Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde yetki itirazı ile birlikte borca da itiraz ettiği ve bölge adliye mahkemesince yetki itirazının reddine karar verildiği halde, borca itiraz hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmekle, yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 297. maddelerinin emredici hükümlerine aykırı davranıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, bölge adliye mahkemesince verilen yetki itirazının reddine ilişkin hüküm kısmı yerinde olmakla birlikte, borca itiraz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ......
- K A R A R - Davacı vekili, davacının davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının ödeme emrinin tebliğinden önce asıl borç miktarını ödediğini, borcun ferilerini ve vekalet ücretini ödememek için borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, borcun ödendiğini, ödemeden önce faksla borcun teyit ettirildiğini, asıl alacağı alan davacının BK 113.maddesi gereğince faiz talep etme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir....
Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26/02/2021gün, 2020/341 Esas- 2021/136 Karar ilamı ile "1- Davacının Yetki İtirazının KABULÜ ile İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün YETKİSİZLİĞİNE, SAİR İTİRAZ VE ŞİKAYETLER HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Takibin davacı bakımından DURDURULMASINA, 2- Talep halinde 2 haftalık süresi içinde dosyanın yetkili ve görevli SAMSUN/TEKKEKÖY İcra müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE, " karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1170 KARAR NO : 2021/922 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SUSURLUK İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/01/2021 NUMARASI : 2020/24 ESAS 2021/2 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı asil ilk derece mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle: Alacaklı vekilinin yaptığı takip de yetki ve borca itiraz ettiğini yetki itirazının kabul edildiği halde borca itirazının dikkate alınmadığını itirazın kabulü ile takibin durdurdulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; borçlunun, icra müdürlüğüne borca itirazının yanı sıra yetki itirazında da bulunduğu görülmüştür. İİK.nun 66.maddesi uyarınca yasal sürede yapılan itiraz ile takip olduğu yerde durur. İcra dairesinin yetkisine itiraz da borca itiraz niteliğinde olup, yetki itirazı üzerine, takip, anılan yasa hükmü uyarınca durur. Yetki itirazı kaldırılmadığı sürece takibe devam etme olanağı yoktur. Dolayısıyla icra müdürlüğünün şikayete konu kararı usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
SAVUNMA :Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; borca konu işlemin muhatabı T1 olup icra takibinde taraf yönü ile herhangi bir ihtilaf olmadığını, takibe konu borcun 16.09.2019 tarihinde öğrenildiği beyan edilmesine rağmen süresi içinde takibe itiraz edilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince, şikayetin süresinde olduğu, şubenin eylemlerinden doğan alacak ve borçlara ilişkin tebligatların şubeye yapılmasında bir usulsüzlük olmadığı gibi tebliğin de usulüne uygun yapıldığı, ayrıca şikayet edenin ödeme emrinden 16.09.2019 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği, ancak ödeme emrine karşı icra müdürlüğüne 25.09.2019 tarihinde 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra itiraz edildiği, ödeme emrine karşı süresinde itiraz da bulunulmadığı gerekçesi ile "ŞİKAYETİN REDDİNE" karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1041 KARAR NO : 2021/230 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2019 NUMARASI : 2019/660 ESAS, 2019/1038 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI - BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/660 Esas, 2019/1038 Karar sayılı dosyasında verilen itirazın reddi kararına karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2018/5820 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte Alaşehir İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, takip konusu senedin davacı T1 tarafından davalı bankadan kullanılan kredinin teminatı olarak verildiğini bildirerek İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Bu durumda, davacı yenileme emrinin tebliğ edildiği 03/08/2010 tarihinden itibaren İİK'nın 16/1. maddesinde belirtilen yasal yedi günlük süre içinde icra mahkemesine şikayette bulunmadığından, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi, ödeme emrinin tebliğinden itibaren belirli yasal süre içerisinde yapılması gereken itiraz ve şikayetlerin öncelikle yasal süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediğinin tespit edilmesi, süresinde ileri sürülmediğinin kabulü halinde süre aşımından reddi, kanunun süreye tabi kılmadığı hususlara yönelik itiraz ve şikayetlerin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı, şekilde şikayet ve yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, şikayette HMK'nın 30, İİK'nın 18/3. maddeleri gözetilerek duruşma açılmadan karar verilmesi olanaklı ise de, bu durum davalıya tebligat çıkarılmaksızın doğrudan karar verilebileceği anlamına gelmez....