"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi; ''Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88'inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.'' hükmüne göre, nafaka borçları için haczedilmezlik kuralı uygulanmaz....
İstinafa konu olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 08.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13.12.2018 tarihinde, hacizden 11.12.2018 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek, ancak şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasını ileri sürmeden, haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere 103 davetiyesi tebliğinden itibaren davacının 7 günlük sürede şikayet yoluna başvurmadığı anlaşıldığından, mahkemenin şikayetin süreden reddine ilişkin kararı isabetlidir. HMK'nın 357/1. maddesi uyarınca; bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, aşkın haciz iddiası bağlamında yargılama aşamasında gerekli araştırmanın yapılmadığını, şirketin hissesine, sermayesine ve ortaklık payına yapılan haciz işleminin aşkın haciz niteliğinde olduğunun gözetilmediğini, İİK'nın 85. maddesine göre, borçlunun, borcundan daha fazla miktardaki malvarlığının haczedilemeyeceğini, müvekkili T1 haczedilen taşınmazlarının değerlerinin, dosya borcunu fazlası ile karşıladığını, bu nedenle 24/02/2020 tarihli 103 davet kağıdında sözü edilen şirket hissesine ve sermayesine haciz konulmasının, aşkın haciz niteliğinde olduğunu, taşınmazların değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi ve taşınmaz takyidatındaki haciz dosyalarının kapak hesaplarının yaptırılıp, borç miktarlarının tespit edilmesi ve bu hacizlerin dosya borcunu karşılayıp karşılamadığının tespiti gerektiğini, ancak bu şekilde bir araştırma yapılmadan karar verildiğini, müvekkili T1 diğer müvekkili şirketteki sermayesine...
Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesi ile haczedilmezlik şikayeti olarak nitelendirilmiş ve dilekçe içeriğinde de haczedilmezlik şikayetinden bahsedilmiş ise de, davacı tarafından aynı zamanda malların kendisine ait olduğu, kendilerine ait olan malları üzerinde haczin kaldırılmasının talep edildiği, davacı üçüncü kişinin davaya konu taşınırın mülkiyetinin kendisine ait olduğundan bahisle icra mahkemesine yaptığı başvuru HMK 33 maddesi gereğince hukuki nitelendirme hakime ait olacağından istihkak davası olarak kabul edilerek bu davanın istihkak davası prosedürü dahilinde noksan harç tamamlattırılarak görülmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. Bu itibarla, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nin 353/1- a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Tarafından şikayetçi T1 ve Asım Evgin aleyhine genel haciz yoluyla yapılan icra takibinde Mersin ili Toroslar ilçesi Evcili köyü Kızılbağ Köyiçi mevki 182 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 29/07/2020 tarihinde haczedildiği, taşınmaz haczine ilişkin şikayetçiye gönderilen 103 davet kağıdının 10/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi vekilinin vekaletname sunmadığı ve dosyada işlem yapmadığı görülmüştür. Şikayetin 26/10/2020 tarihinde yapıldığı görülmüştür. İİK'nun 16 maddesi gereğince, haczedilmezlik şikayetinin süresi haczin öğrenildiği tarihte işlemeye başlayacağından borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması 103 davet kağıdı tebliğinden haberdar olduğu anlamına gelmez. Somut olayda, şikayetçinin veya vekilinin haciz tarihi ile usulsüz tebligat şikayetinin yapıldığı tarih arasında takip dosyasında işlem yapmadıkları ve şikayetçi vekilinin takip dosyasında vekaletnamesinin bulunmadığı, Mersin 1....
Haczedilmezlik şikayeti kural olarak İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden itibaren başlar. Somut olayda; şikayete konu araca haczin 15/04/2015 tarihinde konulduğu, yapılan hacze ilişkin olarak İİK.’nun 103. maddesi uyarınca çıkarılan davetiyenin borçlu şirkete 27/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 13/05/2016 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
, ayrıca 21 ayrı parselde kayıtlı taşınmaza haciz uygulandığını, hacizli taşınmazların değerinin belirlenmediğini, haciz miktarının takip borcunu aşması nedeniyle taşkın haciz mahiyetinde olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, haczedilmezlik şikayetinin kabulüne, bu kabul edilmediği takdirde taşkın haciz nedeniyle taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında başlatılan icra takibinde davacıya ait taşınmaza haciz konulduğu, davacı tarafından taşınmazın haline münasip evi olduğu iddiası ile şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 12. HD 2019/7056 E-2020/3985K sayılı kararında açıklandığı gibi İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda; borçlunun adına kayıtlı taşınmaza 17.07.2019 tarihinde haciz konulduğu, borçlu vekili tarafından icra takip dosyasına 25.07.2019 tarihinde vekaletname sunulduğu, ve borca itiraz dilekçesi verildiği, bu durumda borçlunun şikayet konusu haczi en geç 25.07.2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir....
GEREKÇE : Uyuşmazlık davacı borçluya ait aracın engelli aracı olduğundan haczedilmezlik şikayeti ile haczin kaldırılması talebinin reddine dair memur muamelesini şikayet niteliğindedir....
Lehine tesis edilmiş ipotek bulunduğunu, TTK 686/1 ve 862/1 maddeleri gereğince rehin kapsamnda kalan teçhizat, demirbaş ve makinaların mütemmim cüz niteliğinde olduğu, şikayet konusu olan hususun müdürlüğün ek haciz ve muhafaza kararı olduğunu, yerel mahkemenin haczedilmezlik şikayeti olarak uygulama yaparak red kararı vermesinin hatalı olduğunu, dava konusu müdürlük kararının şikayete konu edilmesi üzerine yerel mahkeme tarafından verilen keşif kararı neticesinde bilirkişilerce tanzim olunan raporun davayı aydınlatmaktan son derece uzak olduğunu, yapılan yargılama neticesinde de bilirkişi raporuna dair itirazlarının değerlendirilmeksizin davanın reddine karar verildiğini, beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak bozulmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; şikayet, ilave haciz ve muhafaza işlemlerinin devamına dair 16/09/2019 tarihli memur işleminin iptali istemine ilişkindir....