizin kaldırma kararında; davadaki talepler tanımlanırken davacının "takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz"da bulunduğunun belirtildiği, yine "kanunun süreye tabi kılmadığı hususlara yönelik itiraz ve şikayetlerin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken" denildiği, davacının dava dilekçesinin sair itiraz ve şikayetlerimiz başlığı altında TTK'nın 814 ve 750. maddelerine dayanmak suretiyle ve borcu kabul etmemek kaydıyla açıkça takip sonrası zamanaşımı itirazında da bulunduğu, yukarıda izah edildiği üzere takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımın gerçekleştiği iddiasının belirli bir sürede ileri sürülmesine bağlı olmadığı, ilk derece mahkemesince davacının takip sonrasında gerçekleştiğini ileri sürdüğü zamanaşımı itirazı incelenmeden davanın karara bağlandığı anlaşılmıştır....
iptali halindede takip dayanığı bononun zamanaşımına uğradığının açık olduğunu beyanla yenileme işleminin ve bu işlem sonrası yapılan bütün icra işlemlerinin iptaline, üç yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlunun şikayeti takipte istenen faiz ve oranının fahiş talep edildiğine ilişkindir. Borçlunun bu şikayeti ilama aykırılık nedenine dayalı olduğundan HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-102 sayılı kararında da belirtildiği üzere süreye tabi değildir. Bu durumda, Mahkemece takibin henüz sonlanmadığı ve takip dayanağı ipotek resmi senedinde, "taşınmazın 40.000.00 TL bedelle bila faiz ve fekki bildirilinceye kadar süreyle ipotek tesis edildiği" nazara alınarak, takipten öncesi için ihtarla borçluya verilen sürenin dolmasıyla temmerrüdün oluştuğu (borcun istenebilir hale geldiği) ve bu tarihten itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesine göre yasal faiz istenebileceği, yine aynı şekilde takip tarihinden sonrası için de, değişen oranlarda yasal faizin talep edilebileceği dikkate alınarak, borçlunun faize yönelik itirazının esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isibatesizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ile takibin kesinleşmesinden sonraki dönem zamanaşımı itirazına ilişkindir. İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2019/33418(eski 2013/17141) Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı ve dava dışı borçlu aleyhine 3.797,62 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takip olduğu, 13/01/2020 tarihli kapak hesabına göre dosya borcunun 15.171,84 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Somut olayda, ilk derece mahkemesi tarafından davacının tüm taleplerinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir. Ancak, takip dosyası ve dava dosyasının UYAP sisteminde kayıtlı haliyle anılan şikayetlerin değerlendirilmesi için gerekli verileri içermediği, mahkeme kararının gerekçesinde yer alan PTT sorguları ile yazışmaların dosya kapsamında yer almadığı, bu şekilde denetimin gerçekleştirilemediği anlaşılmaktadır....
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesine göre herhangi bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Takip dayanağı belge, kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalının Mersin 1.İcra Müdürlüğünün 1998/176 sayılı dosyası ile takip başlattığını, takibin dayanağı bonoların tehdit ve baskı altında alındığını, müvekkilinin davalıyı işyerinde sigortalı olarak gösterdiğini, primlerini ödeyerek emekli olan davalıya maaş bağlandığını, tarafların arası açılınca davalının müvekkilini takip konusu senetleri imzalaması için tehdit ettiğini, sahte evrak düzenlemekten dolayı kendisini şikayet edeceğini belirttiğini, çaresiz kalan müvekkilinin senetleri imzaladığını, buna rağmen davalının müvekkilini şikayeti üzerine Mersin 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/464 Esas sayılı dosyasından yargılanarak ceza aldığını, ispat yükünün davalıda olduğunu ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2019 NUMARASI : 2018/654 ESAS-2019/18 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Meskeniyet Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafına gönderilen 103 davetiyesi sonrası haline münasip evinin haczedildiğini öğrendiğini, başkaca gayrimenkulünün olmadığını belirterek, İİK md 82 uyarınca haczedilmezlik şikayetiyle taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının itirazlarının yerinde olmadığını, taşınmaz üzerinde ipotek ve hacizler bulunduğunu, bu sebeplerle davacı borçlunun haczedilemezlik itirazında bulunamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK.nun 71. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK.nun 33/a maddesine göre süreye tabi değildir (HGK.nun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E. - 1998/797 K.). Somut olayda 28.01.2013 tarihinde başlatılan takipte kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri şikayetçi borçluya 27.03.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafından, bu tarihten sonra şikayet tarihine kadar dosyasının işlemsiz bırakıldığı ileri sürülerek icranın geri bırakılması talep edilmiştir. O halde, takipten sonra gerçekleşen zamanaşımı şikayeti süresiz olarak ileri sürülebileceğinden şikayetin TTK.nun 749. maddesi koşullarında esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....