Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafın bakiye kalan asıl alacak miktarı için itirazın iptali davası açtığı, davalı tarafın dava konusu borcu ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ticari araç kredisi nedeniyle alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı takip konusu alacağın 8.497 TL kısmını kabul ederek fazla kısma itirazda bulunmuştur. Davacı icra takibinde asıl alacak ve işlemiş faiz isteminde bulunmuş ise de, dava dilekçesinde asıl alacak ve faiz miktarı açıklanmadan 6.503-TL alacağa yönelik itirazın iptali talebinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi ihtiva etmediği gibi, denetime de açık değildir....

    Davacı taraf iş bu itirazın iptali davasına ilişkin dava dilekçesinde, harca esas değer olarak takip talebindeki asıl alacak miktarı olan 225.000 TL göstermiş, bu miktar üzerinden peşin harç yatırmış ise de, netice talebinde davalının itirazının iptalini istemiştir. Bu durumda mahkemece, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde, davacı tarafa talebi açıklattırılarak, şayet itirazın iptali asıl alacağa yönelik ise hükmün buna uygun kurulması, şayet itirazın iptali toplam alacak miktarı üzerinden talep ediliyor ise, takipteki toplam alacak miktarı gözetilerek bu miktar üzerinden eksik harcın tamamlattırılması suretiyle davaya devam olunarak itirazın iptali ile 267.357,47 TL üzerinden karar ilam harcının hesaplanması gerekirken bu husus gözetilmeden itirazın iptaline karar verildiği halde 225.000 TL asıl alacak miktarı üzerinden karar ilam harcının hesaplanması isabetsiz olup, karar ilam harcı aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ettiğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

      Euro alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi doğru değildir....

        Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden icra takibine devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, kira paralarının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir....

            Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre; gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır....

              İİK’ nun 68/1.maddesi uyarınca, alacaklı itirazın kendisine tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içerisinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz. Somut olayda aynı konudaki ilk ilamsız icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmiş ve itirazın alacaklıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından İİK’ nun 68/1.maddesi uyarınca icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunulmamıştır. Bunun yanında alacaklı vekili önceki icra dosyasına verdiği imzalı beyanında o takibe yönelik itiraz ile ilgili olarak itirazın iptali davası açmayacaklarını da açıkça bildirmiştir. Süresinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna başvurmayan alacaklı, aynı alacak için yeni bir ilamsız icra takibi yapamaz. (Prof.Dr....

                Az yukarıda da açıklandığı üzere itirazın iptali davasında, icra takibinden sonra, ancak itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ve ihtilafsız olan ödemeler yönünden davacı alacaklının itirazın iptalini talep etmesinde hukukî yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle itirazın iptali davası açılmadan önce ödenen asıl alacak miktarı yönünden davacının dava açmasında hukukî yararı bulunmadığından, asıl alacak miktarı yönünden itirazın iptali isteminin reddi gerekir....

                  Mahkemece, İİK nun 67/1 ve 68/1. maddeleri gereğince ilamsız takiplerde borca itiraz halinde altı ay içinde icra mahkemesine itirazın kaldırılması davası açılmadığında veya bir yıl içinde genel mahkemeye itirazın iptali davası açılmadığında (bu mahkemelerden bir karar alınmadığında) yeniden ilamsız icra takibi yapılamayacağı, davacının önceki takibe yönelik itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre, artık ilk takip dosyasının yok sayılamayacağı, böyle bir durumda davacının 2. takibi başlatmak yerine genel mahkemede ilk takibine konu ettiği alacağı hakkında alacak davası açması gerektiği, iş bu davanın İİK. nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olup, davanın dinlenebilmesi için takibe konu alacağın ilamsız takibe konu olabilecek bir alacak olması gerektiği, dava konusu alacağın dava yoluyla aranacak bir alacak olduğundan ve ikinci kez ilamsız takibe konu edilemeyeceğinden ortada hukuken geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine...

                    Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....

                      UYAP Entegrasyonu