"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili 14/02/2011 tarihli dava dilekçesinde davalının, 01/06/2002 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile müvekkilinin kiracısı olduğunu, davalının 2009 Eylül ayından 2010 Kasım ayına kadar kira parasını yatırmadan kiralananın anahtarını teslim ettiğini, kira parasının tahsili istemiyle yapılan takibe de itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır. Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir....
İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez. Ancak, ilamda ilk defa hüküm altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya ayrı icra emri düzenlenerek tebliğ edilmelidir....
Somut olayda alacaklı icra dosyasına yapılan itirazın kaldırılması için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurması İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptalini talep ettiğini göstermektedir. Hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davacının dilekçesinde itirazın iptali yerine itirazın kaldırılması ibaresini kullanması sonuca etkili değildir. Bu durumda isteğin itirazın iptali niteliğinde olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda alacaklı icra dosyasına yapılan itirazın kaldırılması için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurması İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptalini talep ettiğini göstermektedir. Hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davacının dilekçesinde itirazın iptali yerine itirazın kaldırılması ibaresini kullanması sonuca etkili değildir. Bu durumda isteğin itirazın iptali niteliğinde olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda alacaklı icra dosyasına yapılan itirazın kaldırılması için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurması İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptalini talep ettiğini göstermektedir. Hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davacının dilekçesinde itirazın iptali yerine itirazın kaldırılması ibaresini kullanması sonuca etkili değildir. Bu durumda isteğin itirazın iptali niteliğinde olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda alacaklı icra dosyasına yapılan itirazın kaldırılması için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurması İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptalini talep ettiğini göstermektedir. Hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davacının dilekçesinde itirazın iptali yerine itirazın kaldırılması ibaresini kullanması sonuca etkili değildir. Bu durumda isteğin itirazın iptali niteliğinde olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dava konusunun İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali talebi olduğu, usulüne uygun yapılmış itirazın bulunmasının itirazın iptali davasında dava şartı olduğu, dava konusu takip dosyasında davalı tarafından yapılmış bir itiraz bulunmadığı, davada dava şartının oluşmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır....
Dava, davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; mahkemece, itirazın iptali davasına bakmaya yetkili mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yargı çevresindeki mahkeme olduğu, davacının ...7.İcra Dairesinde takip başlatmış olmakla, o yerin yargı çevresi sınırları dışına çıkarak başka bir yargı çevresi içerisinde itirazın iptali davası açamayacağı, ancak davalının yetkiye yönelik bir itirazı bulunmadığı gözetilerek, usulüne uygun bir takip bulunmadığı gerekçesiyle, dava ön şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Temyiz incelemesine konu dosyadaki çözümü gereken konu; itirazın iptali davasının, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yargı çevresi dışında bulunan bir mahkemede açılıp açılamayacağı konusudur. Bu nedenle öncelikle itirazın iptali davasında özel bir yetki şartı kuralı getirilip getirilmediği üzerinde durulması gerekmektedir....