koşullar kapsamında haczedilmezlik şikayetinin değerlendirilmesi gerekir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/6024 esas sayılı dosyasına yönelik şikayeti yanında Zonguldak 1. İcra Müdürlüğü'nün 2020/178 esas sayılı dosyasına yönelik şikayetine ilişkin olarak inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle söz konusu şikayete ilişkin de hüküm kurulması gerekirken davacının Zonguldak 1. İcra Müdürlüğü'nün 2020/178 esas sayılı dosyasına yönelik şikayeti incelenmeden ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olduğundan ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ancak mahkemece yeniden yapılan yargılamada da davacının Zonguldak 1. İcra Müdürlüğü'nün 2020/178 esas sayılı dosyasına yönelik şikayeti incelenmeden karar verilmiştir. Her ne kadar mahkeme gerekçesinde, şikayet konusunun sadece Zonguldak 2. İcra Müdürlüğü'nün 2019/6024 esas sayılı dosyasından konulan haciz olarak kabul edildiği belirtilmiş ise de şikayet dilekçesinde Zonguldak 1....
Yargıtay görüşüne göre de, borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 200.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haczedilmezlik şikayeti KARAR İnceleme konusu karar haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun hukuk daireleri iş bölümüne dair 09.02.2012 gün 2012/1 nolu kararı gereğince 12. Hukuk Dairesinin görevine ilişkin 8.maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu durumda, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/2937 sayılı talimat dosyasında, 23.09.2014 günü taşkın haciz yapıldığını, mahcuzlara kıymetlerinin çok altında değer belirlendiğini, tamir ve bakım için bırakılan başkalarına ait eşyaların da haczedildiğini, İİK'nun 82/2. maddesine aykırı olarak haciz yapıldığını belirterek şikayet başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili, şikayet başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kıymet takdirine yönelik şikayet başvurusu yönünden, ayırma kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmış, haczedilmezlik şikayeti, mahcuzların iadesi, tedbir talebi ile ilgili konularda asıl takibin yapıldığı yer İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu, anılan yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, şikayet eden borçlu vekili ile alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti gibi taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğu iddiasına dayalı haczin kaldırılması şikayeti de, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK.nın 103.maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya 21.01.2016; kıymet takdiri raporu 20.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve borçlu vekili icra mahkemesine kıymet takdirine itiraz etmiştir. Ayrıca, satış ilanı borçlu vekiline 08.01.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna göre, borçlunun 05.02.2018 tarihinde icra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvurusu, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır....
Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 19.10.2012 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 13.8.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 22.8.2013 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olup, borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, tebliğ tarihinde ve halen annesinin rahatsızlığı sebebiyle Nevşehir ilinde olduğunu ileri sürmüştür....
Meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılması isteminin yasal dayanağı İİK. nun 82/1- 12.maddesi olup, anılan maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinin İİK.nun 16/1.maddesi gereğince, haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede yapılması gereklidir. Bu süre şikayet konusu haciz işleminin öğrenildiği tarihten başlar. Şikayet konusu haciz işlemi şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise öğrenme tarihinden başlayacağı tabidir. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Akhisar İcra Müdürlüğünün 2017/5878 Esas sayılı dosyasından davacıya davaya konu taşınmaz haczi için 103 tebligatı yapılmadığı, başka bir öğrenme olduğu da ispatlanmadığından, davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Ayrıca, takip dosyasının infazen kapatılması halinde de geçerli bir haczin varlığından söz edilemez....
İİK'nun 82. maddesinde düzenlenen haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir düzenleme mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda şikayete konu taşınmazın tapu kaydına 10.05.2013, 15.08.2014 ve 19.11.2014 tarihlerinde haciz şerhi konulduğu görülmüş olup, mahkemece şikayet konusu işlemin hangi hacze yönelik olduğu tespit edilmeksizin ve yine alacaklının davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük süre içerisinde açılmadığına dair iddiası da araştırılmaksızın şikayetin esastan incelenerek karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....