Bu yasal düzelemedende anlaşılacağı gibi davacının tespitine karar verilen hizmet süresine ilişkin primleri ödemekle işveren yükümlü olup tahsilatta davalı Kurumun görevi olduğundan ve davacıya düşen yasal bir sorumluluk bulunmadığından pirimlerin henüz işverenden tahsil edilmemiş olması davalı Kurumun mahkeme kararını infaz etmesine engel olmayıp işverenden pirim tahsilatı kararın infazından ayrı bir işlem olup karar infaz edildikten sonra da pirimlerin tahsili mümkündür. Öte yandan davalı Kurumun kesinleşen mahkeme kararı eline geçmesine ve gereğinin yerine getirilmesi için 26.10.2001 tarihinde yazışmalara başlamasına rağmen, davacının noksanlığı tespit edilen hizmetinin kurum kayıtlarına işlenmediği uyuşmazlık konusu değildir. Davalı kurumun 5 yılı aşkın bir süredir kesinleşen mahkeme kararının gereğinin yerine getirmemesinin giderek bir yazışma dışında hiçbir işlem yapmamasının bir hata ya da ihmal olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır....
UYUŞMAZLIK KONUSU : Taraflar arasında kurum sigortalısı Tuncay Meşe'nin geçirdiği trafik iş kazası sonucu yaralanması neticesinde kurumun uğradığı zarardan davalının sorumluluğu konusunda ihtilaf bulunmaktadır....
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, davalı işverenin gelirler yönünden tazmin sorumluluğunun ilk peşin sermaye değerli gelir üzerinden belirlenmesi yönündeki mahkeme yaklaşımı yerinde bulunmakta ise de; ilk peşin değerli gelir miktarına sosyal yardım zammı dahil edilmeyerek eksik rücu alacağına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma...
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, ....03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.....2006 gün ve E:2003/..., K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, davalı işverenin gelirler yönünden tazmin sorumluluğunun ilk peşin sermaye değerli gelir üzerinden belirlenmesi yönündeki mahkeme yaklaşımı yerinde bulunmakta ise de; ilk peşin değerli gelir miktarına sosyal yardım zammı dahil edilmeyerek eksik rücu alacağına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma...
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, ....03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.....2006 gün ve E:2003/..., K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, davalı işverenin gelirler yönünden tazmin sorumluluğunun ilk peşin sermaye değerli gelir üzerinden belirlenmesi yönündeki mahkeme yaklaşımı yerinde bulunmakta ise de; ilk peşin değerli gelir miktarına sosyal yardım zammı dahil edilmeyerek eksik rücu alacağına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma...
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL, KISMEN RED Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin Konya ....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
Anılan madde uyarınca davalının Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür. 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki “Halefiyet” ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı, hak sahiplerinin tazmin sorumlularından, isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken; Anayasa Makemesinin 23.11.2006 gün ve ...sayılı kararı ile anılan yasa maddesinin birinci fıkrasında yer alan “...sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün Anayasa’ya aykırılık nedeniyle iptalinden sonra bu madde uyarınca açılan davalarda artık “halefiyet ilkesi’ne” dayanılamayacağı, kurumun rücu hakkının hukuki temelinin (halefiyet değil) bundan böyle; yasadan doğan, sigortalı ya da hak sahibi kimselerin alacaklarından bağımsız, kendine özgü “Basit Rücu” hakkına dönüşmüş olması gözetildiğinde; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir. Anılan madde uyarınca davalının Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür. 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki “Halefiyet” ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı, hak sahiplerinin tazmin sorumlularından, isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken; ......