Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin kabulü ile ödeme emri tebligatının tebliğ tarihinin iptaline, ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinin, ıttıla tarihi olarak beyan edilen 16.02.2021 olarak tespit ve kabulüne karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi; icra dairesi dahi tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamaz." (12. HD 2015/30937 E-2016/8775 K) Şikayetçi-Borçlu öğrenme tarihini 20.09.2017 olarak beyan etmiş ancak Mahkememize 13.10.2017 tarihinde şikayet yoluna gelmiştir. Usulsüz tebligat şikayeti süresinde olmadığından yerinde değildir. Yine İcra Dairesinin 02.10.2017 tarihli kararı yukarıda aktarılan Yargıtay 12 HD görüşlü karşısında isabetli olup İcra Dairesine merciden alınmış usulsüz tebligatın iptaline dair karar sunulmadığından İcra Dairesinin tebliğ işlemini iptal etmesi mümkün değildir....

    Bu cümleden olmak üzere, borçluya satış ilanından önce yapılan tebligatların incelenmesinde; temyiz incelemesine konu ihalenin feshine ilişkin dava dilekçesinde şikayet konusu yapılmış olan kıymet takdir raporu tebliğ işleminin T.K.'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak bunun da, ilgili nüfus müdürlüğünün cevabi yazısından anlaşıldığı üzere, kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 14.7.2014'te borçlunun mernis adresinin bulunmaması nedeniyle usulsüz olduğu, ödeme emri tebliğ işleminin ise; yine bila tebliğ iade olan tebligat üzerine aynı adrese T.K.'nun 35. maddesi gereğince yapıldığından geçerli bir tebligat olarak kabul edilemeyeceği görülmektedir. Bu durumda, mernis adresi bulunmayan borçluya yapılan 12.02.2015 tarihli satış ilanı tebliğ işleminin, borçluya aynı adreste daha önceden yapılmış usulüne uygun bir tebliğ işlemi bulunmadığından usulsüz olduğunun kabulü gerekmektedir. Öte yandan, mahkemenin, ......

      Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve ... E., ... K.). Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 11.05.2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 03.05.2016 tarihi bildirildiği gibi, borçlu vekilinin 03.05.2016 havale tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak takip dosyasının fotokopisini talep ettiği gözetildiğinde, borçlunun 11.05.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayetin yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, şikayetin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Somut olayda borçlunun şikayeti tebligat usulsüzlüğüne ilişkin olup, borçlu dilekçesinde öğrendiği tarihi belirtmemiş ise de; dava tarihi itibariyle usulsüz tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Aksi alacaklı tarafından iddia edilmediğinden ve dosyada daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil de bulunmadığından istemin süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek şikayetin yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; mahkemece tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek icra inkar tazminatına hükmedilmişse de, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin reddi halinde icra inkar tazminatı verileceğine ilişkin yasal düzenleme olmadığından tazminata ilişkin verilen karar da doğru değildir....

          Şikayet, ödeme emrinin tebligatının usulsüz yapılması sebebiyle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ile borca ve ferilerine itiraza yöneliktir. Usule aykırı tebliğin hükmü 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. ve tebligat Yönetmeliğinin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğin usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir....

          İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi usulsüz tebligat şikayetinde şikayet süresi 7 gün olduğundan, davacının usulsüz tebligatı öğrendikten sonra 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunmamış olması nedeni ile mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          ya yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu ve bu hususun tek başına fesih sebebi olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez....

            Borçlu tarafça ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, şikayetçi borçlu şikayet konusu işlemi 17/05/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş, dava 21/05/2019 tarihinde açılmış olup, süresindedir....

            -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasına sıra cetvelinde birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takip dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilmesine ve bu tebliğ işleminden sonra ilanen tebligat yapılmasına rağmen ihtiyati haczin kesinleşme tarihinin usulsüz olarak yapılan ilk tebligata göre belirlendiğini, bu nedenle müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının sıra cetvelinin ikinci sırasında yer aldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin birinci sırasının iptaline, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin doğru olarak düzenlendiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu