Bu durumda takibin kesinleşmesinden sonra ilama konu iş borçlu tarafından yerine getirilmiş olduğundan, Mahkemece, İİK. nun 33/2.maddesi uyarınca, takibe konu edilen ve ilamda hüküm altına alınan fer’i alacaklar dışında, yalnızca “ilam hükmü gereğince tamir işleminin yerine getirilmesi” talebi yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet yoluna sadece icra takibinin taraflarına başvurmayacağını , icra memurunca yapılan işlemden olumsuz etkilendiğini bildiren her kişinin başvurabileceğini , takip nedeniyle müvekkilinin zarar gördüğünü, bu nedenle şikayet yoluna başvurma hakkı olduğunu , 17/07/2020 tarihli hacizle ilgili istihkak iddiası üzerine icra hukuk mahkemesinin İİK 97.maddeye dayanarak yalnızca haczedilen mallar yönünden takibin devamına karar verdiğini, mahkeme kararına karşı istihkak davası açtıklarını , karşı tarafın takibin devamına ilişkin verilen kararı aşacak şekilde ek haciz talebinde bulunduğunu, talebin mahkeme kararı ile uyuşmadığını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; İstanbul 29....
Mahkemece; İİK 53 maddeye aykırı takip yapılması yada takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer İİK 16. Maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. Bu şikayet İİK 16/2. Maddesi uyarınca süresiz olacaktır. Mirasın reddi halinde takibin iptali için icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması yada murisin takibe başladıktan sonra ölmüş olması gerekir. (12.HD, 2014/366 Esas 2015/2809 Karar 16/02/2015 tarihli) Somut olayda davacılar murisin takip tarihinden önce 19.05.2021 de vefat ettiği mirası red süresi geçtikten sonra takibe başlandığı, davacı T1 08.09.2021, T2 0.09.2021 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, bu durumda İİK 53 uygulanamayacağı, HGK içtihatlarına göre imza dışındaki tüm itirazların borca itiraz olarak değerlendirileceği, takibin kambiyo senetlerine özgü olduğu, davanın İİK 168. Maddesindeki 5 günlük süreden sonra açıldığı anlaşıldığından davanın süreden reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili, takibin iptali gerektiğini, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Her ne kadar davacı tarafından İİK 58 maddesi gereğince takibin iptali talep edilmiş, mahkemece de ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise de, eldeki şikayetin İİK 16/1 maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, tebliğ tarihine göre davanın süresinde açılmadığı anlaşılmış ise de, davalı tarafından istinafa gelinmediğinden aleyhe hüküm kurma yasağı gereğince bu sebeple karar kaldırılmamış eleştirilmekle yenitilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. İİK’nın 347. maddesinde düzenlenen şikayet süresinin öncelikli olarak incelenmesi gerekmekle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Şikayet hakkının düşürülmesi kararına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 05/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü 2014/11420 Esas sayılı dosyası olduğu, anılan dosyanın alacaklısının... olduğu, borçlunun şikayet dilekçesinde davalı olarak gösterdiği ...'ın dosyada taraf sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; husumetin takip alacaklısına yöneltilip buna göre karar verilmesi gerekirken takip alacaklısı olmayan kişi hakkında hüküm oluşturulması doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/962 Esas sayılı dosyasında borçlu tarafça iflasın ertelenmesi davası açıldığı, bu dosyada mahkemece 03/03/2015 tarihinde; “İİK 179/b maddesine göre alacaklıların ve borçluların hak ve çıkarlarının dengeli bir şekilde korunması için şirketlerin faaliyetlerinin devam etmesi amacıyla davacı şirketler hakkında yapılmış ve daha sonra yapılacak İİK 206/1 de yazılı alacaklar için yapılan takipler ve rehinli takipler haricindeki tüm icra ve iflas takiplerinin, satış ve muhafaza işlemleri gibi tedbir uygulamalarının ihtiyati tedbiren durdurulmasına" şeklinde tedbir kararı verildiği, takibin ise tedbir kararından sonra 03/09/2015 tarihinde başlatıldığı anlaşılmıştır....
konkordato mühleti içerisindeyken başlandığını ve takibin İİK 294 maddesine aykırı olduğunu, bu nedenle takibin iptali ile hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı borçlu tarafından yabancı paranın Türk Lirası karşılığının gösterilmemiş olması sebebi ile takibin iptali istemi ile şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece 5.104,33 Euro yabancı para alacağı yönünden iptaline, diğer alacak kalemleri toplamı olan 2.695,79TL yönünden takibin devamına karar verildiği, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, aynı Yasa'nın 18/3. maddesi gereğince şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/679 esas sayılı dosyasında verilen kararı borçlu T3tarafından tehiri icra talepli temyiz edildiğinden İİK 33. Madde gereğince borçlu tarafından ödenmesi gereken ek teminat miktarına karar verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine tevdine karar verilmesini istediği, icra müdürlüğünce tedbir kararı gereğince alacaklı vekilinin talebinin reddine 28/01/2019 tarihinde karar verildiği, takip alacaklısı vekilinin icra müdürlüğünün 28/01/2019 tarihli kararını şikayet ettiği ve şikayet dilekçesinde teminat miktarının belirlenmesi için dosyanın İİK 33/3 maddesi uyarınca icra mahkemesine gönderilmesini istemiş olup, her ne kadar şikayetçi vekili İİK 33/3 maddesi gereğince teminat miktarının belirlenmesi için dosyanın icra mahkemesine gönderilmesini istemişse de şikayete konu takip dosyasında takibin konusu itibarı ile İİK 33. Maddenin uygulanma yerinin bulunmadığı, İİK 72/4. Maddenin 2....