Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının sunduğu 2007 yılı defter ve belgelerinde sözkonusu faturaların kayıtlı bulunmadığı, davalının gönderdiği hesap ekstresine davacının itirazda bulunmaması nedeniyle borcu usul yönünden kabul etmiş sayılacağı belirtilmiş ise de, taraflar arasında yapılmış yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığından bilirkişinin bu yöndeki beyanına itibar edilmediği, davalı şirketin faturalara konu malları davacıya teslim ettiğini ispat edemediği, davacı vekili 08.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporuna göre davalıdan 1.798,81-TL alacaklı olduklarını beyan ederek, 1.798,81 TL' nin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı hakkındaki icra takibinin 6.042,50 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, davacının bu asıl alacak için borçlu olmadığına ilişkin dava açtığı, yargılama aşamasında 12,813.75 TL ödeme yaptığı ve davasına istirdat davası olarak devam ettiği, icra takibine konu yapılmayan bir alacak için...
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/10/2014 NUMARASI : 2014/927-2014/1409 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kefil tarafından açılan menfi tespit (ödemeyle istirdat) istemine ilişkindir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasını yargılama sırasında istirdat davasına çevirdiği, istirdat davasının görülmesi için davacının icra takibi sırasında para ödemiş olmasının gerektiği, davacının böyle bir icra tehdidi olmadan rızası ile borcu senet vererek 15.02.2010 tarihinde ödediği, her ne kadar ihraç tehdidi altında borcu ödediğini ileri sürmüşse de bu iddiasını ispat edemediği ve ayrıca yasal olarak dava konusu edilmiş borç dayanak gösterilerek ihraç kararı verilemeyeceğinden, istirdat davasının şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; dava konusunun istirdat talebine ilişkin olup, İİK'nun 72/7. maddesi uyarınca davanın ödeme tarihinden itibaren 1 (bir) sene içinde açılması gerektiği, davalı şirkete istirdat davasına konu paranın 357.651,00 TL'sinin 06.11.2008 tarihinde, 42.000,00 TL'sinin ise 21.11.2008 tarihinde ödendiği, temlik sözleşmesinin tarihinin ise 02.07.2009 olduğu, istirdat davası açma süresinin ödeme tarihinden itibaren işlemeye başladığı, bu sürenin hak düşürücü süre olup, re'sen nazara alındığı, somut olayda davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 04.05.2010 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davanın İİK'nun 72/7 maddesine dayalı istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı bir dava mı olduğu yönünde toplanmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 331....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı asil, davalının akrabası olup kendisinden 7.000 TL para alıp kendisini senet yoluyla borçlandırdığını, borcunun 3.700 TL'sini ödediğini, ancak bu miktar senetten düşülmediği için davalının tüm alacak için kendisini icraya verdiğini, kendisinin taahhüdüne istinaden 11.755,00 TL'sini ödemek zorunda kaldığını, hapsen tazyik cezası alınca 1.000 TL daha ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, fazla ödenen 4.700 TL'nin 22/05/2012 tarihinden itibaren ticari faizle birlikte tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafça açılan istirdat davasının süresinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinde istirdat davası açılarak kambiyo senedine dayalı şekilde davacı yanca müvekkili aleyhine girişilen takip sırasında icra tehdidiyle müvekkilinden tahsilat yapıldığı ve ihtirazi kayıtla ödemede bulunulduğu belirtilmek suretiyle 44.105,26 TL'nin reeskont faiziyle birlikte davacıdan (karşı davalı) tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davacı (karşı davalı) vekili; asıl davadaki iddiaları tekrarlayarak ve istirdat davasının koşullarının oluşmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/295 E.-2011/812 K. sayılı kararıyla iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verilmiştir....
Mahkemece her ne kadar iki istem birlikte incelenerek karar verilmiş ise de, ihraç kararının iptali davası tefrik edilerek, istirdat istemi bakımından ihraç iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirdi. Zira, ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre istirdat davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilecektir. Ancak somut olayda, ihraç kararının iptali kararı davalı tarafça temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olup, istirdat istemi yönünden davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğu anlaşıldığından, anılan husus bozma nedeni yapılmamıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 16/09/2020 NUMARASI : 2018/838 2020/498 DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İİK ' nun 356. Maddesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir.İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesince; "...Davanın tarafları tacir olup; dava konusu alacak her ikisinin ticari işletmesiyle ilgilidir. Bu haliyle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gereklidir. " gerekçesiyle görevsizliğine karar verilmiştir.İstanbul 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 31.01.2011 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve istirdat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; istirdat isteminin kabulüne, menfi tespit isteminin reddine dair verilen 07.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2.maddesi uyarınca miktar veya değeri 1.540.00 lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Mahkemece hükmedilen miktarda kesinlik sınırının altındadır. HUMK'nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir....
Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair karar, davalılardan ... ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, haksız tahsil edilen ....440.-TL kira parasının istirdadına ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ....750.-TL'nin davalı ... ...'dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin tahsiline karar verilmiş, karar davalı ... .... tarafından kabul edilen kısma yönelik temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici ....madde hükmü gözetilerek HUMK.nın ........2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve ... ... Genel Kurulu’nun ........2005 tarih ve ...-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu alacak hüküm tarihinde ....890....