Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nce yapılan yargılama neticesinde, mahcuz malın gayrikabili haciz olduğunu ancak malı haczedilen borçlunun şikayet yoluyla ileri sürebileceği, Cemal Bayrak ve Süleyman Bayrak dışındaki şikayetçinin icra takibinde taraf olmadığı, borçlu sıfatını taşımadığı için şikayet yoluyla haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı yasal süresinde istinaf kanun yoluna başvurusunda, İİK'da kimlerin haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceğine ilişkin düzenleme mevcut olmadığını, mahkeme kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 2....

İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihi itibariyle yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir (Dairemizin 30/09/2013 tarih ve 2013/22091 E.-30456 K. sayılı kararı). Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir....

    evinin haczedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle haczedilmezlik şikayetimizin kabulü ile dava konusu yerdeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Borçlunun, temyize konu işbu şikayetinde ise, 2013 ve 2014 tarihli hacizlere yönelik haczedilmezlik şikayetinin (2016/4 Esas) derdest olduğunu, bu şikayet sonuçlanmadan taşınmazlara yeniden haciz konulmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün 25/12/2015 tarihli kararının ve haczin, kaldırılması talebinde bulunduğu, mahkemelerce derdest olduğu kabul edilen 2017/151 Esas sayılı dosyasındaki şikayet ile aynı konu ve sebebe dayanmadığı anlaşılmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemecesi’nce, şikayetlerin derdest olmadığı dikkate alınarak istemin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 20....

      Mahkemece; Davacının haczedilmezlik şikayetinin süresinde olmadığı anlaşıldığından reddine, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/722 Esas sayılı dosyasında şikayete konu traktörün satışının durdurulması tedbirinin kaldırılmasına, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, istinafa konu haczedilmezlik davasının süresinde açıldığını ve mahkemece hukuka aykırı değerlendirme yapıldığını, müvekkiline yapılan kıymet takdiri raporu ve 103 davetiyesi tebligatlarının 22/05/2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve davanın İİK'nun 16/1 maddesinde düzenlenen 7 günlük yasal süre içerisinde 27/05/2021 tarihinde açıldığını, dava konusunun kamu düzenini ilgilendirdiği için İİK'nun 16/2 maddesi gereğince süresiz şikayet olduğundan mahkemece davanın süresinde açılmadığına ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında, şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...’nın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra 03.09.2021 tarihinde vefat ettiği dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Borçlunun ölümü ile İİK'nun 53.maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakları vardır....

        Davacı 01/02/2019 tarihinde açtığı bu dava ile İİK.nun 82/4 maddesi gereğince haczedilmezlik ve taşkın haciz şikayetinde bulunmuştur. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, 16/09/2015 günü taşınmaz üzerine haciz konulmasına karar verilmiş, tapu idaresi tarafından 29/09/2015 günü haciz işlenmiş, 12/10/2017 tarihinde kıymet takdiri yapılmış, bilirkişi raporu davacıya 19/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bilirkişi kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği 19/02/2018 tarihinin, haczin öğrenilme tarihi olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, şikayet tarihi 01/02/2019 olmakla haczedilmezlik şikayetinin yasal süresinde yapılmadığı sabittir. İlk derece mahkemesince, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine dair kararı yerindedir, istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, haczedilmezlik şikayeti ve memur muamelesini şikayete ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafından haczedilmezlik şikayeti ile birlikte, memur muamelesini şikayet talebinde de bulunulmuş, ancak mahkemece, davacının memur muamelesini şikayet istemi ile ilgili herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....

        O halde mahkemece haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı aynı doğrultudadır. Ancak davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; haczedilmezlik şikayetinin yanında taşkın haciz şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince Dairemizin 2020/1655- 2021/1132 E.K.sayılı kaldırma kararından önce verilen 2020/92- 280 E.K.sayılı kararında sadece haczedilmezlik şikayetinin incelendiği ve hüküm kurulduğu, taşkın haciz şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm kurulmadığı, Dairemizin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada da bu kez taşkın haciz şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılıp hüküm kurulduğu, ancak haczedilmezlik şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm de kurulmadığı, verilen hükmün HMK 297/2 maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır....

        İcra Müdürlüğünün 2015/9355 esas sayılı esas numarasını aldığını, müvekkiline ait taşınmazlara alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce talebin kabulüne karar verilerek 30/12/2016 tarihinde yazılan yazı ile tekrar haciz konulduğunu, haciz işlemi usul ve yasaya aykırı olduğunu ve icra müdürlüğünün işlemine şikayet davası açıldığını, devamında haciz işlemine karşı şikayet davası ile birlikte Lüleburgaz İcra Hukuk Yargıçlığının 2017/151 esas sayılı dosyası ile taraflarınca haczedilmezlik davası açıldığını, 2017/151 esas sayılı dosyası sonucu davanın konusuz kalması nedeniyle reddine karar verildiğini, davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu