Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 05.03.2007 tarihinde konduğu, daha sonra taşınmaza 13.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir. Buna göre, borçlunun 03.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 13.02.2014 tarihli haciz yönünden İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde; her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin kesin hüküm ve süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
DAVA KONUSU : TAŞKIN HACİZ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2020/18869 E. Sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil aleyhine 650.000,00 TL bedelli senetle ilgili olarak takip başlatıldığını, dosyanın güncel borcunun 860.000,00 TL civarında olduğunu, alacaklı tarafça müvekkilin Ankara, Balıkesir ve Çankırı ilindeki onlarca taşınmazına haciz şerhi işlenip satış işlemlerine başlandığını, ayrıca banka hesaplarına ve araçlarına haciz konulduğunu, asıl alacak ve fer'ilerini aşana ölçüde taşkın haciz yapıldığını, dosya borcunu karşılamaya "Ankara ili, Çankaya ilçesi... 3 Parselde bulunan 15 Nolu mesken (değeri 450.00, 00TL) ve 14 Nolu mesken (değeri 450.000,00 TL) yeterli geldiğini beyanla, bu iki taşınmaz haricindeki hacizlerin kaldırılmasını istemiştir....
Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar hükmü nazara alınarak yapılan değerlendirmede; Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi istenilen kararının niteliği (...taşkın haciz (İcra Mahkemesince 85. Maddenin uygulanma biçimi.)...) itibariyle istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafın taşkın haciz şikayeti hakkında verilen karara yönelik istinaf başvurusunun İİK'nun 363/1, 365/son HMK'nun 352/1- b maddeleri gereğince reddine oy birliği ile karar verilmiştir....
Bölge adliye mahkemesince incelenmesi istenen taşkın haciz şikayetinin reddine dair kararın İİK.nun 363/1 maddesinde belirtilen istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, kesin nitelikte bulunduğu görülmekle taşkın haciz şikayeti yönünden İİK'nun 365/3 maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin reddine, haczedilmezlik şikayeti yönünden mahkeme kararının usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu anlaşılmakla esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere; Davacı vekilinin Kayseri 3....
O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun son hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....
... 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/85E-2018/351Karar sayılı dava dosyası olduğu, anılan mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesinde 22.02.2017 dava tarihli 2017/162 Esas-2017/360 Karar sayılı dava dosyası olduğu, dava konusunun taşınmaz üzerine 20.12.2016 tarih ve 63000 yevmiye numarası ile işlenen hacze ilişkin meskeniyet şikayeti olup şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar.Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır.Somut olayda; alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine 27.12.2019 tarih, 77563 yevmiye numaralı haciz şerhinin işlendiği, bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce...
Bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki; alacaklının haczin İİK'nin 97. maddesi gereğince yapılması gerektiğine yönelik şikayeti, kamu düzeniyle ilgili olup süresiz şikayet niteliğinde olduğundan, alacaklı vekilinin İİK’nin 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayeti ile ilgili olarak talebin süresinde yapıldığının kabulü ile haczin ödeme emrinin tebliğ edilen adreste yapılmasına, haciz mahallinde borçlunun hazır olmamasına, haciz sırasında borçlu adına belge bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre anılan gerekçelerle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değil ise de; karar sonucu itibari ile doğru olduğundan ......
İhtilaf, üçüncü kişinin İİK’nun 96. ve 99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet talebi ile haczin ve muhafaza işleminin kaldırılmasına yönelik şikayet talebine ilişkindir. Somut olayda, icra takibinin tarafı olmayan 3. kişinin şikayeti ile haczin kaldırılmasına karar verilemez....