Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Meclis Kararı'' gereğince 6183 Sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanunda belirtilen amme alacaklarına uygulanan yıllık %60 faizi ile birlikte tahsilinin talep olunduğunu, müvekkili tarafından borca süresi içinde itiraz edilemediğini, her ne kadar müvekkili tarafından borca itiraz edilmemiş olması nedeni ile işlemiş faiz bakımından takip kesinleşmiş olsa da, işleyecek faiz( takip sonrası istenen faiz) bakımından borçlunun herhangi bir süreye bağlı olmaksızın İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet yoluna başvurabileceğinin Yargıtay içtihatları ile kabul edildiğini, alacaklının takip talebinde, yürürlükte olan faiz oranından daha yüksek miktarda (oranda), faiz talebinde bulunmuş olması halinde, borçlunun bu talebe borca itiraz yoluna başvurarak mı yoksa şikayet yoluyla mı karşı koyabileceği konusunda Yargıtay'ın önceleri “bu konuda yapılacak olan başvurunun ‘şikayet’ olmayıp ‘itiraz’ olduğunu” belirtmişken, daha sonra -2007 yılından itibaren- bu konudaki görüşünü değiştirerek “takipten...

bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlarının uygulanması gerektiğini ileri sürerek takip işlemiş faize ve takip sonrası faiz oranına ilişkin itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibinde, borca itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlu, takipten itibaren işleyecek faiz oranına itiraz ederek borca itirazda bulunmuş olup, ödeme emrinin 20/06/2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük itiraz süresinden sonra 15/03/2016 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu ve tebligat usulsüzlüğü yönünde bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borca itirazın süre yönünden reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Taraflar arasındaki tebligat usulsüzlüğü şikayeti, borca kısmi itiraz, kambiyo vasfına itiraz, çek komisyon bedeline ve tazminatına itiraz ve faiz oranına itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul, kısmen reddine, çek tazminatı olan 14.859,00 TL yönünden takibin iptaline, çek komisyonuna ve borca ilişkin itirazının reddine, çekin kambiyo vasfına haiz olmadığına ilişkin itirazının reddine, davacının ödeme emrinin tebliğine ilişkin ıttıla tarihinin tespitine yönelik şikayet konusu kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davacının faiz oranı türü ve miktarına yönelik itirazının kabulüne, faiz oranının 9,75 olduğunun, faiz türünün avans faiz olduğunun tespitine karar verilmiştir....

      DAVA KONUSU : ŞİKAYET&İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine girişilen takipte gönderilen ödeme emrinde 10 gün içinde ödeme ihtaratı bulunmadığını, banka hesap nosu bulunmadığını, ödeme emrinin usule aykırı olarak düzenlendiğini, çek aslının dosyada olup olmadığının araştırılmadığını, takip dayanağı çek üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, borca ve faize de itiraz ettiklerini beyanla; takibin iptaline, alacaklının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmişlerdir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı şikayet ve imza ve borca itirazın reddine davacının alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 16....

      Davacı taraf her ne kadar ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını belirterek itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş ise de; icra takibinin şekline göre İİK'nın 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacıların borca, yetkiye yönelik itirazlarının mahkememizce değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak davanın reddi gerekmiştir. Davacıların takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olup, icra dairesine bildirilmelidir. Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde borçlu tarafça şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir (Yargıtay 12.HD:nin 09/02/2016 tarihli, 2015/22410- 2016/3191 E-K sayılı ilamı)....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2020 NUMARASI : 2019/127 ESAS - 2020/50 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 16.İcra Müdürlüğü'nün 2019/29772 esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğe dayalı ilamsız takipte müvekkilinin borçlarının bulunmadığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, ödeme emrinde faiz oranın ve faizin işlemeye başladığı günün gösterilmediğini, kat ihtarnamesine itiraz edildiğini, asıl borçlu hakkında konkordato davasında tedbir kararı verildiğini ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"Avanos İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili müvekkili aleyhine, ilama dayalı olarak başlatılan takipte, takibe dayanak ilamdaki avans faizin, reeskont faizi olarak Yargıtay incelemesi sonucunda düzeltildiğini, yasa gereği reeskont faizinin yasal faiz olduğunu, buna göre dosya hesabı yapılması gerektiğini ileri sürerek İcra Müdürlüğü'nün 21.11.2013 tarihli dosya faiz hesabı işlemindeki reeskont faizin yasal faiz olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, 20.01.2014 tarihli yargılama oturumunda borca değil yalnızca faizin türüne itiraz ettiklerini...

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/390 ESAS, 2020/162 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine çek alacağından dolayı takip başlatıldığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin çeki avans olarak verdiğini ancak karşılığında malların gelmediğini, ayrıca avalimdir yazısı ile ciro silsilesinin bozulduğunu, senedin kambiyo senedi özelliğini yitirdiğini söyleyerek takibin durdurulmasına ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

        Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine itirazında kısmi itiraz iradesi göstermesine rağmen icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile çözümlenmesi gerektiği halde, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında “...Bununla birlikte sözkonusu borca ilişkin olmak üzere belirtilen miktar derecesinde borcum olmadığından asıl borca ve ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle asıl borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiş, bunun sonucunda da icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeksizin aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

          UYAP Entegrasyonu