Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....
Davacı yan işbu dava ile, icra dosyasında taraflarına yapılan ödeme emri tebligatına ilişkin bulundukları usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne dair verilen kesin karar da göz önünde bulundurularak icra dosyasına ihtirazi kayıt ile depo ettikleri paranın taraflarına iade edilmesine ilişkin müdürlüğe bulundukları taleplerinin reddine dair verilen kararın kaldırılması isteminde bulunmuştur. İcra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 10/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı yanın mezkur tebligat işlemine ilişkin olarak usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, şikayet yargılamasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25....
Sonrasında ise yasal yedi günlük hak düşürücü süresi içerisinde davacı tarafından açılmış bir usulsüz tebligat şikayetine yönelik davanın ve yine borca itiraz dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetine dair bir iddianın bulunmadığı anlaşılmakta olup, davacının en geç borca itirazını yaptığı 20.02.2020 tarihinde takipten haberdar olduğu dolayısıyla usulsüz tebligat şikayetine ilişkin işbu davanın yasal yedi günlük süreden sonra açıldığı anlaşılmakla davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -KARAR- 1-Şikayetçi ... ile şikayet olunan ...'nün sıra cetveline konu alacaklarına ilişkin işlem dosyalarının asıllarının ya da okunaklı, düzenli, dizi listesine bağlanmış ve onaylanmış eksiksiz birer suretlerinin taraflardan celbi ile dosyaya eklenmesi, 2- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesine göre, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Somut olayda, şikayet olunan ...'ın alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/1437 Esas sayılı dosyasında, Av.... ve Av.... Alp tarafından temsil edilmesine ve şikayete konu sıra cetvelinin vekili sıfatıyla Av....'e tebliğ edilmesine rağmen gerekçeli kararın şikayet olunan asıl ...'a tebliği usulsüz olmuştur....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, sıra cetvelinde yer alan üç dosyanın ihtiyati haciz kararı ile açıldığını ve kesin haciz tarihlerine göre sıralama yapıldığının belirtildiğini, usulsüz tebligatlar nedeniyle kesin haciz tarihlerinde hataya düşüldüğü gibi, yapılan işlemin takip hukukuna da aykırı olduğunu, sıra cetvelinde birinci sırada ve ikinci sırada yer alan şikayet olunanın takip dosyalarında yapılan tebligatın ....isimli kişiye yapılması nedeniyle usulsüz olduğunu, usulsüz tebligatlara göre oluşturulan kesinleşme tarihleri baz alınmak sureti ile sıra cetvelinin oluşturulduğunu, usulüne uygun tebligatın bulunmadığı bu iki dosyada tebliğ ve kesinleşme tarihlerinden söz etmenin hukuken mümkün olmadığından şikayete konu sıra cetvelinin de hukuki kıymetinin bulunmadığını ileri sürerek, şikayet olunan dosyalarının sıradan çıkarılmasına, bir an için aksinin düşünülmesi halinde ihtiyati haciz olduğundan alacağın garameten dağıtılmasına karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
Somut olayda; tebligat '' muhatabın iş yeri dışında iş takibinde olduğu imza vermekten imtina eden komşusunun beyanından anlaşılmış olup 2 no'lu haber kağıdı muhatabın kapısına asılarak Tebligat ilgili mahalle muhtarlığına tebliği edilmiştir " şerhi ile tebliğ edilmiştir. Tüzel kişilerde yetkilinin bulunmama sebebinin araştırılmasına gerek yoktur. Ancak denetime olanak sağlanması açısından bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun isminin tebliğ tarafında yer alması gerekir. Bu nedenle tebligat usulsüz olmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 45....
Somut olayda; istinafa konu kararın usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olup İİK'nun 16. Maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, 7 günlük sürenin usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebligatının ıttılasından itibaren başlayacağı şikayet konusu tebligatın İİK'nun 17. Maddesine uygun olmadığı, tebliğ adresinin davacının iş yeri adresi olmadığı gibi alan kişinin de çalışanı olmadığı ve uyap portaldan davacının şikayete konu tebligatı 03/08/2023 tarihinde gördüğü ve okuduğu bu tarihin şikayet tarihinden sonra ki bir tarih olduğu nedenle kararın doğru istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kuruldu. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre, ŞANLIURFA 1....
Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz. Hal böyle olunca, icra dairesince; ödeme emri tebliğinin usulsüz yapıldığından bahisle, borçlunun takipten itiraz tarihinde haberdar olduğu kabul edilerek, takibin durdurulması yönünde işlem tesis edilmesi doğru değildir....
Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz. Hal böyle olunca, icra dairesince; ödeme emri tebliğinin usulsüz yapıldığından bahisle takibin kesinleşmemiş olduğu kabul edilerek, buna göre işlem tesis edilmesi doğru değildir....