Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının senedin zorla imzalattırıldığına ilişkin itirazı borca itiraz niteliğindedir.Bu itirazın incelenmesi İİK'nun 169/a maddesinde özel olarak düzenlendiğinden borçlu; borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamalıdır. Somut olayda borca itiraz eden borçlu takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 1. Fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir. Davacının borca itirazlarını İİK'nın 169/a maddesi gereğince ispatlayamadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiştir" şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmünü içermektedir. Anılan madde hükmü gereğince borçlunun borcu bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlaması gerekmektedir. Öte yandan sunulan belgenin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur....

-TL düşülerek düzenlenen yeni itfa planı, davacı ismine ait hesap sütunu, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte incelendiğinde; Göçmenevleri Projesi kapsamında davacılara tahsis edilen konutun, .../...'de inşaa edilen konutlar arasında yer aldığı, davacının konut tesliminden önce ileride mahsuba esas olmak üzere 21.05.1991 tarihinde 12.800.000 TL peşinat olarak ödendiği 284.041.457.-TL bedelli kredi sözleşmesi yapıldığı ve davacının bu bedel üzerinden kredi kullandığı, davacının 12.800.000.-TL lik peşinat sonrası yapılan 296.841.457.-TL lik ilk borçlanma sözleşmesine göre düzenlenen itfa tablosunun revize edilerek 284.041.457.-TL lik yeni bir itfa tablosu düzenlendiği, Bu durumda davacı tarafından ödenen 12.800.000.-TL peşinat tutarının davacının toplam borçlanma tutarından düşülerek mahsup edildiği" gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir....

    Anne ... tarafından velayeten... adına anılan ilâmın 23.08.2012 tarihinde ilamlı takibe konulduğu, borçlunun itfa itirazı üzerine ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 08.09.2014 tarihli, 2014/21 E.-63 K. sayılı kararı ile takip tarihi itibari ile asıl alacağın 810,62 TL, işlemiş faizin 96,28 TL, ilam vekalet ve yargılama gideri alacağı ile toplam 2.155,10 TL alacak olmak üzere icra emrinin düzeltildiği, anılan kararın temyiz edilmeksizin 09.10.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayda aile nüfus kaydının incelenmesine göre, müşterek çocuk... 27.06.1994 doğumlu olup, 27.06.2012 tarihinde reşit olmuştur. İlamlı takip ise 23.08.2012 tarihinde başlatılmıştır. Her ne kadar müşterek çocuğun reşit olması ile iştirak nafakası, takipten evvel sona ermiş ve sadece birikmiş nafaka alacağının tahsili talep edilebilecek ise de; icra emrinde istenmesi gereken alacak miktarı ......

      Davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, 2019/328 Esas sayılı dosya ile açılan davadaki takibin durdurulması taleplerinin reddedildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından takibe konu borç aslı, işlemiş faiz, tahsil harcı ve takip masraflarının davalıya haricen ödendiğini ve 03/10/2019 tarihinde yapılan ödeme dolayısıyla ilgili belgenin davalı tarafından imzalandığını, takibin kesinleşmesinden sondaki döneme ilişkin itfa iddialarının süreye bağlı olmadan ileri sürülebileceğini beyanla, davanın kabulü ile takibin itfa nedeni ile iptaline karar verilmesini istemiştir....

      nun 71. maddesinde ise, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki devrede maddede öngörülen belgelere sahip olduğu takdirde, borcun itfa edildiğini veya alacaklının kendisine mühlet verdiğini iddia ederek takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden talep edebileceği hükmüne yer verilmiştir. Anılan madde hükmü borçlunun ancak belli nitelikte belgelere sahip olması halinde İcra Mahkemesine başvurma yolunu düzenlemiştir. İİK.nun 71. maddesi hükmü, borçlunun İİK.'nun 72. maddesindeki açık düzenleme karşısında genel mehkemelerde menfi tespit açabilmesine engel değildir. Somut olayda borçlu, icra takibinden sonra borcu itfa ettiğini belirterek genel mahkemede İİK.'nun 72. maddesine dayanarak menfi tespit davası açmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın dava değerine göre genel görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 9....

        Maddesi gereğince itfa nedeniyle iflasın kaldırılması için 16/06/2020 tarihli dilekçe ile yapılan başvuru üzerine mahkemece davanın harca tabi olarak açılması gerektiğine hükmedildiğini, ara karardan dönülmesi talebinin de reddedildiğini, bu nedenle ayrı bir dava olarak dava açıldığını belirtmiş ve itfa sebebiyle HMK 182. Maddesi gereğince iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, HMK 182. Maddesi gereğince itfa nedeniyle iflasın kaldırılması talebine ilişkindir. Yapılan değerlendirme sonucunda, iflasın kaldırılması talep edilen şirket hakkında iflasına, ...ATM tarafından 23/10/2010 tarih ... Sayılı karar verildiği, İİK 182. Maddesi gereğince iflasın kaldırılmasına bakma görevinin iflas kararını veren mahkemeye ait olduğunu, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile ......

            Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesi kapsamında, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa şikayetidir. Mahkemece hükme esas alınan 27.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda, 09.04.2010 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamen kapandığı ve 285,25 TL fazladan ödeme yapıldığı tespit edilmiş olup, şikayet başvurusunun yapıldığı 22.02.2011 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamının ödenmiş olduğu açıktır. O halde; mahkemece, İİK'nun 71. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun itfa edilmesi sebebiyle istemin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Şti.nden başkaca icra vekalet ücreti, takip masrafı, boşanma ve katkı payı katılma alacağı davası vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmamaktadır." ve 8. Maddesinde " taraflar yukarıda anılı yükümlülüklerine harfiyen riayet edecek olup anılı sürelere ve yükümlülüklere uyulmaması halinde herhangi bir ihtara veya mahkeme hükmüne gerek kalmaksızın iş bu protokol feshedilmiş sayılacaktır " yönünde hükümler içermektedir. İİK'nun 71/1. maddesi uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfanın İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....

              UYAP Entegrasyonu