Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2022 NUMARASI : 2022/474 ESAS 2022/660 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına Kayseri Genel İcra Dairesinin 2022/38810 Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu henüz borcun içeriğini ve dayanak belgesini dahi görmeden kötü niyetli bir şekilde borcu olmadığını belirterek borcu inkar yoluyla borca itiraz ettiğini, borçlu T3 06.08.2022 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen borçlunun İcra İflas Kanununda açıkça belirtilen 7 günlük itiraz süresinde ve açıkça belirtilen usulde borca itiraz etmediğinden ödeme emrinin tebliği öncesi yaptığı borca itirazın değerlendirilmemesi...

Seçilen takip şekline göre davacının her türlü borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresinde icra dairesine bildirmesi gerekir. Nitekim davacı borçlunun eldeki şikayet dilekçesindeki sebeplerle borca itirazda bulduğu ve icra dairesince takibin durdurulduğu görülmektedir. İcra Dairesi yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraza konu olabilecek itiraz sebepleri şikayet yoluyla ileri sürülerek takibin iptali de istenemez. Sonuç olarak; takibin durdurulmuş olması ve eldeki davada da icra müdürlüğüne yapılmış olan itirazların tekrarlanmış olması karşısında davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu durumda davanın bu gerekçe ile reddi yerine imza incelemesi yapılarak davanın esastan reddi isabetsiz bulunmuştur....

Ödeme emri davacı borçluya 26.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı yasal süresi içerisinde takibe itiraz etmiş, davacı yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiş, davacı 30.03.2022 tarihinde şikayet yoluyla takibin iptalini istemiştir. Takibin şekline göre, ilamsız takipte; takibe, icra dairesinin yetkisine, takip dayanağı belgeye, borca, imzaya, faiz ve fer'ilere yönelik her türlü itiraz İİK'nın 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılır. Takip dayanağı belgeler içerisinde hakkında takip yapılan borçlu şirketin sorumlu tutulmasını gerektirecek bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle takip yapılamayacağı iddiası, ayrıca Türk Lirası üzerinden başlatılan takipte, yabancı para kurunun hatalı tarihe göre belirlendiği ve istenildiği iddiası İİK'nın 58. maddesinde yazılı kamu düzeninden olan sebeplerden olmayıp, borca itiraz niteliğindedir....

Takip ehliyeti, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan, her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra müdürü ve icra mahkemesi, bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden (re'sen) gözetmelidir. Borçlunun hakkında yapılan takipte pasif takip ehliyeti bulunmadığı yönündeki başvurusu şikayet niteliğinde olup, genel haciz yoluyla takipte borçlunun, icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takip ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Bir başka anlatımla, borçlunun özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır. Somut olayda borçlu tarafından ileri sürülen husus kefaletin şekil şartlarına ilişkin olup, bu husus açılacak olan itirazın iptali davasında değerlendirilecektir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki icra memur muamelesine ilişkin şikayet sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Şikayetçi alacaklı şikayet dilekçesinde; davalı borçlu hakkında başlattıkları genel haciz yoluyla ilamsız takipte, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından İcra Müdürlüğüne verilen dilekçede borca itiraz beyanında bulunulmadığını, “......

      HMK'nun 33.maddesi uyarınca yapılan nitelendirme sonucunda davacının takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacak tutarının ve faizin başlangıç tarihinin gösterilmemiş olduğuna ilişkin hususların şikayet niteliğinde olduğu, sair hususların borca itiraz niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı - borçlunun borca itirazlarının takibin niteliği gereği icra dairesine yapılması gerektiğinden icra hukuk mahkemesine bu konuda yapılan itiraz fuzuli olup reddi gerekmektedir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, ödeme emrine yönelik takip borçlusu T1 tarafından T2'ne 25/11/2020 tarihinde borca itirazda bulunulduğu, ancak ilamsız icra takibinde ödeme emrinin takip borçlusuna tebliğinden itibaren borca itiraz süresinin 7 gün olduğu, Tebligat Kanununun 21/1 madde ve fıkrasına göre yapılan tebliğlerin tebliğ tarihinin ilgili tebligat evrakının muhatabın kapısına yapıştırıldığı tarih olarak kabul edildiği, dolayısıyla 7 günlük itiraz süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı, takip borçlusunun itiraz süresinin 23/11/2020 tarihinde dolduğu, ancak 24/11/2020 tarihinde itiraz dilekçesi sunmuş olduğunun tespit olunduğu belirtilerek, davacı tarafın yapmış olduğu şikayete ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takip talebinde alacaklının, borçlunun, alacaklı vekilinin adresinin yazılı olmadığını, İİK md. 58'de açıkça adreslerin yazılmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, bu nedenle takibin iptali gerektiğini, ödeme emri ekinde senet suretinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca itiraz taleplerinin incelenmediğini ve bu hususlarda bir karar verilmediğini, her ne kadar mahkemece verilmiş yetkisizlik kararı doğru ise de, şikayet ve borca itiraz konularının yetkiden önce geldiğini ve öncelikle incelenip karara bağlanmasının zorunlu olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı/borçlu dava dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, istinaf aşamasında yetki itirazı yönünden istinaf sebebi belirtmediğinden bu yönden inceleme yapılmamıştır....

      Somut olayda da, murisin ölümünden itibarin söz konusu 3 aylık süre geçmeden takip başlatıldığından, mirasçıların süresiz şikayet yolu ile takibi iptal ettirmeleri mümkün olduğundan mahkemece şikayetin bu nedenle kabulü gerekirken, istemin borca itiraz olarak değerlendirilip 7 günde icra dairesinde ileri sürülmediği, kesinleşen takipte bu iddia ile icra mahkemesine getiremeyeceğinden bahisle istemin reddi isabetsizdir. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekir. Bu nedenle Dairemizin sayın çoğunluğunun benimsediği bozma gerekçesine katılamıyorum. 28.12.2016....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2022 NUMARASI : 2022/219 ESAS 2022/500 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa 4....

        UYAP Entegrasyonu