WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalı ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan dava dışı arsa sahibine sözleşme gereğince verilmesi gereken daireleri devir aldığı ve onun haklarına halef olduğu iddiasıyla, gecikme cezası talep eden üçüncü kişidir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak açılmıştır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK.'nun 355. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlık, 4077 sayılı kanuna göre değil, genel hükümler çerçevesinde çözümlenecektir. Bununla birlikte, dava, 1086 sayılı HUMK döneminde açılmış olup, işbölümü itirazı da olmadığından, davanın açıldığı İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde, Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle, görevsizlik kararı verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, kararın bozulması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği arsa bedeli olarak davalı arsa sahibine ....535,00 TL ödediğini, daha sonra sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, ancak davalının sözleşme kurulurken aldığı arsa bedelini iade etmemesi üzerine, alacağın tahsili için başlattıkları ilamsız takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptali ile ... inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Temlik, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızası alınması gerekmez. Temlik, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder....

        Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türü olup, sözleşmenin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu amacın, 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknoloji gerektirmesi, kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....

          Yukarıda değinilen anayasal ilke ile birlikte düşünüldüğünde, arsa payı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan karşılıklı edimlerin katma değer vergisi doğurmayacağı açıktır. Taraflarca akdedilen sözleşmede katma değer vergisinin aidiyetinin belirlenmesi ve davacının bu vergiyi fatura kapsamına alarak vergi idaresine ödediği iddiasında bulunması da bu ilkeyi değiştirmez. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerin kıyas yoluyla satım ya da trampa sayılması ve bu kapsamda vergiye tâbi olduklarının düşünülmesi de doğru değildir. Açıklamalar çerçevesinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu edimlerin katma değer vergisi doğurması söz konusu olamayacağından davacının bu çerçevede bu verginin doğduğunu ileri sürmesi yasal dayanaktan yoksundur. Diğer taraftan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin götürü bedelli sözleşme olduğu tartışmasız bulunduğuna göre yükleniciye ait bir edimin, sözleşme ile dahi olsa arsa maliklerine devrine de yasal olanak bulunmamaktadır....

          Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez; Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; Davacı, yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, kendisinin de yükleniciden dava konusu bağımsız bölümü satın aldığını ileri sürmektedir....

            Davalı yüklenici vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerli olması için düzenleme şeklinde yapılması gerektiğini savunarak, davanın hak düşürücü süre, zamanaşımı ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, 18.03.2009 tarihinde haczin kaldırılmasının talep edildiği ve tapuda satış işleminin yapıldığı, bu tarihte icradaki borçların ödendiği iddiasının kanıtlanamadığı, hile ile taşınmazın ele geçirildiği olgusunun yeni öğrenildiği ileri sürülmesine rağmen BK'nın 39/1. maddesi gereğince hileye ilişkin aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olunmadığı bildirilmediğinden sözleşme onanmış sayılacağından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, davacıların murisi ile davalı arasında düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 14.04.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Bunun için de arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicinin borçlarının neler olduğunun sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı arsa maliki ile davalı yükleniciler arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca çekişme konusu 5 numaralı bağımsız bölüm yükleniciler bırakılmıştır. TBK'nın 183. maddesinde tanımlanan temlik sözleşmesi uyarınca da yükleniciler bu bağımsız bölümü 19.03.2009 günlü sözleşme ile ödenen 100.000€ bedelle davacıya temlik etmişlerdir. Bu temlik uyarınca davacının tescil isteminde bulunması için yüklenicilerin arsa malikine karşı edimlerini yerine getirmesi veya katlananılabilecek seviyede yerine getirmiş olması gerekir. Arsa maliki ... tarafından yüklenicilere karşı açılan ..................

                  maddesi uyarınca, kural olarak eserin tesliminde devri gereken arsa payını inşaat aşamasında yükleniciye devretmesi yüklenicinin de bunu üçüncü kişilere temlik ederek finans sağlaması arsa sahibinin yükleniciye kredi kullandırmasıdır. Somut olayda da, yükleniciye edimi karşılığı bırakılacak pay tapuda sözleşme düzenlendikten hemen sonra devredilmiştir. Ne var ki, yüklenici edimini yerine getirmediği için 20.10.2005 tarihinde kesinleşen kararla arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi hükmen fesh edilmiş, yükleniciye devredilen paylar için tapunun iptali ile yeniden arsa sahibi adına tesciline karar verilmiştir. Hükmen fesih ve tapu iptali tescil davası derdest iken 30.9.2004 tarihinde davalı tarafından yüklenicinin borcu nedeniyle taşınmaz kaydına haciz şerhi konulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu