Buna göre şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Davacı vekili dava dilekçesinde imzaya itiraz ile birlikte borca itiraz ettiklerini de belirtmiş olduğu halde, ilk derece mahkemesi tarafından sadece imzaya itiraz yönünden değerlendirme yapıldığı, borca itiraz yönünden değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamış olması, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi HMK.'nun 297/2. maddesinin açık hükmüne aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 19.09.2014 tarihi olarak düzeltilmesini istediği ve ayrıca imzaya ve borca itiraz ederek takibin iptali talebinde bulunduğu; mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu karar gerekçesinde belirtildikten sonra, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.İİK.nun 168/4-5.maddesi hükmü gereği borçlunun, borca ve imzaya itirazını ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde icra...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, imzaya itiraz ederek takibin iptalini istediği, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine %20 tazminata hükmedildiği, mahkeme kararının alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK'nun 808/1. maddesine göre; çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği, ibraz günü...
un örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, sair şikayet ve itirazlarının yanısıra senetlerdeki keşideci imzalarının muris Sabit Kurtul'a ait olmadığını da ileri sürerek imzaya itiraz ettikleri, mahkemece Adli Tıp Kurumunca düzenlenen rapor esas alınarak imzaya itirazın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 26.06.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda; "senetlerdeki imzaların Sabit Kurtul 'un eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediğinin" bildirildiği, bu rapora karşı alacaklının hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini ileri sürerek itiraz ettiği belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumundan alınan raporda, imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiştir....
Davacının istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme sonucunda: Her ne kadar davacı dava dilekçesinde imzaya ve borca itiraz etmiş ise de; davacının takibe konu bonoda borçlu sıfatıyla yer almadığı, buna rağmen takip talebinde borçlu olarak gösterildiği, bu hususun davalı tarafından sehven davacıya takip yöneltildiği beyan edilerek kabul edildiği, bu nedenle imzaya ve borca itiraz yönünde inceleme yapılmadan davacı yönünden takibin iptaline karar verildiği dikkate alındığında, Mahkemece davacı lehine tazminata hükmedilmemesi isabetlidir. Ayrıca, icra hukuk mahkemelerinde görülen istihkak davaları ile İİK'nın 89.maddesi gereğince görülen tazminat davaları nispi vekalet ücretine tabi olduğundan, Mahkemece davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetlidir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
nun 169/a maddesinde tanımladığı şekilde resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belgeye dayanmadığını, davacı borçlu beyanlarını4n geçerli bir imzaya itiraz niteliğinde olmadığını, İİK.'nun 62/5 maddesi uyarınca takibe esas senet altındaki imzaya ve açıkça ve ayrıca itiraz etmeyen borçlunun senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılacağını belirterek davanın reddine, davacı borçlunun takip miktarının %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davacı borçlunun takip senedindeki imzaya açık olarak itiraz etmediği bu sebeple borçlunun borçlu olmadığını İİK 169/a maddesinde düzenelenen belgelerle ispat etmesi gerektiği, buna ilişkin herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı anlaşılmakla; davacı borçlunun borca itirazının reddine, karar verilmiştir....
Davacı şirket vekili, müvekkili hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibine yönelik sair itiraz ve şikayetlerinin yanısıra ödeme emrinin tebliğinden sonra takipsiz kalan dosyanın icra müdürlüğünce kaydının kapatılması gerekirken bu işlemin yapılmadığını, işlem yapılabilmesi için dosyanın yenilenmesi ve yenileme harcı alınması gerekirken harç alınmadan ve yenileme yapılmadan ödeme emri tebliğ edildiğini, bu nedenle ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, ayrıca senetler üzerindeki yazıların Ünal Akkoyun'a ait olup olmadığını bilmediklerini, imzaya itiraz etme zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenle senet üzerindeki yazı ve imzaların kimin eli ürünü olduğunun tespitinin gerektiğini ileri sürmüş, ilk derece mahkemesince takibin yenileme işlemi yapılmadan ve harç alınmadan sürdürüldüğü iddiası bakımından herhangi bir inceleme yapılmadan, davacının imzaya itirazının ise açık bir imzaya itiraz bulunmadığı gerekçesiyle imzaya itiraz incelenmeden davanın karara bağlandığı anlaşılmıştır...
Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, takibin iptali yönünde şikayet ile imzaya ve borca itiraza ilişin olup, davacı vekilinin istinaf nedenlerinin şikayet ve imzaya itiraz yönünden olduğu anlaşılmıştır. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından 25/05/2020 keşide tarihli 214,637,00 TL miktarlı çek dayalı olarak, davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 22/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı tarafın şikayetleri yönünden yapılan incelemede; Ödeme emrinin İİK.'nın 168/2 de belirtilen unsurları taşımadığı, belirtilen yasa maddesinin 02.07.2012 tarihli 6352 sayılı kanunun 33....
Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İHM’nden ihtiyati haciz bedeli kadar teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılması kararının verildiğini, icra müdürlüğünün ek 200.000 TL ikmal ettirerek ihtiyati hacizleri kaldırılması gerekirken fazladan 1.000.000 TL nakit teminat talep ettiğini ve bu bedelin de yatırıldığını, dosyada toplam 1.800.000 TL teminat bulunduğunu ve yatırılan bedelin aşkın haciz niteliğinde olduğunu, BAM 6.HD’nin kararına istinaden takip iptal edilmiş olmasına rağmen, mükerrer teminat talebinin şikayet konusu edildiğini beyanla icra müdürlüğü red kararının kaldırılması ile fazla 800.000TL teminatın iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bursa 8. İHM’de imzaya itiraz davası sırasında yatırılan % 20 teminata istinaden takibin durduğunu, BAM 6.HD’nin de imzaya itirazın kabulüne karar verdiğini, ancak takibin iptal edilmediğini, karara karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, kararın kesinleşmediğini, Bursa 9....