İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 2....
Başvuru bu hali ile İİK.nun 71.maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir. O halde mahkemece, öncelikle duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, borçlunun haricen ödemeye ilişkin olarak sunduğu 01.9.2013 tarihli belge alacaklıya gösterilip beyanı alındıktan sonra, sonucuna göre İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
. - 2012/6 K. sayılı kararına dayalı olarak ilamlı icra takibine başlandığı, ... 4-5 nolu icra emrinin borçluya 17.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal 7 günlük süreden sonra 28.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, ilama konu borca ilişkin takip tarihinden önce kısmi ödemeler yaptığını ileri sürerek itfa itirazında bulunduğu, mahkemece, davanın kabulü ile fazla talep edilen nafaka ve kira alacağına ait 4.490-TL ile faiz alacağına ait 550,68-TL yönünden icra emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir. Başvuru bu hali ile İİK. nun 33/1.maddesine dayalı olarak icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 33/1.maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı 7 günlük süreye tabidir. Borçlunun icra emri tebliğinden sonra icra dosyasına yaptığı ödemeler ise icra müdürlüğünce yapılacak hesap tablosunda değerlendirilecek bir husustur....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlu takibe dayanak ilamın gereğini imar barışına başvurarak yerine getirdiğini ileri sürerek itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır....
Noterliği'nin 02.08.2018 tarihli 18129 yevmiye numaralı ibranamesinin İİK m. 33/2' de kabul gören belgelerden olduğunu, İİK m. 33/2 " İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmünü haiz olduğunu, buna göre müvekkilinin sunmuş olduğu ibranamenin itfa hükmünde olduğunun kabulünün gerektiğini, İİK m. 71 " Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir." hükmünü haiz olduğunu, bu hükümdeki “İtfa” teriminin ödeme, ibra, hibe, af, takas, terkin gibi borcun son bulmasını sağlayan nedenleri kapsayacağını, Yargıtay 12....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmün eksik tahkikat neticesinde verildiğini, söz konusu dava dışı Rok Grup firmasının takibe konu çek bedellerinin de içinde olduğu tüm borçları için alacaklı Vakıflar Bankası ile anlaştığını ve yapılandırma yapılarak ticari ödeme planı hazırlandığını ve alacaklı banka tarafından Rok Grup firması hakkında icra takibine girişilmediğini, takibe konu olan çeklere bağlı bulunan borcun itfa ve imhal ile sona erdiğini, alacaklı banka ile çek bedellerinin de içerisinde olduğu borçlar için yapılandırmaya gidildiğini ve buna göre ödeme planı hazırlandığını ancak, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takibe konu bulunan borcun alacaklı banka ile çeki ciro ile müvekkilinden alan Rok Grup firması tarafından yeniden yapılandırma ile itfa edildiğini, ticari kredi ödeme planında da itfanın eşit taksitli esnek itfa olarak açıkça gösterildiğini...
Davalı İdare, binanın satın alınması durumunda özel maliyet bedelinin itfa edilmeyen kısmının binanın maliyeti içinde itfa edileceğini ve binalarda amortismanın yeniden değerleme öncesi tutarlar üzerinden ayrılacağını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Tetkik Hakimi …'ın Düşüncesi : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 298 inci maddesinin 1 inci fıkrasının 4 üncü bendinin son cümlesi uyarınca, bina, arsa ve arazilerin yeniden değerlenmeden önceki kıymetleri üzerinden amortismana tabi tutulmaları gerektiğinden tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı …'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, itfa sebebine dayalı icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. Mersin 3. İcra Dairesinin 2019/14108 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından T1 Şirketi hakkında 13/12/2019 tarihinde ilamlı takip yoluyla 20.833,42 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, icra emrinin şikayetçiye 17/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davanın 20/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Para ve Teminat Verilmesi Hakkındaki İlamların İcrasında icranın geri bırakılmasını düzenleyen İİK'nun 33.maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü yer almaktadır....
Dava, İİK 71 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte, davalı tarafça protokolün varlığı ve ödeme iddialarının kabul edildiğini, takip konusu borcun üçüncü kişi tarafından ödendiği iddiasının sabit olması halinde borçlunun İİK'nın 71. maddesi uyarınca takibin iptalini isteyebileceğini, aynı konuda açılan davalarda itfa iddialarının kabul edildiğini, protokolde müvekkilinin taraf olduğunu, bu nedenle itfa iddiasında bulunabileceğini, bu durumda davanın kabulü ile İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, takipte taraf olmayan 3. kişinin takibin kesinleşmesinden sonraki evrede itfaya dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İtfa iddiasında bulunan davacı takipte taraf olmayıp üçüncü kişidir....