Anayasası'nın 141/III. maddesine göre; Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur Borçluların şikayet dilekçesinde belirttiği talepleri arasında kat malikleri hakkında takip yapılması gerekirken Site Yönetimi hakkında takip başlatıldığı şikayeti de bulunmakta ise de İcra Mahkemesi'nce bu konu karar gerekçesinde tartışılmamış ve bu hususta açıkça olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir Bu durumda, Mahkemece, borçlular vekilinin kat malikleri hakkında takip yapılması gerekirken Site Yönetimi hakkında takip başlatılamayacağı yönündeki şikayeti de incelenerek gerekçesi açıklanmak suretiyle, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Öte yandan, muhatap tarafından şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Somut olayda Mahkemece tebligatlar usulsüz kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihlerinin düzeltilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayeti hususunda hüküm kurulmaması isabetsiz olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23.10.2001 tarih ve 2001/238 E, 2001/438 Karar sayılı ilamında belirtilen nafaka alacağı dışında ilamda yer almayan talepler yönünden borçlu olmadığına ilişkin iddiası, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı) O halde; Mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddi yönünde karar verilmesi isabetsizdir....
Somut olayda borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki iddiaları ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. Bu durumda Mahkemece taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İhtilaf, üçüncü kişinin İİK’nun 96. ve 99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet talebi ile haczin ve muhafaza işleminin kaldırılmasına yönelik şikayet talebine ilişkindir. Somut olayda, icra takibinin tarafı olmayan 3. kişinin şikayeti ile haczin kaldırılmasına karar verilemez....
(HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL onama harcı temyiz edenden alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Eksik inceleme nedeniyle kararın bu şikayet yönünden bozulması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı ... şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tasfiye Memuru ... diğer şikayet sebepleri arasında .... şirketinin Amerikan firması olduğunu 5718 sayılı Yasa'nın 48. maddesi gereğince icra takibi yürütürken yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanı karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorunda olduğunu ABD ile Türkiye arasında adli yardım sözleşmesi bulunmadığı Lahey Ulus Hukuku sözleşmesine de taraf olmadığını, bu nedenle teminat yatırılmadan hiçbir işleme devam edilmesinin mümkün olmadığı yönündeki şikayeti hakkında mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu hususun açıklığa kavuşturulmasında, yargılama aşamasında teminat yatıran alacaklının da hukuki yararı vardır. Eksik inceleme nedeniyle kararın bu şikayet yönünden bozulması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı ... şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı tarafından ilama dayalı olarak ilamlı icra takibine başlandığı, borçluya örnek 4-5 nolu İcra emri tebliğ edilmesinden sonra emekli aylığına haciz konulduğu, borçlu vekilinin ise alacağın, işleyen nafaka alacağı olmayıp birikmiş nafaka alacağı olduğu, bu nedenle adi alacak niteliğinde olmakla nafaka karakteri olmadığından yasanın haczedilmezlik hükmü gereği emekli aylığına konulan haczin kaldırılması ve işleyen nafaka hesabının talep dışında ve ilama aykırı olduğundan bahisle icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür....