İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2021/798 ESAS 2021/1255 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhinde alacaklı tarafından İstanbul 19....
Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, icra müdürlüğünce 21/01/2022 tarihinde yapılan kıymet takdiri üzerine düzenlenen bilirkişi raporunun davacıya 19/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24/02/2022 tarihinde kıymet takdirine itiraz ettiği, Karşıyaka 1....
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12-161 E.- 148 K. sayılı kararı). Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, ihalesi yapılan taşınmazın değerinin icra müdürlüğünce 400.000,00 TL olarak tespit edildiği, borçlunun kıymet takdirine şikayeti üzerine ... ... 1....
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; şikayetçi tarafından mahkemeye sunulan şikayet dilekçesinde açıkça kıymet takdiri işleminin iptali ile itirazları doğrultusunda yeniden kıymet takdiri yapılmasına karar verilmesinin talep edildiği, 15.02.2017 tarihinde sunulan ek dilekçe ile de açıkça taraflarına tebliğ edilen kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporu içeriğinde yer alan ve numaraları belirtilen ruhsat sahaları yönünden yapılan kıymet takdir işlemlerine karşı dava açtıkları yönünde beyanda bulunulduğu, mahkemece kıymet takdirine itiraz yönünden 01.02.2017 tarihli tensip tutanağı ile tefrik kararı verildiği, bu durumda haczedilmezlik şikayetinde bulunulmadığı halde yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşıldığından davalı alacaklı vekilinin istinaf talebinin esastan kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı/borçlular vekilinin, takip dosyasından vekile yapılan icra emri tebliği üzerine eldeki başvuruyu yaptığı anlaşılmaktadır. Kural olarak alacaklının talebi üzerine takibin türüne göre borçluya ikinci kez ödeme veya icra emri tebliği, icra veya ödeme emri tebliğine bağlı, süreye tabi şikayet ve itirazlar bakımından borçluya yeniden itiraz hakkı tanır ise de; borçlunun ilk ödeme veya icra emri tebliği üzerine icra mahkemesine şikayet ve itiraz konusu yaptığı hususlar bakımından, ikinci kez ödeme veya icra emri tebliği üzerine aynı nedenlere dayalı olarak itiraz ve şikayette bulunması derdestlik teşkil eder. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulu'nun 16/04/2019 tarih, 2017/12- 363 esas ve 2019/462 karar sayılı ilamında belirtilmiştir. Somut olayda da; Dairemizce UYAP üzerinden incelenen ve lüzümlu evrakları dosya arasına alınan İstanbul 24....
Borçlunun hakları ihlâl edilmiş olmadıkça kural olarak sıra cetveline itiraz etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer anlatımla, sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından, şikayette hukuki yararı bulunmamaktadır. Somut olayda, borçlunun şikayet olunanın sırasına itirazında hukuki yararı bulunmamakta ise de, şikayet olunanın alacağının hesap şekline yönelik itirazda hukuki yararı vardır.'' belirtilmektedir. Sıra cetveline şikayet hakkı kural olarak alacaklılara tanınmış ise de, hukuki yararının olması kaydıyla borçlunun da sıra cetveline şikayet yoluna başvurabileceği kabul edilmiştir. Somut olayda sıra cetvelinin hatalı olarak düzenlendiği, dosyada yer alan ipotek bedelinin ödendiği bakiye miktar kalması halinde ise, kalan satış bedelinin kendilerine ödenmesi talep edildiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün şikayet olunan alacaklı üzerinde olduğu, şikayet olunanın alacağı varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmadığı, şikayet olunanın yapmış olduğu icra takibinde sadece dava dışı borçlunun ... Gıda San.Tic. A.Ş de bulunan alacağına haciz işlemi başlattığı ve icra dosyasında başkaca bir işlem yapmadığı, buna göre alacağın muvaazalı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan temyiz etmiştir. 1- İcra ve İflâs Kanunu'nun 142 nci maddesine göre sıra cetveline itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür. İtiraz yalnız sıraya ilişkin ise, görev İcra Mahkemesi'nindir....
Kıymet takdirine itiraz yargılaması neticesinde Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/379 E 2020/40 K sayılı kararı ile şikayet konu taşınmazların her birinin muhammen bedelinin 160.868,00 TL olduğu belirlenmiştir. Taşınmazların ihale bedelleri ise 168.000,00 TL ve 173.000,00 TL dir. Buna göre ihale bedellerinin muhammen bedelden fazla olduğu görülmektedir. Her ne kadar şikayetçi tarafça taşınmazların değerinin düşük belirlendiğinden bahisle kıymet takdirine itiraz edilmiş ve bu itirazlar fesih sebebi olarak da ileri sürülmüş ise de, Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/379 E sayılı dosyasından yapılan kıymet takdirine itiraz yargılamasında hükme esas alınan bilirkişi raporunun şikayetçi asile ve vekiline tebliğ edildiği, anılan yargılamada bilirkişi raporuna itiraz edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları uyarınca kıymet takdirine itirazlar fesih sebebi olarak ileri sürülemeyecektir....
Ancak somut olayda kıymet takdirine diğer borçlu taşınmaz maliki tarafından itiraz edilmiş olup, davacı süresinde kıymet takdirine itiraz talebinde bulunmadığından, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemez (Yargıtay 12. HD'nin 02.03.2021 tarihli, 2021/390 E, 2021/2267 K. sayılı içtihadı). Yukarıda açıklanan nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelerle, davacı borçlu vekilince istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
Davacı borçlu şirket vekili tarafından kıymet takdirine karşı itirazda bulunulduğu, Ankara 15.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/330 Esas 2019/593 Karar sayılı kıymet takdirine itiraz davasının şikayet dilekçesinde iş bu ihalenin feshi davasında ileri sürülen kıymet takdir raporuna yönelik itirazlar ileri sürülmediği gibi açılan bu davada keşif harç ve masraflarının ikmal edilmediği, mahkemece süre verildiği halde gereğinin yerine getirilmediği anlaşıldığından mahkemece kıymet takdirine itirazın reddine ilişkin verilen kararın yerinde olduğu, diğer borçlu T1’in kıymet takdirine itiraz etmediği tespit edilmiştir. İcra Müdürlüğünce alınan kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak kesinleştiği, bu nedenle taşınmazın yüzölçümünün düşük gösterildiği ve kıymet takdirinin düşük belirlendiği yönündeki itiraz nedenlerinin gerçeği yansıtmadığı ve muhammen bedelinin düşük olduğu yönündeki iddialar ihalenin feshi aşamasında incelenemeyeceğinden bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir....