Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; alacaklı yanca girişilen ilamsız icra takibinde dayanılmayan, borç sebebi olarak gösterilmeyen bonoya, itirazın iptali davasında delil olarak dayanılma olanağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İlkin, itirazın iptali davasının hukuki niteliklerinin irdelenmesinde yarar vardır. İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesinden yasal dayanağını almaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 4949 sayılı Yasa'yla değişik "6-İtirazın Hükümden Düşürülmesi" ana başlıklı "A. İtirazın İptali" alt başlıklı 67. maddesinde aynen; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir....

    KARŞI OY İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı itirazla, duran takibin devamını sağlama amacı ile açılan bir davadır. Alacaklı davayı kazanır ise borçlunun itirazı da iptal edilmiş olur. İtirazın iptali ile alacak (tahsil-eda) davası birbirinden farklıdır. Bu nedenle itirazın iptali davasında itirazın iptali ve inkar tazminatı talebi ile tahsil isteminin bir arada dava edilmesi mümkün değildir. İtirazın iptali davası tahsil hükmünü içermemesi dolayısı ile ilamlı icraya konu edilemez. Bu karar ile itirazla duran ilamsız icra takibine devam edilmesi sağlanabilir. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerindendir. İlamsız icra takibinde borçlu, kendine tebliğ edilen ödeme emrine karşı 7 günlük süre içinde icra dairesinde, borca, işlemiş faize ve takip talebinden sonra işleyecek faiz oranına itiraz edebilir....

      Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; takip borçlusu tarafından yapılan itirazın icra müdürlüğünce reddedildiği, bu nedenle takibin durmadığı, dolayısıyla takip alacaklısı davacının itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Her ne kadar mahkemece takip borçlusu tarafından yapılan itirazın İcra Müdürlüğü'nce reddedildiği ve bu nedenle takibin durmadığı şeklinde bir gerekçeye yer verilmiş ise de, İİK'nın 66. maddesi hükmü karşısında, yerel mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde isabet görülmemiştir. Zira belirtilen Yasa hükmüne göre; "müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur." itirazın hükümden düşürülmesi ise İİK'nun 67. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre itirazın hükümden düşürülmesi için ya genel mahkemede itirazın iptali davası açılması veya İcra Hukuk Mahkemesi'nde itirazın kaldırılması davası açılması gerekir....

        İİK'nun 68. maddesinde; "Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz. Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına karar verir. İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur. " hükmüne yer verilmiştir....

          İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi istemiyle yapılan takibe vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan ilk yargılamada itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş kararın temyizi üzerine dairemizce, kararın tahliyeye ilişkin kısmının onanmasına, itirazın kaldırılması istemine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda itirazın 800,00 TL üzerinden kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir....

              GEREKÇE: Eldeki dava itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali ve itirazın kaldırılması davalarında kanun koyucu hak düşürücü süreler öngörmüş olup, bu süre İİK nun 67,68,68.a maddesi uyarınca itirazın kaldırılması için altı ay, itirazın iptali davası için bir yıldır .Sözü edilen hak düşürücü süreler kanunun 62/2. Maddesi gereği itirazın alacaklı tarafa tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Yerleşik yargı uygulaması ile itiraz alacaklı tarafa tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazın öğrenildiği,itirazdan haberdar olunduğu tesbit edilse dahi kanunun açık hükmü gereği hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilegelmiştir. "Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır....

                İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır ()....

                  İİK’ nun 68/1.maddesi uyarınca, alacaklı itirazın kendisine tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içerisinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz. Somut olayda aynı konudaki ilk ilamsız icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmiş ve itirazın alacaklıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından İİK’ nun 68/1.maddesi uyarınca icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunulmamıştır. Bunun yanında alacaklı vekili önceki icra dosyasına verdiği imzalı beyanında o takibe yönelik itiraz ile ilgili olarak itirazın iptali davası açmayacaklarını da açıkça bildirmiştir. Süresinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna başvurmayan alacaklı, aynı alacak için yeni bir ilamsız icra takibi yapamaz. (Prof.Dr....

                    Mahkemece, “her ne kadar davada, takibe yapılan itirazın iptali değil, sadece alacağın tahsili istenilmişse de, takip talebine yapılan itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılan alacak davasının, ne olarak nitelendirilirse nitelendirilsin itirazın iptali davası olarak kabul edilmesi gerektiği, aksinin kabulünün, alacağını ispat etme konusunda şüphesi bulunan veya gerçekte alacağı olmayan takip alacaklısının, davasını alacak davası olarak nitelendirerek %40 kötüniyet tazminatını ödemekten kurtulabileceği sonucunu doğuracağı” gerekçesiyle davanın reddine, takibin kötüniyetle yapılmış olması nedeniyle %40 inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-İcra ve İflas Kanunu'nun 67/1. maddesinde "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir...

                      UYAP Entegrasyonu