Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2019 NUMARASI : 2019/390 ESAS - 2019/936 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, imzaya ve borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacılar tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlular dava dilekçesinde özetle; takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını, düzenleme yeri hanesinin boş bırakıldığını, takip dayanağı senetteki imzaların kendilerine ait olmadığını, alacaklı ile hiçbir ticari ilişkilerinin bulunmadığını belirterek takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir....

İlk derece Mahkemesi; 05/11/2020 tarihli celsenin 1 ve 2 nolu ara kararları uyarınca, davacı vekiline imza incelemesine esas olmak üzere bilirkişi ücretini yatırması ve davacının imzalarının bulunduğu yerleri bildirmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği halde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, davacının imzalarının bulunduğu yerlerin bildirilmediği, davacı vekilinin kesin sürenin uzatılması talebinin 21.01.2021 tarihli ara kararla reddine karar verildiği, dava konusunun şikayet olup imzaya itiraz da bulunduğu, çözümü özel ve teknik bir bilgi ve neticesinde bilirkişi incelemesi gerektirdiği, ancak davacının süresinde mahkeme kaleminde hazır bulunmayıp ıslak imza örneklerinin alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

Somut olayda, İlk derece mahkemesi tarafından talep doğrultusunda dayanak belge ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğinden ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, bu nedenle takip dosyasında davacı borçlu hakkında yeniden ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiği ve bu yeni ödeme tebliğ ile birlikte davacının yeniden itiraz ve şikayet haklarının olacağı anlaşılmış, bu nedenlerle bu aşamada ilk derece mahkemesi tarafından, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edildiğinden imzaya ve borca itirazın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....

Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....

Ancak takip kesinleştikten sonra borç ödenmiş ise İİK 71. maddeye göre takibin iptalini isteyebilir." dolayısıyla davacının borca ve imzaya itiraz hakkı bulunmadığından zamanaşımı talebinin ise takip konusu alacak takip nedeniyle zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal beş günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....

    hakkının doğacağı ve konkondato geçici mehil kararında kambiyo takibi ile ihtiyati haciz infazı men edildiğinden konkordato geçici mehili ve tedbir kararı olan davacılar DMR giyim, T4 Ahmet Önder, Mehmet Tuncer ve T1 cihetinden takibin iptaline karar verildiği, diğer şikayet ve itiraz sebeplerinin ayrıca tetkik edilmediği, davacı T6 ve T5 Şirketi cihetinden ise bu şirketler için herhangi bir geçici mehil bulunmadığı, bunlara 07/01/2020 günü ödeme emri tebliğ olunduğu, ertesi gün dava açıldığı, buna göre imzaya ve borca itiraz ile ödeme emrinin iptaline müncer olacak şikayetin, 5- 7 günlük müddeti içinde yapıldığı, dosyadaki ödeme emrinde, itiraz yolu ve müddetinin açıkça yazdığı, senet aslının icra kasasına alındığının anlaşıldığı, ödeme emrinde icra dairesi banka bilgilerinin yazılmaması, her zaman ikmali mümkün bir noksan olup ödeme emrinin iptalini gerektirmediği, onun için bu iki şirket için bu yöndeki şikayet reddedildiği, imzaya itiraz cihetinden dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği...

    İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlunun itirazı senette ki imzanın borçluya ait olmadığına yöneliktir.İmza itirazı İİK 265. maddesinde düzenlenen itiraz nedenlerinden değildir. İhtiyati hacze itiraz aşamasında imzaya itiraz nedeniyle inceleme yaptırılamayacağı gibi , icra hukuk mahkemesinde açılan borca ve imzaya itiraza ilişkin davanın sonucunun da beklenilmesi mümkün bulunmamaktadır. İmzaya itiraz ancak borçlu tarafça açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebilecek niteliktedir. Takas mahsup hakkındaki maddi hukuka dayalı isteklerin de icra takibine karşılık şikayet yoluna başvurulması mümkün olup,yine ihtiyati hacze itiraz sebebi değildir....

      İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı imzaya ve borca itiraz davasında alınan raporda senetteki imzanın davacı eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikayet nedeniyle (2008/1632 Hz.No.) alınan raporda imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, keza yargılama aşamasında alınan Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda da imzanın davacı eli ürünü olmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır. Ancak Adli Tıp Kurumu raporunda “Mukayese Belgeler” bölümünde yer alan belgelerin tarihleri senet tanzim tarihi sonrasındaki tarihleri taşımaktadır....

        Lehtar keşideciye karşı takip başlatmış, keşideci T1 imzaya ve borca itiraz etmiştir. İmzanın denetlenmesi noktasında örnek imzalar alınmış, dökümanlar toplanmış, dosya uzman bilirkişi İrfan Bayar'a tevdii olunmuştur. Bilirkişi İrfan Bayar 07.10.2019 günlü raporunda imzanın T1 elinden çıktığını mütalaa etmiştir. Rapor mahkememizce denetlenmiş hükme yeterli görülerek..." gerekçesi ile "imzaya itirazın reddine, koşulları gerçekleşmediğinden inkar tazminatı takdirine yer olmadığına" karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu