Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2012/5062 E sayılı dosyasında başlatılan kambiyo takibinde 2012 ile 2017 yılları arasında icra takip işlemi gerçekleştirilmediğini, takip konusunun da senet olması sebebiyle 3 yıllık zaman aşımı şartının bu hali ile gerçekleşmiş olduğunu belirterek, zaman aşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İcra dosyası içinde okunaklı sureti bulunan takibe konu bono incelendiğinde, bono da, borçlu imzasının yanına İst. yazılmış olduğundan keşide yerinin İstanbul olduğunun kabulü gerekeceğinden davacının yetkiye ilişkin itirazı yerinde değildir. Takibe konu bononun ödeme tarihi 31/12/2009 olup, alacaklı taraf takibe 24/05/2012 tarihinde üç yıllık zaman aşımı süresi dolmadan başladığından davacının takipten önceki zaman aşımı itirazı yerinde değildir. Alacaklı taraf takipten sonra zaman aşımını kesen işlemlerin üç yılı geçmeden yaptığından takipten sonra da zaman aşımı sözkonusu değildir. Alacaklı taraf takibe kambiyo senetlerinden olan bonoya dayanılarak başlamıştır. Bono, kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içerir. Borcun olmadığı, ödendiği yada ertelendiği hususunda herhangi bir belge de sunulmadığından davacının davası yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının davasının reddine karar verilmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin senette lehtar olduğunu, lehtar olan müvekkil yönünden zaman aşımı süresinin 1 yıl olduğunu, mahkemenin TBK hükümlerine atıf yaptığını, ancak TTK'da zaman aşımı kesen nedenlerin aile ile sınırlı olarak düzenlendiğini, TTK 751/1 maddesine göre zaman aşımını kesen işlemin ancak ilgilisi hakkında hüküm ifade edeceğini, mahkemenin bu maddeye aykırı karar verdiğini, olaya uygulanacak kanun maddesinin tayininde hataya düşüldüğünü söyleyerek kararın kaldırılmasına, icra takibinin geri bıraklmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6102 sayılı TTK 778/h maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 749. maddesi gereğince; poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyene) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır....

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zaman aşımı şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 71/2, 33/a maddeleri, 6762 sayılı TTK’nın 661, 662. ve 663. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sair yasal mevzuat 3....

    Mahkememizce öncelikle tarafların zaman aşımı itirazı ele alınmıştır. TBK 147/6 maddesi gereğince " yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında; eser sözleşmesinden doğan alacakların " ---- yıllık zaman aşımına tabi olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davacımızın talep ettiği gecikme cezasından kaynaklanan alacağı da---yıllık zaman aşımına tabidir. Söz konusu zaman aşımının başlangıcı inşaatın teslim tarihidir. Davacı taraf, dava dilekçesinde bu tarihin ---- olduğu ve bu tarihten itibaren cezai şartın hesaplanması gerektiğini bildirmiştir. Hal böyle olunca, davacı tarafın talebi için dava zaman aşımı ---- tarihinde dolmuştur. Oysa icra takibi ----- tarihinde yapılmıştır. İcra takibine kadar zaman aşımı dolmuştur....

      İzah edilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin -ıslah zaman aşımı yönünden- kısmen kabulü ile mahkeme kararı kaldırılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      tarihinde vekilinin hesabına 53.000 TL yatırdığını, bu suretle borç kabul edildiğinden zaman aşımı definde bulunulamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir....

        İlk derece mahkemesince kararın kaldırılma gerekçesine uygun olarak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı avukatın ilamsız takibe yapılan itirazın kendisine tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde itirazın iptali davası açmamış ise de ilamsız takibe konu alacağın 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu ve davalı avukatın vekalet görevine son verildiği, 20/08/2015 tarihinde ve 21/06/2017 dava tarihinde 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, davacı kurumun vekaletin son bulduğu tarihte ve dava tarihinde alacak davası açmak suretiyle alacağının tahsili imkanı bulunmaması nedeniyle kurumun dava tarihi itibariyle zararının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, ödeme emrinin tarafına 01/10/2012 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin hakkında, 20/06/2013 Tarihli Haciz Tutanağı ile 06/12/2016 tarihli takipsizlik kararı arasında ve 06/12/2016 Tarihli Takipsizlik Kararı ile 13/01/2021 Tarihli Masraf Avansı Tahsilatı tarihleri arasında ayrı ayrı zamanaşımını kesen etkin bir takip işlemi bulunmadığından takip dayanağı senede ilişkin 3 yıllık zaman aşımı süresinin ayrı ayrı dolduğunu, takip dosyasında şikayet konusu edilen dönemler aralığı incelendiğinde; alacaklının sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp, işlemin zamanaşımını kesmesi için İİK'nun 59. maddesi uyarınca işlemin gerektirdiği masrafın da yatırılmış olması gerekeceğini, alacaklının sözü edilen koşulları yerine getirmediğini ayrıca yenileme talebinin de tek başına zaman aşımını kesecek nitelikte olmadığını...

        TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı 5327 sayılı TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca "kasten yaralama" suçu için öngörülen cezanın türü, üst haddine göre ve 5560 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik de dikkate alınarak, zaman aşımında lehe kanun prensibi geçerli olduğundan TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlem olan hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet kararının verildiği 12/04/2016 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" süresinin dolmadığı bu haliyle mahkemece verilen düşme kararının yerinde olmadığı ancak; 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinin son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde dava zaman aşımının durduğu gözetilerek, hükmün...

          UYAP Entegrasyonu