WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması KARAR Davada; davacı, kendisinin kullandığı dava konusu 130 ada 5 parsel üzerindeki binanın üzerine davalı tarafından konulan bir kısım malzeme nedeniyle müdahalenin men'i ve kal davası açtıktan sonra 27.09.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını zilyetliğin korunması şeklinde ıslah ettiğine ve şahsi hakka dayalı olarak davasını sürdürdüğüne göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 nolu kararı ile hazırlanıp 26.01.2003 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin işbölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    TMK'nun 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nun 973. maddesinde zilyetlik “bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nun 982 ve 983.maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır....

      Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 13/12/2016 tarih ve 2014/26267 E., 2016/16899 K. , Konya BAM 1. Hukuk Dairesi 25/04/2022 tarih ve 2022/648 E., 2022/863 K.)...

      Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 13/12/2016 tarih ve 2014/26267 E., 2016/16899 K. , Konya BAM 1. Hukuk Dairesi 25/04/2022 tarih ve 2022/648 E., 2022/863 K.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davada ...Sulh Hukuk ve ...Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,zilyetliğin tespiti ile zilyetliğe vaki tecavüzün önlenmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, davacının kişisel hakka dayanarak dava açtığı, davanın hak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise,davanın zilyetliğe dayalı müdahalenin önlenmesi davası olup, tapu kaydının iptalini kapsamadığından, davanın zilyetliğin korunması olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

        Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir....

          TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK 06.10.1993 gün, 1993/14-423/561 sayılı kararı da aynı yöndedir. Davacılar Emel ve Cengiz muris Rıza'nın mirasçısı çocuklarıdır. Davalı Hatice muris Rıza'nın ölü oğlu Başaran'ın eşidir....

            Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Somut olayda; davacı uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak muristen kaldığını, davalının yararlanmasına karşı koyduklarını ileri sürerek payına yönelik olarak davalının el atmasını önlenmesi isteminde bulunmuştur. Görüldüğü üzere davacının istemi hakka dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkin bulunmaktadır....

            Kargı Sulh Hukuk Mahkemesi'nce;davacı vekilinin, uyuşmazlığın Çorum İli, Kargı İlçesi, Çobanlar Köyü, 175 ada 1 parsel sayılı Yaylak nitelikli, kamu orta malı olarak malik kaydı yapılmış taşınmaz üzerindeki yayla evine ilişkin olduğu, davanın temelinde, söz konusu yayla eviyle ilgili kira ilişkisinden doğan kiralayanlık şahsi hakkına dayandığı, bir başka deyişle, davanın temelde şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi davası olduğu, davanın sadece zilyetliğin korunmasına yönelik dava niteliğinde olmadığı, Sulh Hukuk Mahkemesinin yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik davada görevli olduğu, temelde şahsi hakka dayalı müdahalenin meni davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Dava; dava konusu ev açısından hakka dayalı müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir....

            Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

            UYAP Entegrasyonu