Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir. Ceza ve tutukevinin, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla mevzuat çerçevesinde görüşme imkanı ölçüsünde, çocukla tutuklu veya hükümlü ebeveyni arasında kişisel ilişki tesis edilebilir....
Davacıların oğlu olan çocuğun babası öldüğüne göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi ve davacılar ile torunu arasında kişisel ilişki kurulmasında hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Davalının kişisel ilişki kurulması yönünden istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı annenin Ukrayna uyruklu olması ve çocukla birlikte yurt dışına tatile gitme ihtimali nazara alınarak davalının kişisel ilişki süresi ve kademeli kişisel ilişki kurulmaması yönünden istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 1 nolu bendinin kaldırılmasına, torunla davacılar arasında her ayın 3. hafta sonu Cumartesi günleri saat 10:00'dan Pazar günleri saat 17:00'ye kadar, dini bayramların 2. günleri saat 10:00'dan 3.günleri saat 12:00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Velayet kendisine verilmeyen taraf ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkide çocuğun üstün yararı yanında analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir. Davacı babayla ortak çocuk .... arasında günümüzdeki ulaşım kolaylıkları da dikkate alınarak her ayın belirli hafta sonları da kişisel ilişki kurulmaması babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Açıklanan sebeple mahkemece davanın kabulü ile ortak çocuk ile davacı arasında babalık duygularını tatmin eder şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.12.2016 (Prş.) .......
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2020/494 ESAS 2021/751 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların gayri resmi olarak birlikte yaşadıkları, bu birliktelikten Zeynep isimli çocuklarının olduğunu, sonrasında ayrı yaşamaya başladıklarını, çocuğun anne yanında kaldığını davacının çocukla sürekli ilgilendiğini, haftada en az bir kere çocuğu görmeye gittiğini, maddi-manevi ilgilendiğini, son 2 aydır davalının çocuğu göstermediğini, çocuğu babadan soğutmaya çalıştığını, telefonlarına cevap vermediğini, tüm bu nedenlerle tedbiren ve kesin olarak kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE: Dava; çocukla kişisel ilişki kurulması davası niteliğindedir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır....
Kişisel ilişki düzenlemesinin bilirkişi tarafından yapılması doğru olmadığı gibi, velayeti anneye verilen çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken, babalık duygularının tatmini ilkesi gözetilerek karar verilmesi gerekir. Dosya içeriğinden davacı baba ile ortak çocuk arasında yatısız kişisel ilişki kurulmasını gerektiren somut bir olgu ispat edilmemiştir. Kaldı ki yarıyıl tatilinde ve yaz tatilinde de mahkemece yatılı kişisel ilişki kurulmuştur. O halde, hafta sonları da ortak çocuk ile davacı baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemişse de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Aile Mahkemesinin 2017/291 e. ve 2017/357 k. sayılı 25/04/2017 karar tarihli ilamı ile çocuklar ile şahsi ilişki kurulmasına yönelik icra takibine başlandığı, söz konusu ilamın 06/06/2017 tarihinde kesinleştiği, sonrasında davacı tarafından açılan çocukla kişisel ilişki kurulması davasında İstanbul Anadolu 4. Aile Mahkemesinin 2020/194 E. 2021/296 K. sayılı kararında İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesinin 2017/291 e. ve 2017/357 k. Sayılı kararıyla verilen çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik kararın kaldırılmasına karar verildiği ancak verilen bu kararın 28/04/2021 tarihinde istinaf edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 367/2 maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe icra edilemez. (Baki Kuru-İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, 2.baskı, sayfa 923- 924)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından, kişisel ilişki süresi yönünden; davalı tarafından ise, duruşmalı olarak tamamına yönünden temyiz edilmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369.maddesinde torunla kişisel ilişkinin kurulmasına ilişkin verilen davaların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine dair hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine karar verilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç...
Somut olayda, dosyada çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal yoktur. Davalı annenin davacı baba ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik savunması incelendiğinde; somut olarak kişisel ilişkinin küçüğün yararına olmadığını ispatlayamamıştır. Kurulan kişisel ilişki süresi de çocuğun yaşına uygun bulunmuştur. Çocuğun anne ve baba ile görüşmesinin çocuğun yararına olduğu, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....