Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ödeme emri ekinde takibe dayanak belge sureti gönderilmediği şikayetlerinin yanı sıra icra dairesinin yetkisine, borca ve fer'ilere itirazda bulunmuştur. O halde öncelikle davanın yasal süresi içerisinde açılıp açılmadığı tespit edildikten sonra, ileri sürülen itiraz ve şikayet sebepleri çerçevesinde inceleme yapılması gerekir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile takip dayanağı çekin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediği iddiası, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük şikayet süresine, yetkiye ve borca itiraz ise İİK'nın 168 ve devamı maddeleri uyarınca 5 günlük süreye tabidir....

Takip dayanağı bonoda tanzim yeri ödeme yeri olarak kabul edileceğinden İİK'nun 50/1 maddesi uyarınca bononun düzenlendiği yerde de icra takibinin yapılabileceği ve alacaklıya bu konuda seçimlik hak tanındığı senette yukarıda belirtildiği gibi düzenleme yeri Niğde ili olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, Borca itiraz yönünden yapılan incelemede ise; İİK'nun 169/a maddesinde "...Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder." hükmünü içermektedir....

Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklısı bulundukları Gümüşhane İcra Dairesinin 2019/291 Esas sayılı dosyasında borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, dosyada düzenlenen 10/04/2019 tarihli tensip tutanağında takibin öncelikle yetki yönünden durdurulmasına karar verildiğini, davalının itiraz dilekçesinde sadece yetki itirazında bulunduğunu ve hangi icra dairesinin yetkili olduğunu belirtmediğini, bu nedenle itirazın geçersiz olduğunu ve Gümüşhane İcra Dairesinin yetkili hale geldiğini beyan ederek 2019/291 esas sayılı dosyasında 10/04/2019 tarihli kararının kaldırılarak icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/335 KARAR NO : 2020/2183 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/11/2019 NUMARASI : 2017/93 ESAS, 2019/1140 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI-İMZAYA İTİRAZ-BORCA İTİRAZ KARAR : Bodrum 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/93 Esas, 2019/1140 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kabulü kararına karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Bodrum 2....

Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazı ile takip durduğundan borçlunun yetki itirazının mahkeme tarafından kaldırılması veya yetki itirazının alacaklı tarafından kabul edilerek dosyanın yetki itirazında belirtilen icra müdürlüğüne gönderilerek takibe devam edilmesi dışında duran takibe devam edilmesi yasaya uygun olmadığından icra müdürlüğü tarafından ve şikayet üzerine ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

nin icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise, bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması gereklidir. Somut olayda, takip dayanağı bononun keşide yeri İstanbul , borçlunun adresi de ... ise de; alacaklı tarafından, takip borçlularından ...'...

    İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile imzaya itiraz ederek takibin durdurulması ile kötü niyet tazminatı talep etmiş ve borca da itiraz etmekle takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacı borçlu tarafın iddialarına karşı çıkarak davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe dayanak yapılan bonolarda, TTK.nun 776/1-f maddesinde zorunlu kılınan tanzim yeri bulunmamakla, aynı kanunun 777/son maddesine uygun bir biçimde bonolarda tanzim edenin ad ve soy adının yanında yazılı idari birim olarak .../... gösterildiği, davacının adresinin .../... olduğu itirazın usule uygun şekilde bildirildiği gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne, davacı borçlu açısından Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, İstanbul ......

      Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; borçlu şirket yetkilisinin takibe itiraz ettiği sırada hükümlü vasfını taşıdığını, hükümlü sıfatına haiz bir kişinin şirket yetkilisi sıfatına da haiz olamayacağını, bu nedenle borca itirazın geçersiz olduğunu, 5237 sayılı TCK'nun 53.maddesine göre şirketlerde yönetici olamama şeklindeki hak yoksunluğunun hükmün infazının tamamlanmasına kadar devam edeceğini, Mustafa Düzgün'ün infazının henüz tamamlanmadığını, dolayısıyla borca itirazın yok hükmünde olduğunu, takibin devam etmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16.maddesi uyarınca açılmış şikayet davasıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun şikayet ve borca itirazlarını ileri sürerek takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin 19.10.2015 olduğu belirtilerek, bu tarihten itibaren 5 ve 7 günlük itiraz ve şikayet sürelerinde mahkemeye başvurulmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

        UYAP Entegrasyonu