Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Şikayet edilen alacaklı istinaf dilekçesinde; borçluya 103 davetiyesi tebliğ edilmiş olup, haczedilmezlik iddiasının 3 günlük yasal süresi içinde yapılmadığını, şikayetin öncelikle süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, borçlunun keşif sırasında hacizden haberdar olduğundan haczedilmezlik iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük yasal şikayet süresinde yapılmadığını, taşınmazın davacının mesken olarak kullandığı ev olmadığını, davacıya babasından miras olarak kaldığını, tapuda arsa niteliğinde olduğunu, taşınmazın davacının haline münasip evi olarak değerlendirilemeyecek nitelikte olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlunun banka hesaplarına konulan haczin kaldırılması için haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, kararın borçlu vekilince temyizi üzerine Dairemizin 25.12.2014 tarih 2014/24758 E. - 2014/31643 K. sayılı bozma ilamı ile “Her ne kadar, şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır ise de; (28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K. ve HGK'nun 17.03.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı) haczedilmezlik şikayetine konu ... 1....

      Bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 26.11.2015 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma hakkı vardır. O halde, mahkemece, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin süresinde olup olmadığı araştırılarak süresinde olduğunun tespiti halinde işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Şikayet konusu taşınmaz üzerinde bulunan 21.06.2013 tarihli hacze ilişkin olarak borçluya herhangi bir bildirim yapılmadığı, kıymet takdirine dair 20.11.2014 tarihli tebligata göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmakla, süreye yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 25.07.2011 ve 21.06.2013 tarihlerinde haciz konulduğu görülmüştür....

          Bu durumda borçlu bu mallara ilişkin olmak üzere üçüncü şahıs lehine istihkak davası ve haczedilmezlik şikayetinde bulunamaz. Borçlu ancak, kendisine ait olan mallarla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunabilir. Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde bulaşık makinesi, halı, koltuk gibi haczedilen bir kısım menkullerle ilgili de haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu görülmüştür. Borçlu vekilinin lüzumlu eşya olduğu iddiasıyla haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, bu mallarla ilgili haczedilmezlik şikayetinin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Kural olarak, dosya borcunun ihtirazi kayıt konulmaksızın ödenmesi halinde haczin kaldırılması gerekeceğinden haczedilmezlik şikayeti konusuz kalır. Ancak ödeme şikayete konu hacizler nedeniyle dosyaya gelen para ile yapılmış ise, borçlunun haczedilmezlik şikayeti incelenip sonuçlandırılmalıdır. Her ne kadar, mahkeme gerekçesinde borçlu tarafından 30.06.2015 tarihinde dosyaya ödeme yapıldığından ve dosya borcu kalmadığından bahsedilmiş ise de, anılan tarihte borçlunun icra dosyasına ihtirazi kayıtsız yaptığı bir ödeme görülmemektedir. Dosya borcu konulan haciz ve gönderilen haciz ihbarnameleri üzerine dosyaya 3. şahıslar tarafından yapılan ödemeler ile kapatılmış olup, anılan ödemeler haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmez. Bu nedenle, şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın konusu kalmadığından bahisle ret kararı verilmesi doğru değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine dair 11.06.2015 tarih, 2015/10876 Esas, 2015/12943 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili; mahcuzun değerinin eksik belirlendiğini ve finansal kiralama ile kiralanmış olup haczedilemeyeceğini belirterek şikayet başvurusunda bulunmuş, Mahkemece mahcuzun değeri yeniden belirlenmiş, borçlunun finansal kiralama sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekçesiyle haczedilmezlik şikayeti reddedilmiş, borçlu vekilinin temyizi üzerine Dairemizce kararın kesin olması sebebiyle temyiz talebi reddedilmiş, borçlu vekili tashihi karar talebinde bulunmuştur. 1-Kıymet takdiri itirazına yönelik, karar düzeltme isteminin İİK'nun 363. maddesi gereğince kesin nitelikte...

                Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir. Somut olayda, borçlu ...’in haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlanmadan önce 13.7.2019 tarihinde öldüğü UYAP’ta mevcut nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, henüz kendisine takip yöneltilmemiş mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir....

                  Borçlunun şikayet tarihinden sonra icra dosya borcunun ödenerek, hacizlerin kaldırılmış olması, şikayetten açıkça vazgeçilmediği sürece icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmez. O halde mahkemece, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile "konusu kalmayan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Bu maddeye göre haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde kullanılması zorunludur. Belediyece kamuya tahsis kararı alınması haczi engellemez. 5393 sayılı Kanun'un 15. maddesi uyarınca ileri sürülecek haczedilmezlik şikayeti, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca bu yöndeki şikayet süresiz olarak yapılabilir. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19/12/2017 tarih 2016/25287 esas 2017/15878 karar) Mahkemece, şikayetin yedi günlük süre geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacı borçlunun ileri sürdüğü haczedilmezlik şikayetinin esası incelenerek karar verilmelidir. Davacı tarafın istinaf sebebi yerindedir....

                    UYAP Entegrasyonu