WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilmeden ve yasal itiraz süresi başlamadan yapılan itiraz ve şikayet başvurusunun dinlenemeyeceğini, banka bilgilerinin takip talebi ve ödeme emrinde mevcut olduğunu, takibe konu çekin şirket yetkilisince imzalanarak borca karşılık verildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yer almaması nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle diğer itiraz nedenleri incelenmemiş ise de, ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yazılı bulunduğunun gerekçeli karar yazımı aşamasında fark edildiği, ancak kısa karar taraflara tebliğ edildiğinden hükmün kanun yoluna başvurularak düzeltilebileceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar vermiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2021 NUMARASI : 2020/511 ESAS 2021/74 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/511 Esas 2021/74 Karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf yolu ile tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 1....

Somut olayda ve yukarıda anlatılan doktrin ve yerleşik içtihatlar doğrultusunda; borçlunun İcra Müdürlüğüne sunmuş olduğu dilekçesinde, açıkça borca karşı çıkma iradesini ortaya koymadığı, dilekçesinde geçen ''oğlum ile çok yakına kadar birlikte yaşıyorduk, yani hesabımız birdi, oğlum benim her şeyimdir, taşınır, taşınmaz neyim varsa onundur, yani aramızda alacak verecek davası yoktur, bacılarının da hakkını yiyeceği kanısında değilim, hasta olduğu için ona kırgın da değilim, '' cümle öbeğindeki aramızda alacak verecek davası yoktur cümlesinden önce ve sonra gelen cümleler ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şikayet edenin borca itiraz iradesi yerine, oğlu ile arasında olan yakın ilişkiye değindiği, dilekçe ise bir bütün olarak değerlendirildiğinde şikayet edenin oğlu ile arasındaki ilişkinin anlatıldığı, davacının mevcut mal varlığından ve bu mal varlığının paylaşımının nasıl olacağına dair beyanların bulunduğu, bu dilekçeden davacının borca karşı çıktığı sonucunun çıkarılamadığı...

İcra Mahkemesi'nin 2020/208 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz davası açtığını, bu nedenle davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının borca itirazının yersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacı tarafça her ne kadar takibe konu edilen senede ilişkin olarak davalı tarafa borçlarının olmadığını bu nedenle takibin iptalini talep etmiş ise de, davacı tarafça aynı konuya ilişkin olarak daha önce Konya 4....

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; borçlu şirket yetkilisinin takibe itiraz ettiği sırada hükümlü vasfını taşıdığını, hükümlü sıfatına haiz bir kişinin şirket yetkilisi sıfatına da haiz olamayacağını, bu nedenle borca itirazın geçersiz olduğunu, 5237 sayılı TCK'nun 53.maddesine göre şirketlerde yönetici olamama şeklindeki hak yoksunluğunun hükmün infazının tamamlanmasına kadar devam edeceğini, Mustafa Düzgün'ün infazının henüz tamamlanmadığını, dolayısıyla borca itirazın yok hükmünde olduğunu, takibin devam etmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16.maddesi uyarınca açılmış şikayet davasıdır....

İcra takibine kısmi itirazı düzenleyen İİK'nun 62/4. maddesine göre; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır." İİK'nun 66/1. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa, takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda borçlu, itiraz dilekçesi ekinde banka hesap ekstresi sunarak borca kısmen itiraz ettiği, alacaklının ise temyiz dilekçesinde, 3.466,91 TL'lik miktar yönünden itiraz edildiğini kabul ederek bu miktar kadar takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla, mahkemece, 3.466,91 TL yönünden takibin durdurulması yerine 5.298,78 TL yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 05/04/2021 tarihli icra memur işleminin şikayet edildiğini ve bunun da süresinde olduğunu belirtmiş ise de, söz konusu memur işleminin de davacı borçlunun ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla borca itiraz talebinin reddine ilişkin olup, şikayetin özünün de usulsüz ödeme emri tebligatının öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve buna göre borca itirazlarının süresinde kabul edilmesi istemi olduğundan, davacının, usulsüz tebligatı, icra dosyasına sunduğu borca itiraz dilekçesi ile öğrendiği kabul edilerek verilen kararda usulsüzlük bulunmamaktadır....

    Kaldı ki borçlunun yasal sürede borca kısmi itirazda bulunduğu, itiraz edilen kısmın açıkça gösterilmediğinden bahisle itirazın icra müdürlüğünce reddedildiği, ret kararına karşı icra mahkemesine yapılan şikayet başvurusunun ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi 26/05/2015 tarih 2015/5-2015/418 E,K sayılı şikayet başvurusunun kabulüne ilişkin kararın Dairemizin 14.10.2015 tarih ve 2015/18877 E,2015/24424 K sayılı ilamı ile borçlunun kısmi itirazı İİK'nun 62/4. maddesi gereğince geçersiz olduğundan borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile borçlunun kısmi itirazı İİK'nun 62/4. maddesi gereğince geçersiz olduğundan takip kesinleşmiştir....

      Ancak bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen (7) günlük şikayet süresini geçirdikten sonra 24.01.2020 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesinin kararı isabetlidir. Diğer taraftan, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilse ve tebliğ tarihi talep gibi 17.01.2020 olarak düzeltilse dahi borca itirazın İİK.nun 168/5. maddesinde belirtilen 5 günlük süreden sonra 24/01/2020 yapılması nedeniyle de borca itirazın reddine karar verilmesi gerekecekti....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: : Bursa 11 icra müdürlüğünün 2021/11630 esas sayılı dosyada gönderilen ödeme emrinin müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edildiğini müvekkilinin ödeme emrini 12/01/2022 tarihinde öğrendiğini, ve takibe itiraz edildiğini, icra müdürlüğünce 17/01/2022 tarihli karar ile de, borca itiraz taleplerinin reddine karar verilerek haciz yapıldığını, takibin örneği icra dosyasına sunulmayan bir idari para cezası belgesi ve bunun rücuuna dayandığı iddiası olduğunu, icra dairesince kabul edilmemesinin hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olduğundan süresiz şikayet sebebi olduğunu, müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğinin tevziat saatinden sonra adresi dönüp dönmeyeceği araştırılmaksızın yapıldığından usulsüz olduğunun tespiti tebliğ tarihinin 12/01/2022 tarihi olarak düzeltilmesine hacizlerin kaldırılmasına ve icra inkar tazminatı verilmesine karar verilmesini istinaf etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu